Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/6494
Karar No: 2019/7301

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/6494 Esas 2019/7301 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı Hazine, davalı adına tapuda kayıtlı olan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisabının mümkün olmadığını iddia ederek taşınmazın tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkeme davalının zilyetlikle mülk edinme koşullarının olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiş ancak Yargıtay 20. Hukuk Dairesi bozma kararı vererek taşınmazın orman niteliğinde olup olmadığı konusunda araştırma yapılması gerektiğini belirtmiştir. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın yeterli olmadığı belirlenmiş ve bilirkişi raporunda taşınmazın eğiminin %60-80 olduğu, üzerinde yeni kesilmiş meşe köklerinin bulunduğu belirtilmesi nedeniyle davalının tescilinin doğru olmadığına karar verilmiştir. Sonuç olarak, temyiz itirazlarının reddedilmesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine karar verilmiştir.
20. Hukuk Dairesi         2017/6494 E.  ,  2019/7301 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı Hazine, davalı adına tapuda kayıtlı olan ..... sayılı taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisabı mümkün olmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davalının zilyetlik süresinin dolmadığını, taşınmazın büyük bölümünün meşelik ve kayalık olduğunu, .... sayılı kararı ile çekişmeli parselin yaklaşık 4100 m² yüzölçümlü bölümüne yönelik olarak dava dışı ..... tarafından açılan tescil davasının reddedilerek kararın 30.04.1992 tarihinde kesinleştiğini, kadastro sırasında, hüküm altına alınan bu bölüm ile birlikte daha fazla bölümün davalı adına incirlik vasfıyla tespit edilerek tapuya tescil edildiğini iddia ederek, taşınmazın tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümünün meşelik vasfında olduğu, (A) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümleri yönünden davalının zilyetlikle mülk edinme koşullarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ve 116 ada 31 sayılı parselin bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 518,96 m² yüzölçümlü bölümünün tapusunun iptali ile meşelik vasfıyla Hazine adına, aynı krokide (A) harfi ile gösterilen 2660,54 m² yüzölçümlü bölüm ile (C) harfi ile gösterilen 3270,06 m² yüzölçümlü bölümün davalı adına tesciline karar verilmiş, davacı Hazine tarafından taşınmazın (A) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerine yönelik olarak, davalı ... tarafından taşınmazın (B) harfli bölümüne yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.05.2012 gün ve 2012/1452 E. - 2012/6720 K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma kararında; "Dava, taşınmazın meşelik niteliği ile Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasına dayalı olarak açıldığından, taşınmazın orman niteliğinde olup olmadığı konusunda hem eski tarihli belgeler hem de kesinleşmiş orman tahdit haritası uygulanarak araştırma yapılması gerekir. Yalnızca orman tahdit haritası uygulanarak hüküm kurulamaz.
    Mahkemece, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak yapılan inceleme ve araştırma yeterli olmadığından, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, bir uzman orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa
    dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
    Kabule göre de, çekişmeli taşınmazın (C) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik olarak tescil davasında dahi, taşınmazın meşelik olduğu belirtilmiş, zirai bilirkişi raporunda, bu bölümün üzerindeki meşe ağaçlarının yakın zaman önce kesildiği; orman bilirkişi raporunda, taşınmazın eğiminin % 60-80 olduğu, üzerinde yeni kesilmiş meşe köklerinin bulunduğu belirtilmiş olmasına göre, bu bölümün davalı gerçek kişi adına tesciline karar verilmesi doğru değildir." hususlarına yer verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, .... parselin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu 1968 yılında, arazi kadastrosu ise 2006 yılında kesinleşmiştir.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu belirlenerek hüküm kurulduğuna göre temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/12/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi