Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/5654
Karar No: 2020/2070
Karar Tarihi: 27.02.2020

Silahlı terör örgütüne üye olma - Terör örgütüne yardım etme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/5654 Esas 2020/2070 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2019/5654 E.  ,  2020/2070 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Terör örgütüne yardım etme
    ..., ..., ..., ...,
    ..., ..., ...,
    ..., ... için),
    13.08.2016 (... için),
    15.08.2016 (... için),
    25.12.2014 (... için)
    Hüküm : Sanıklar ..., ... ve ...
    yönünden; CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca ayrı
    ayrı beraat kararına yapılan istinaf başvurusunun
    esastan reddi
    Sanıklar ... ve ... yönünden;
    TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın
    220/7, 62, 53, 63, maddeleri uyarınca
    mahkumiyetlerine dair Rize Ağır Ceza Mahkemesi
    kararının kaldırılarak CMK 223/2-e maddesi uyarınca
    ayrı ayrı beraat
    ve ... yönünden; TCK"nun 314/2,
    3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62, 53,
    58/9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyetlerine dair
    Rize Ağır Ceza Mahkemesi kararının düzeltilerek
    istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddi


    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyizin sebebine göre dosya incelendi gereği düşünüldü;
    Sanıklar ..., ... ve ... müdafiileri ile sanık ..."un duruşmalı inceleme istemlerinin yasal şartları oluşmadığından CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Dosya arasında bulunup 5070 sayılı Elektronik imza Kanununun 5 ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile imzalandığı belirtildiği halde, UYAP sisteminde bulunmayan, 05.02.2018 tarihli duruşma zaptının, 101549 sicil nolu mahkeme başkanı, 139571 ve 179283 sicil numaralı üye hakimler ve 136555 sicil numaralı katip; 01.08.2016 tarihli duruşma zaptının 39559 sicil numaralı mahkeme başkanı, 101317 ve 179283 sicil numaralı üye hakimler ile 117941 sicil numaralı katip tarafından ıslak ve elektronik olarak imzalanmaması; 29.09.2016 tarihli duruşma zaptının 101317 sicil numaralı katip, 24.11.2016 ile 03.05.2017 tarihli duruşma zaptlarının 145913 sicil numaralı katip, 08.03.2017 ile 17.10.2017 tarihli duruşma zaptlarının 144988 sicil numaralı katip, 03.05.2017 tarihli duruşma zaptının 136555 sicil numaralı katip, 25.07.2017 tarihli duruşma zaptının 117941 sicil numaralı katip, gerekçeli istinaf kararının 126726 sicil numaralı katip tarafından elektronik olarak imzalanmaması mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
    I-)Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkındaki hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden istinaf kararı başlığında suç tarihinin sanık ... için
    "13.08.2016", sanıklar ..., ..., ... ve ... için "12.08.2016" olarak yazılmaması mahallinde giderilebilir yazım hatası kabul edilmiş; sanıklar ..., ..., ... ve ..."ın gözaltında ve tutuklulukta geçirdikleri sürelerin TCK 63/1. maddesi uyarınca cezalarından mahsup edilmesi infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğinde bu yönde bir bilgi ve belge olmamasına rağmen gerekçede dosya kapsamı ile uyuşmayan biçimde sanık ..."in bylock kullanıcısı olduğunun belirtilmesi ile örgüt liderinin talimatı üzerine hesap açtığı, işlem yaptığı yönünde delil bulunmayan sanık ..."un Bank Asya mutad hesap kayıtlarının örgütsel faaliyet kapsamında değerlendirilemeyeceğinin gözetilmemesi dosya kapsamındaki diğer deliller nazara alındığında sonuca etkili görülmemiştir.
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar müdafiilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
    II-)Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkındaki hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    Sanıklar ... ve ..."ın, örgüt içerisinde cemaat olarak bilindiği dönemde yer aldıkları ve terör örgütü olarak kamuoyu tarafından bilinir hale geldikten sonra eylem ve faaliyetlerinin tespit edilemediğine dair yerel mahkemenin kabulü yerinde ise de sanıkların FETÖ/PDY örgütsel sohbetlerine katıldığı dönem dikkate alındığında haklarında TCK 30/1 maddesi gereğince hata hükümlerinin uygulanması gerektiği halde delil yetersizliğinden mahkumiyet hükmü kurulması sonuca etkili görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddiyle beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
    III-)Sanıklar ..., ... ve ... hakkındaki hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    1-)a-)İlk derece mahkemesince hüküm verildikten sonra beyanları dosyaya giren ve sanık ... hakkında beyanda bulunan ..., ...,...,... ; sanık ... hakkında beyanda bulunan..., ... ve ... ile sanık ... hakkında beyanda bulunan ... ve ..."nın duruşmada usulüne uygun şekilde dinlenilmesi, mümkün olmadığı takdirde aşamalardaki tüm beyanlarının aslı veya onaylı suretlerinin dosya arasına alınması,


    b-)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16.MD-956 E. 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas 2017/3 sayılı kararında; “Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren bir delil” olacağının kabul edildiği gözetilerek;
    ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bu delilin atılı suçun vasfının tayini açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, istinaf aşamasında dosya içerisine geldiği anlaşılan ve sanık ..."ın ByLock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının,
    Yukarıda belirtilen belgelerin CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanıklar ve müdafiilerine okunup diyeceklerinin sorulması ile tüm dosya kapsamının bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    2-)5271 sayılı CMK’nın 210/1-2 maddesindeki düzenleme de gözetilerek soruşturma aşamasında kolluk tarafından beyanları alınan ve sanık ... hakkında beyanda bulunan Yakup Yurdagül"ün duruşmada usulüne uygun olarak tanık sıfatıyla dinlenmesinden sonra yargılamaya devamla bir hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
    3-)Sanık ..."ın örgütteki konumu ve faaliyetleri nazara alınarak alt sınırdan makul surette uzaklaşılarak ceza tayini yerine alt sınırdan ceza tayin edilmesi,
    4-)Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden sanıklar hakkında istinaf kararı başlığında suç tarihinin "12.08.2016" olarak yazılmaması,
    5-)Sanık ... ve ..."ın gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin TCK 63/1. maddesi uyarınca cezasından mahsubuna karar verilmemesi,
    6-)Sanıklar ... ve ..."ın örgütle iltisaklı Kimse Yok mu adlı yardım kuruluşuna bağışta bulunmasının örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceğinin; sanık ..."ın FETÖ ile irtibatlı ve iltisaklı Bankasya’nın TMSF’ye devrinden sonraki hesap hareketlerinin bir suç unsuru içermediğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanıklar müdafiileri, sanık ... ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık ..."ın üzerine atılı suçun niteliği ve bozma sebebine göre tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına,
    IV-)Sanık ... hakkındaki hükme yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;


    1-)Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı kararında “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği gözetilerek; UYAP sisteminden yapılan sorgulamada sanığın eşi Emine Şehitoğlu hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/77 esas sayılı dosyasında derdest kovuşturma bulunduğu ve Rize Ağır Ceza Mahkemesi"nin 05.09.2019 tarihli yazısında sanıkların hukuki durumlarının birlikte değerlendirilmesinin talep edildiği dikkate alınarak, 164220 ID numaralı bylock hesabına ait ayrıntılı tespit ve değerlendirme tutanağının tetkikinde kullanıcı adı ve yazışma içerikleri de nazara alındığında bu belgenin sanığa ait olduğu hususunda kuşku bulunması karşısında her iki dosyanın birleştirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken sanığın bylock kullanıcısı olduğuna dair çelişki ve kuşku taşıyan belgeye dayanılarak eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2-)Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden istinaf kararı başlığında suç tarihinin "15.08.2016" olarak yazılmaması,
    3-)Sanığın gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin TCK 63/1. maddesi uyarınca cezasından mahsup edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın üzerine atılı suçun niteliği ve bozma sebeplerine göre tahliye talebinin reddi ile sanığın tutukluluk halinin devamına,
    V-)Sanık ... hakkındaki hükme yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    Ayrıntıları ve hukuki mahiyeti Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere;
    Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.

    Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.).
    Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin "suç işlemek amacı" olması aranır (Toroslu özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf.280).
    Suç örgütünün tanımlanıp yaptırıma bağlandığı 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinin 7. fıkrasında yardım fiiline yer verilmiştir. “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, örgüt üyesi olarak” cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı, gerekçesinde; “örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişi, örgüt üyesi olarak kabul edilerek cezalandırılır.” şeklinde açıklanmış, 765 sayılı TCK’nın sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla düzenlenen maddede yardım etme fiilleri de örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilerek, bağımsız bir şekilde örgüte yardım suçuna yer verilmemiştir.
    Yardım fiilini işleyen failin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaması, yardımda bulunduğu örgütün TCK’nın 314. maddesi kapsamında silahlı terör örgütü olduğunu bilmesi, yardımın örgütün amacına hizmet eder nitelikte bulunması yardım ettiği kişinin örgüt yöneticisi ya da üyesi olması gereklidir. Yardımdan fiilen yararlanmak zorunlu değildir. Örgütün istifadesine sunulmuş olması ve üzerinde tasarruf imkanının bulunması suçun tamamlanması için yeterlidir.
    Yardım fiilleri örgüte silah sağlama ve terörün finansmanı dışında tahdidi olarak sayılmamıştır. Her ne surette olursa olsun örgütün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemler yardım kapsamında görülebilir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 11.11.1991 tarih, Esas 9-242, Karar 305). Yardım teşkil eden hareketin başlı başına suç teşkil etmesi gerekmez. Yardım bir kez olabileceği gibi birden çok şekilde de gerçekleşebilir. Ancak yardım teşkil eden faaliyetlerde devamlılık, çeşitlilik veya yoğunluk var ise örgüt üyesi olarak da kabul edilebilecektir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Örgütün kurucusu, yöneticileri ve örgüt hiyerarşisinde üçüncü veya daha yukarı katmanlarda yer alan mensuplarının zaman sınırlaması olmaksızın örgütün nihai amacından haberdar oldukları yönünde kuşku bulunmamakta ise de, bir ve ikinci

    katmanlarda yer alanlar açısından; Devletin her kurumuna sızan mensupları vasıtasıyla kişi ve kurumlara yönelik, örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan operasyonlara başlandığı, bu yapının kamuoyu ve medya tarafından tartışılır hale geldiği, üst düzey hükumet yetkilileri ve kamu görevlileri tarafından yapılan açıklamalarda “paralel yapı” veya “terör örgütü” olduğuna ilişkin tespitler ve uyarıların yapıldığı, Milli Güvenlik Kurulu tarafından da aynı değerlendirmelerin paylaşıldığı süreçten önce icra edilen faaliyetlerin, nitelik, içerik ve mahiyeti itibariyle silahlı terör örgütünün amacına hizmet ettiğinin somut delil ve olgularla ortaya konulmadıkça örgütsel faaliyet kapsamında kabul edilemeyeceği değerlendirilerek;
    Tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre örgütün görünen yüzü ortaya çıkmadan önceki tarihlerde örgütün toplantısına katıldığı anlaşılan sanığın bu tarihten sonra gerçekleşen ve örgütsel faaliyet olarak kabul edilen hareketlerinin örgüt hiyerarşisine dahil olduğunu gösterir biçimde çeşitlilik, devamlılık ve yoğunluk içermemesi karşısında örgüt üyesi olarak kabul edilmesine yasal olanak bulunmadığı, ancak örgüt liderinin talimatı doğrultusunda örgütle irtibatlı Bank Asya’daki hesabında katılım hesapları açıp para yatıran sanığın eylemlerinin örgüte yardım etme suçunu oluşturacağı gözetilerek; Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, 6352 sayılı Kanunun amaç, kapsam ve gerekçesi, TCK"nın 61 ve 3/1. maddelerinde düzenlenen ölçüt ve ilkeler çerçevesinde suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, suçtan sonraki davranışları, güttükleri amaç ve saik ile, sübutu kabul edilen eylemin niteliği de gözetilerek, tayin olunan cezadan TCK"nın 220/7 fıkrasının 2. cümlesinde yer alan düzenleme uyarınca hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun ve gösterilen indirim miktarı ile orantılı makul ve makbul bir indirim yapılarak sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken beraatine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Rize Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi