Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/3259
Karar No: 2021/1301
Karar Tarihi: 23.06.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/3259 Esas 2021/1301 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/3259
Karar No : 2021/1301


TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Anonim Şirketi
VEKİLLERİ : Av. ...
UETS Kodu: ... (E-Tebligat)

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ...
VEKİLİ: Huk. Müş. ...

2- ... Bakanlığı
UETS Kodu: ...
VEKİLİ: I. Hukuk Müşaviri Yrd. V. ...

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 13/02/2020 tarih ve E:2015/2980, K:2020/533 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 19/12/2014 tarih ve 29210 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle değişiklik yapılan 30/04/1983 tarih ve 18033 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Yönetmeliği'nin 21. maddesinin dördüncü fıkrasının (A) bendinin 1. ve 2. paragraflarının, aynı maddenin onbeşinci fıkrasının (A) bendinin (d), (e), (f), (g), (h) ve (ı) alt bentlerinin, 22. maddesinin sekizinci fıkrasının 2. ve 3. paragrafları ile bu Yönetmeliğin dayanağı olan 30/09/2014 tarih ve 2014/6845 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 13/02/2020 tarih ve E:2015/2980, K:2020/533 sayılı kararıyla;
Yurt savunması veya yurt ekonomisine önemli ölçüde katkıda bulunan veya kısmen dahi tahripleri veya devamlı olarak ya da geçici bir zaman için faaliyetten alıkonulmaları halinde milli güvenlik veya toplum hayatı bakımından olumsuz sonuçlar doğurabilecek kamu veya özel kuruluşlara ait her türlü yer ve tesislerin etrafında güvenlik bölgelerinin kurulması, kaldırılması, sınırlarının belirlenmesi ve gerektiğinde genişletilmesi konusunda Bakanlar Kurulu'nun yetkili olduğu,
Özel güvenlik bölgelerinin, kamu veya özel kuruluşlara ait stratejik ve hayati önemi haiz her türlü yer, tesis, tesisler topluluğu ve eklentileri çevresinde, belirlenen mesafelerden geçen noktaların birleştirilmesi ile tespit edilen alanlar olduğu,
Kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşlara ait özel güvenlik bölgelerinin emniyetinin, ilgili mevzuat kapsamında kendileri tarafından sağlanacağı,
Özel güvenlik bölgesi kurulması ile ilgili iş ve işlemleri yürütmek, fiziki güvenlik sistemlerinin kurulması ve yönetilmesine ilişkin kararları almak üzere oluşturulan Özel Güvenlik Bölgesi Değerlendirme Komisyonuna, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ile birlikte anılan bölgede tesisi bulunan özel kuruluşların temsilcileri de katılacağından, onların da özel güvenlik bölgesine ait işlemlerin yürütülmesinde ve işleyişinde söz sahibi olma imkanının bulunduğu,
Mevzuatta birden çok tesisi içine alan özel güvenlik bölgesi kurulmasını engelleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi dava konusu değişikliklerden önce de Yönetmelikte "tesisler topluluğu" ibaresine yer verildiği,
Özel güvenlik bölgesinin etrafının tel örgü, parmaklık veya duvar ile çevrilmesi, çevresinde koruma görevlilerinin bulundurulması, giriş ve çıkış noktalarının sınırlandırılması, optik plaka okuma, kartlı bariyer ve benzeri güvenlik sistemlerinin kurulması, yaya veya motorize devriye uygulamasının yanında, kamera sistemlerinin kurulması, kimyasal, biyolojik, radyolojik, nükleer, parlayıcı, patlayıcı ve yanıcı maddelerin sevkiyatında özel tedbirler alınması ve diğer önlemlere ilişkin düzenlemelerin, özel güvenlik bölgesi kurulmasından beklenen sonucun tam ve verimli olarak alınabilmesi amacına yönelik olarak yapıldığı, söz konusu yerlerin stratejik bölge olması nedeniyle sadece özel güvenlik bölgesi ilan edilmesinin yeterli olmayacağı,
Özel güvenlik bölgesinin denizde kalan kısmının diğer tesislerce geçiş yolu olarak kullanılması veya tesis eklentisi kurulması taleplerinin, tesis temsilcilerinin de üye olarak katıldığı özel güvenlik bölgesi değerlendirme komisyonunda karara bağlanacağı ve bu konuda karar verilirken ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin de alınacağı, bu taleplerin uygun görülmesi halinde uyulması gereken kuralların belirlenerek ilgililere bildirileceği, böylece deniz kıyısındaki tesislerinin deniz sahasını sadece kendisine ait bir alan gibi kullanmasının önüne geçilerek aynı bölge içindeki diğer firmalara da deniz alanından yararlanma imkanının sağlanmış olacağı, bunun mülkiyet hakkına hukuka aykırı bir müdahale niteliğinde olmadığı sonucuna ulaşıldığı,
2565 sayılı Kanun kapsamında, kamu yararı ve hizmet gerekleri de gözetilerek, özel güvenlik bölgesi uygulamasından en yüksek verimin alınması, güvenliğin üst seviyede sağlanması, güvenlik risklerini en aza indirecek önlemlere imkan tanınması amacına yönelik olarak getirilen düzenlemelerde üst normlara ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından; dava konusu Yönetmelik değişikliklerinin ve dayanağı Bakanlar Kurulu Kararının iptalini gerektirir bir husus görülmediği,
Öte yandan, davacı vekili tarafından, 05/02/2020 tarihinde dosyaya giren dilekçesinde ve duruşma sırasında, iptali istenilen Bakanlar Kurulu Kararının ortak özel güvenlik bölgesi kurulmasına ilişkin 26/03/2014 tarih ve 2014/6173 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı olduğu beyan edilmişse de, dava dilekçesinde ve anılan dilekçesinden önceki tüm dilekçelerinde Yönetmelik değişikliğinin dayanağı olan 30/09/2014 tarih ve 2014/6845 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptalinin istenildiği, bireysel işlem olarak nitelendirilebilecek ortak özel güvenlik bölgesi kurulmasına ilişkin 26/03/2014 tarih ve 2014/6173 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının dava konusu edilmediğinin görüldüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 26/03/2014 tarih ve 2014/6173 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile “Kocaeli Körfez Enerji Bölgesi” adı altında, içinde 39 tesisin bulunduğu ve yasal dayanağı bulunmayan bir ortak özel güvenlik bölgesi kurulduğu, daha sonra ise, 30/09/2014 tarih ve 2014/6845 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulması kararlaştırılan ve 19/12/2014 tarih ve 29210 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile, Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Yönetmeliği'nde dava konusu değişikliklerin yapıldığı, ana iştigal konusu ham petrol rafinajı, petrol ürünlerinin depolanması, ithal ve ihracı olan davacı şirketin rafinerisinin stratejik öneme sahip olduğu, çevresindeki tesislerle birlikte tek bir özel güvenlik bölgesinde yer almasının güvenliğini zafiyete uğrattığı, 2565 sayılı Kanun'un yürürlüğe giriş amacına uygun bir şekilde özel güvenlik bölgesi sınırları içerisinde yer alması mümkün olmayan, bu kapsamda stratejik önemi haiz faaliyetlerde bulunmayan şirketlerin de bu bölgeye dahil edildiği, hatta söz konusu bölge içerisinde özel mülkiyete konu olup da, atıl vaziyette bulunan parsellerin de yer aldığı, birbiriyle ilgisiz tesislerin bir araya toplanmasının hak ve menfaat çatışmalarına yol açabileceği, ortak güvenlik bölgesi oluşturulması ile güvenliğin hangi şekilde ve kim tarafından sağlanacağının belirsiz hale geldiği, ortak güvenlik bölgesindeki 39 şirketin hangi tüzel kişilik altında toplanacağının, bu tüzel kişiliğin hangi koşullarda nasıl karar alacağının tanımlı olmadığı, ortak güvenlik bölgesinin güvenliğinin sağlanması ile ilgili finansal yükün küçük kurumlarca karşılanmama ihtimalinin bulunduğu, güvenlik bölgesinde yaşanacak yetki karmaşasının güvenlik zafiyeti oluşturacağı, denize sınırı olmayan şirketlerin, denize sınırı olan tarafına ait özel güvenlik bölgesi üzerinde söz hakkı olmasının, denizden gelecek muhtemel tehlikelere karşı da önemli bir zafiyet oluşturacağı, oluşturulacak tesis eklentisi ve geçiş yolu kullanım izinlerinin, ISPS KOD kapsamında hazırlanarak Ulaştırma Bakanlığınca onaylanan değerlendirme ve planlarda yer alan; yangın, sabotaj, hırsızlık, personelin gerçekleştirebileceği eylemler, uyuşturucu madde ve silah kaçakçılığı, insan kaçakçılığı, işçi hareketleri gibi riskleri artırabileceği, mevzuat değişikliğinin hukuka aykırı olmasının yanı sıra tüm Türkiye için çevresel ve ekonomik bir felakete yol açabileceği, düzenlemede yer alan “tesis eklentisi” ifadesiyle ilgili olarak mevzuatta herhangi bir tanım bulunmadığı, çok geniş anlamlara çekilebileceği ve maksadını aşan şekilde kullanılabileceği; yine madde metninde yer alan “komşu tesisler” ifadesinin kapsam ve tanımının belirsiz olduğu, Anayasal birer hak olan özel mülkiyeti ve sözleşme özgürlüğünü kısıtladığı, Kocaeli Valiliği İl Özel Güvenlik Bölgesi Değerlendirme Komisyonunun kararlarının, iptali talep edilen mevzuat hükümlerinin uygulanmasının imkansız hale geldiğini ortaya koyduğu, uzman akademisyenler tarafından hazırlanan teknik raporda belirtilen riskler ve tehlikelerin göz önünde bulundurulması gerektiği, dava süresince sunulan belgeler ve iddialar değerlendirilmeksizin karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, ortak özel güvenlik bölgesinin bu tarihe kadar hayata geçirilmediğine, ilgili alandaki işletmeler tarafından bu sistemden çıkmak adına dilekçeler sunulduğuna ve doğabilecek güvenlik zafiyetlerine ilişkin beyanlarının hüküm kurulurken gözardı edildiği, ayrıca iptali talep edilen Bakanlar Kurulu Kararı'nın tarih ve sayısında maddi hataya düşüldüğü ve daha sonra bu hatanın giderildiği belirtilerek Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 13/02/2020 tarih ve E:2015/2980, K:2020/533 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 23/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi