11. Hukuk Dairesi 2019/806 E. , 2019/7352 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/10/2017 tarih ve 2016/426 E- 2017/356 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 25/10/2018 tarih ve 2018/384 E- 2018/1110 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin tanınmış "SOLGAR" ibareli markaların sahibi olduğunu, davalının "SolaRX" ibareli 3 ve 5. sınıf ürünleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2015/66104 sayılı başvurunun tanınmışlık ve iltibas nedeniyle reddi istemiyle itirazda bulunduklarını, ancak önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK"nın 2016/M-10316 sayılı kararıyla haksız olarak itirazı reddettiğini, başvurunun tescilinin müvekkili markalarıyla iltibasa neden olacağı gibi onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, itibar ve ayırt edici karakterine zarar vereceğini ileri sürerek YİDK kararının iptaline ve davalı markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, görsel, sescil ve anlamsal olarak bütünü itibariyle bıraktıkları umumi intibaı bakımından başvuru konusu işaret ile davacı markalarının iltibasa neden olmayacağını, ortalama tüketiciler tarafından "SolaRX" ve "SOLGAR" ibarelerinin bir bütün olarak algılanacağını, bir iltibas doğmasının olanaksız olduğunu, başvuru konusu işaretin davacı markalarının tanınmışlığından yararlanmasının onun itibarı ve ayırt edici karakterini zedelemesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davacının ticaret unvanı ve markalarının "SOLGAR"+Şekil ibareli olduğu, "SOLGAR" ibaresinin özgün bir şekille bir araya getirilip bütünleştirilmiş bulunduğu, şeklin işaretten ayrılmasının mümkün olmadığı, uzun süreli kullanım ve yaygın dağıtım ile gıda takviyesi ürünleri sektörü için tanınmışlık vasfı edindiği, davalının markasının ise "SolaRX" ibareli olduğu, "solar" ibaresinin Türkçe karşılığının güneş olduğu, harften oluşmasına karşın üç heceli okunacağı, solariks şeklinde telaffuz edilebileceği, kaldı ki sonundaki R ve X harflerinin büyük harf karakteriyle yazıydığı, bu şekilde başvuru konusu işaretin görsel, sescil ve anlamsal olarak davacı markalarından farklılaşmış bulunduğu, her iki tarafın markalarının aynı tür sayılabilecek bir kısım ürün ve hizmetleri içerdiği, ancak ayırt edici ve baskın unsurları nazara alınarak yapılan gözlemde, başvuru konusu "SolaRX" ibareli işaretin, görsel, sescil ve anlamsal olarak bıraktığı umumi intibaı itibariyle davacının tanınmışlık vasfı bulunan "SOLGAR" ibareli markaları ile benzer olmadığı, başvurunun tescilinin davacının markalarıyla iltibasa sebebiyet vermeyeceği gibi onun tanınmışlığından haksız yarar sağlamayacağı, itibar ve ayırt edici karakterine de zarar vermeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, aynı gerekçe ile İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.