Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/12653
Karar No: 2016/10783
Karar Tarihi: 15.12.2016

Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2016/12653 Esas 2016/10783 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, katılan ve hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen tanık arasında geçen bir taşınmaz satın alma işleminde dolandırıcılık suçu işlediği gerekçesiyle İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 4 yıl hapis ve 30.000 TL adli para cezası ile cezalandırıldı. Mahkeme kararı Yargıtay 23. Ceza Dairesi tarafından onaylanarak kesinleşti. Sanık müdafii tarafından yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunuldu ve bu talep reddedildi. Yüksek Adalet Bakanlığı kanun yararına bozma talebinde bulundu ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, talebin kabul edilmemesi gerektiğine karar verdi. Mahkeme kararında sanığın dolandırıcılık suçu işlediği gerekçesiyle cezalandırıldığı, şikayete konu olan taşınmaz satın alma işleminde sanığın hileli davranışlarla katılanı aldatarak suç işlediği belirtildi. Kararda sanığın cezalandırılmasına neden olan kanun maddeleri 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 157/1 ve 52. maddeleridir.
23. Ceza Dairesi         2016/12653 E.  ,  2016/10783 K.

    "İçtihat Metni"


    Dolandırıcılık suçundan sanık ...’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 157/1 ve 52. maddeleri uyarınca 4 yıl hapis ve 30.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/01/2012 tarihli ve 2010/193 esas, 2012/7 sayılı kararının Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 20/04/2015 tarihli ve 2015/5113 esas, 2015/736 sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin aynı Mahkemenin 18/04/2016 tarihli ek kararına yönelik itirazın reddine dair İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/05/2016 tarihli ve 2016/337 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen14/11/2016 gün ve 9738-2016-kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/11/2016 gün ve 2016/391130 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteminde;
    Dosya kapsamına göre, sanık, katılan ve hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen tanık Avukat ...’nın icra yolu ile satılacak olan bir taşınmazı katılan adına 7.000.000,00 Türk Lirası bedel ile satın almak üzere anlaştıkları, sanık ve tanığın satın alma ve tescil işlemlerini katılan adına yapacakları, katılan taşınmaz kendisi adına tescil edilmeden kısmi olarak 1.000.000,00 USD ödeme yaptığında ise katılana teminat olarak 1.200.000,00 USD bedelli senet verdikleri, bununla birlikte katılanın sanığa aralarındaki anlaşma gereği HSBC Bank Beylerbeyi şubesi aracılığı ile 95.000,00 USD ve 440.000,00 USD ödeme yaptığı, yine 35.500,00 Türk lirası, 34.700,00 Türk lirası ve 25.000,00 Türk Lirası bedelli olmak üzere üç ayrı çek verdiği, bu çeklerin de sanık tarafından tahsil edildiği, ayrıca katılanın kendi evinde sanığa elden 400.000,00 USD ödeme yaptığı, bu ödeme karşılığında sanığın katılana teminat olarak 1.200.000,00 USD bedelli ve hem alacaklısı hem borçlusu sanık olan vade ve tanzim tarihi bulunmayan bir belge verdiği, bu şekilde katılan kendi üzerine düşen 1.000.000,00 USD ödeme edimini yerine getirdiği halde sanığın anlaşma konusu olan taşınmazı katılan adına tescil ettirme edimini yerine getirmediği ve bu suretle en baştan beri hileli davranışlarla katılanı aldatarak dolandırıcılık suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılmasına karar verildiği ve mahkumiyet kararının da Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 20/04/2015 tarihli ve 2015/5113 esas, 2015/736 sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmış ise de, sanığın savunmalarında şikayete konu olan taşınmaz satın alma işine ilişkin olarak katılandan para almadığını beyan ettiği, esasen katılan ile sanık hakkında başkaca ticari ilişkiler de mevcut olup katılan tarafından sanığa yapıldığı iddia edilen ödemelerin

    başka nedenlerle yapılmış olduğunun ileri sürüldüğü, sanığın zaman zaman katılana ileri tarihli çek getirerek ödeme gününden önce bedellerini katılandan aldığını beyan ettiği, yine sanık müdafii tarafından verilen yargılamanın yenilenmesi talebini içeren dilekçede, katılan tarafından taşınmaz satım işi aracılığı karşılığında sanığa verildiği iddia edilen çeklerin esasında tam tersine bedelini önceden almak üzere sanık tarafından katılana verilen çekler olduğunun ileri sürüldüğü ve bu çekleri en başta sanığa veren Fettah Timoçin ve Çetin Salman isimli kişilerin beyanlarının yeni delil olarak değerlendirilmesinin talep edildiği cihetle, sanık müdafiinin iddialarının sübut bulması halinde sanığın mahkumiyetine dayanak olan haksız menfaat temini iddiası dayanaksız kalacağından, sanık müdafii tarafından ileri sürülen delillerin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesi kapsamında değerlendirmesi sonucunda ortaya çıkacak durumun sanık lehine kabule değer olabileceği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    CMK"nın 311/1-e maddesi uyarınca kesinleşen bir hükümle sonuçlanan davanın yargılamanın yenilenmesi yoluyla hükümlü lehine yeniden görülebilmesi için ortaya konulan yeni olaylar veya yeni delillerin, tek başına yada diğer delillerle birlikte göz önüne alındığında sanığın beraati veya daha hafif cezayı içeren kanun hükmü ile mahkumiyetine karar verilmesini gerektirecek nitelikte olması gerekmektedir.
    Sanık müdafiinin yargılamanın yenilenmesi talebinde ileri sürdüğü “üç adet çekin katılan tarafından sanığa verilmediğini, sanık tarafından katılana kırdırılmak amacıyla verildiği, bu hususunda çek keşidecilerinin tanık sıfatı ile dinlenmesi halinde ortaya çıkacağını” belirtmiş ise de, bu hususun sanık müdafii Av. D. Ali Orhan tarafından sunulan 28/01/2010 tarihli dilekçesinde de belirtildiği, dolayısıyla bu hususun yeni bir delil niteliğinde olmadığı, belirtilen nedenlerin temyiz incelemesi sırasında var olduğu ve olağan incelemede değerlendirilip, sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddine karar verildiği de gözetildiğinde, bu nedenle yargılamanın yenilenmesine karar verilemeyeceği ve dolayısıyla itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 02/05/2016 tarih, 2016/337 Değişik iş sayılı kararına yönelik Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 15/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi