12. Ceza Dairesi 2019/11396 E. , 2021/8266 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : Katılan sanık ... hakkında, TCK’nın 89/1, 22/3, 62, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Katılan sanık ... hakkında TCK’nın 89/4, 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Temyiz edenler : Katılan sanık ... müdafii, katılan ... vekili ve katılan sanık ... müdafii
Taksirle yaralama suçundan katılan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan sanık ... müdafii ve katılan ... vekili ile katılan sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Katılan sanık ...’ın mahkumiyetine yönelik, katılan sanık ... müdafii ile katılan ... müdafii ve katılan ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Sanığın, idaresindeki aracı ile gündüz vakti meskun mahal dışında iki yönlü yolda seyir halinde iken katılan sanık ... idaresindeki aracın kendi şeridinde seyretmesi üzerine, Hasan’ın aracına çarpmamak için şerit değiştirdiği esnada Hasan’nın da aynı yöne aracını doğrultması neticesinde iki aracın çarpıştıkları, Hasan’ın vücudunda 6. derecede kırık oluşacak, hayati tehlike geçirecek ve yüzünde sabit iz oluşacak şekilde yaralandığı, yolcu olan Banu"nun ise basit tıbbi müdadahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı olayda, sanığın idaresindeki otomobil ile seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, karşı yönden gelen ve şeridine giren otomobil nedeniyle yolun en sağına yanaşacak şekilde etkin tedbir alması gerekirken bu hususa riayet etmeyip sola manevrayla kontrolsüzce karşı yön şeridine geçtiği olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile tali derecede kusurlu olduğu anlaşılmakla, mahkemece sanık hakkında kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemekle,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan sanık ... müdafinin, mahkumiyet kararının kanuna aykırı olduğuna, ertleme hükümlerinin uygulanması gerektiğine, katılan sanık ... müdafii ve katılan ... vekilinin cezanın alt hadden tayin edildiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.03.2020 tarihli ve 2018/12-399 esas 2020/154 karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan failin güttüğü amaç ve saik gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi
Kanuna aykırı olup, katılan sanık ... müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 1. paragrafındaki "amaç ve saik" ibarelerinin hükümden çıkartılmak suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Katılan sanık ...’ın mahkumiyetine yönelik katılan sanık ... müdafii ile katılan ... müdafinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince,
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 89. maddesinin 1-2-3. fıkralarında düzenlenen ""taksirle yaralama"" suçuna ilişkin olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde gerçekleşecek olan taksirle yaralama suçu için TCK"nın 89. maddesinin 1. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 esas 2020/33 karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 esas 2021/4 karar sayılı iptal kararları ile ""...kovuşturma evresine geçilmiş..., ...hükme bağlanmış..."" ibarelerinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan sanık ... müdafii ile katılan ... müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 24.11.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.