1. Ceza Dairesi 2018/1325 E. , 2019/4285 K.
"İçtihat Metni"(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Kamu malına zarar verme suçundan İzmir Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan ..."in, firar eyleminden dolayı 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 44/3-ı maddesi uyarınca 20 gün hücreye koyma cezası ile cezalandırılmasına dair anılan Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 07/08/2017 tarihli ve 2017/818 sayılı kararının onanmasına ilişkin talebin reddi ile bahse konu disiplin cezasının iptaline ilişkin İzmir 2. İnfaz Hâkimliğinin 19/09/2017 tarihli ve 2017/4242 esas, 2017/4407 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine yönelik İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/10/2017 tarihli ve 2017/723 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
İzmir 2. İnfaz Hâkimliğince, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının anılan disiplin cezasının onanması talebi üzerine, disiplin soruşturmasına süresinde başlanmadığından bahisle talebin reddi ile anılan disiplin cezasının iptaline karar verilmiş ise de;
Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 11/06/2014 tarihli ve 2014/21720 esas, 2014/16532 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, 5275 sayılı Kanun’un disiplin soruşturmaların yürütülmesine ilişkin 47. maddesinde belirtilen sürelerin soruşturma işlemlerinin kısa sürede sonuçlandırılmasına yönelik düzenleyici nitelikte süreler olduğu, sürelere uyulmamış olmasının verilen disiplin cezalarının geçerliliğini etkilemeyeceği, bu düzenlemenin amacının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 01/10/2009 tarihli ve 2007/18669 esas, 2009/12712 karar sayılı ilâmı ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 22/10/2010 tarihli ve 2010/4826 esas, 2010/6884 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, hükümlü hakkındaki disiplin cezasının infazı ve kaldırılmasında gecikme yaşanmasını engelleyerek koşullu salıverme yönünden aleyhe sonuç doğurmasının önüne geçilmesi olduğu,
5275 sayılı Kanun’un 47.maddesindeki “(2) Hükümlülerin diğer disiplin cezalarını gerektiren eylemlerinin öğrenilmesinden itibaren derhâl ve en geç iki gün içinde kurum en üst amirince atanan bir görevli tarafından soruşturmaya başlanır.
(3) Soruşturma en geç yedi gün içerisinde tamamlanır ve düzenlenen rapor ve ekleri disiplin kuruluna sunulur. Soruşturma süresi eylemin ve soruşturmanın niteliğine göre infaz hâkiminin yazılı onayı ile yedi güne kadar uzatılabilir.
(4) Savunma alınmadan disiplin cezası verilemez. Haklarında disiplin soruşturması yapılanlara, yüklenen eylemin niteliği ve sonuçları ile üç gün içinde savunmalarını vermeleri, aksi hâlde bu haklarından vazgeçmiş sayılacakları yazılı olarak bildirilir. Savunma yazılı olarak sunulabileceği gibi sözlü olarak da yapılabilir. Sözlü savunma tutanakla saptanır. Türkçe bilmeyenlerle, sağır ve dilsizlerin savunmaları tercüman aracılığıyla alınır.” şeklindeki düzenleme uyarınca disiplin cezasının öğrenilme tarihinden itibaren en geç iki gün içerisinde disiplin soruşturmasına başlanarak en geç 7 gün içerisinde soruşturmanın tamamlanması gerekli ise de, aynı maddede belirtildiği üzere savunma alınmaksızın disiplin cezası verilemeyeceği firar eylemlerinde ise hükümlünün savunmasının ancak yakalanması yada teslim olması neticesinde infaz kurumuna dönmesi halinde alınabileceği, eylemin niteliği gereği öğrenme tarihi itibariyle soruşturma başlatılmış olsa dahi savunma alınmadan ceza tesis edilemeyeceği, somut olayda firar eylemi sonrasında hükümlünün Buca Açık Ceza İnfaz Kurumunda bulunduğunun öğrenilmesini müteakip 28/07/2017 tarihinde soruşturma başlatıldığı ve 31/07/2017 tarihinde hükümlüye 3 gün içerisinde savunma vermediği takdirde savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağına ilişkin tebligat yapılmasını takiben, 07/08/2017 tarihinde disiplin cezasının tesis edildiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine arar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 06/03/2018 gün ve 94660652-105-35-12368-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-) Dosya kapsamına göre;
Hükümlünün İzmir Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda cezasını infaz ettiği sırada 10.02.2017 tarihinde Açık Ceza İnfaz Kurumuna ayrılmasına karar verildiği, ancak hükümlünün yasal süresi içerisinde Açık Ceza İnfaz Kurumuna teslim olmayıp firar ettiği ve firar fiili ile ilgili olarak 12.02.2017 tarihinde infaz koruma memurları tarafından tutanak tutulup, hakkında firar fişi düzenlendiği,
26.07.2017 tarihinde yakalanan hükümlünün cezasının infazı amacıyla İzmir Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna alındığı,
Hükümlü hakkında firar eylemi nedeniyle 28.07.2017 tarihinde muhakkik görevlendirmesi ile soruşturma işlemlerine başlanıldığı, 31.07.2017 tarihinde savunmasını yazılı yada sözlü olarak üç gün içerisinde yapmasının istendiği, hükümlünün yazılı yada sözlü savunmada bulunmadığı, 07.08.2017 tarihli disiplin soruşturması raporunun Disiplin Kurulu Başkanlığı"na sunulduğu ve Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından 07.08.2017 tarihinde hükümlünün 20 gün hücre cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, verilen bu kararın 08.08.2017 tarihinde hükümlüye tebliğ edilmesine rağmen yasal süresi içerisinde şikayet yoluna başvurmaması nedeniyle disiplin cezasının kesinleştiği,
Kesinleşen hücreye koyma disiplin cezasının infazına başlanılabilmesi için 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 48. maddesi uyarınca infaz hakiminin onayının gerekmesi nedeniyle onay için 29.08.2017 tarihinde İzmir 2. İnfaz Hakimliğine başvurulduğu,
İzmir 2. İnfaz Hakimliğinin 19.09.2017 tarihli ve 2017/4242 esas, 2017/4407 karar sayılı kararında “...firar eyleminin öğrenildiği tarihten yaklaşık 6 ay sonra verilen disiplin cezasının usul ve yasaya aykırı olduğu....” gerekçesiyle disiplin cezasının onanması talebinin reddi ile 4675 sayılı Yasanın 6. maddesi gereğince tüm sonuçları ile iptaline karar verildiği,
Cumhuriyet Başsavcılığının, İnfaz Hakimliğinin bu kararına karşı yasal süresi içerisinde itiraz ettiği,
İtiraz mercii olarak inceleme yapan İzmir 12.Ağır Ceza Mahkemesinin 31.10.2017 tarihli ve 2017/723 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
2-) Hukuksal Değerlendirme;
01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 48/3-a maddesi 1. cümlesinde yer alan “...hücreye koyma cezasının infazına, infaz hâkiminin onayı ile başlanır.” şeklindeki düzenlemenin kesinleşmiş hücre cezaları için geçerli olduğu, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 52,maddesinde disiplin cezalarına karşı şikâyet ve itiraz durumunda 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağının, 4675 sayılı infaz Hakimliği Kanununun 5. maddesinde ise işlem ve faaliyetin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde şikâyet yoluyla İnfaz Hâkimliğine başvurulabileceğinin, şikayet üzerine verilen İnfaz Hakimliğinin kararına karşı da tebliğinden itibaren bir hafta içinde Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yoluna gidilebileceğinin, itiraz üzerine verilen kararın ise kesin olduğu şeklindeki yasal düzenlemelere göre somut olay değerlendirildiğinde; hükümlü hakkında firar eylemi nedeniyle yapılan disiplin soruşturması sonucunda Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığınca verilen 07.08.2017 tarihli ve 2017/818 sayılı hücreye koyma disiplin cezasının şikayet yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğinden, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 48/3-a maddesi uyarınca kesinleşen bu hücreye koyma disiplin cezasının infazına başlayabilmek için infaz hakiminin onayının alınması aşamasında kesinleşmiş disiplin cezasının esasına ilişkin olarak tarafların itiraz etme ve İnfaz Hakimliğinin de kesinleşmiş disiplin cezası kararıyla ilgili olarak esastan inceleme yapma ve kesinleşen disiplin cezasını bizzat kaldırma yetkisinin bulunmadığı, inceleme yetkisinin disiplin cezası verildiği sırada değerlendirme konusu yapılmayan ancak cezanın infazı aşamasında mutlaka değerlendirmeye alınmasında zorunluluk bulunan hükümlünün sağlık durumu, infaza geçilmesi için gerekli hukuki ve fiili koşulların uygun olup olmadığı gibi hususlarla sınırlı olduğu ancak bu incelemeleri yaptığı sırada verilen disiplin cezasının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğu, bir hukuki hata yapıldığı yönünde kanaatinin oluştuğu durumlarda da gerekçesini göstermek suretiyle kesinleşen disiplin cezasının kaldırılması amacıyla yetkili ve görevli mercie bildirimde bulunmak suretiyle kesinleşen kararlara karşı mevzuatımızda öngörülen kanun yollarının işletilmesini sağlama yetkisinin bulunduğu, kanunda öngörülen yasal sürelere uyulmadan verilen ve kesinleşen hücreye koyma disiplin cezasının usul ve yasaya aykırı olduğu ve bu haliyle infazının yapılmaması gerektiği kanaati oluşan İnfaz Hakimliğinin kesinleşen kararın kaldırılması yönünde kanun yollarının işletilmesi amacıyla yetkili ve görevli mercilere bildirimde bulunmak ve bu bildiriminin sonucuna göre bir karar vermek yerine yetkisi olmadığı halde kesinleşen kararın iptali yönünde verdiği karar usul ve yasaya aykırı olup, Cumhuriyet Savcılığının itirazının bu nedenle kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.10.2017 tarihli ve 2017/723 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-) Sonuç ve Karar;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yukarıda açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden, İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.10.2017 tarihli ve 2017/723 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.