Esas No: 2018/6289
Karar No: 2021/3348
Karar Tarihi: 24.06.2021
Danıştay 3. Daire 2018/6289 Esas 2021/3348 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/6289
Karar No : 2021/3348
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı /…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … İnşaat Demir Kömür Çimento Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden alınamayan 2009 ve 2016 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K…. sayılı kararı uyarınca düzenlenerek şirkete tebliğ edilen (2) nolu ihbarnameler içeriği kamu alacakları ile beyan üzerine tahakkuk eden vergi borçlarının vadesinde ödenmemesi üzerine asıl borçlu şirket adına tanzim edilen ödeme emirlerinin elektronik ortamda tebliğ edildiği, borcun ödenmemesi sonucu şirket tüzelkişiliği hakkında yapılan mal varlığı araştırmasından da sonuç alınamadığından bahisle dava konusu ödeme emri düzenlenmiş ise de, sözü edilen mal varlığı araştırmasında, asıl borçlu şirket adına kayıtlı İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, … ada … sayılı parsede kain nolu dükkan vasfında bağımsız bölüm ile Ankara ili, Sincan ilçesi, … ada … ve … sayılı parselerde bulunan dubleks konutların saptandığı, belirtilen taşınmazların tapu kayıtları üzerinde haciz ve rehin kaydı bulunsa da mal varlığı araştırmasının gerçekleştirildiği tarih itibarıyla söz konusu rehin ve hacizlere ilişkin son borç durumunun araştırılmadığı ve taşınmazlara yönelik kıymet takdirlerinin yapılmadığı anlaşıldığından, amme alacağının asıl borçlu şirketin mal varlığından alınamadığı hususunun davalı idarece ortaya konulamadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ ETEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Olayda ödeme emirlerine itiraz sebeplerinin bulunmadığı, asıl borçlu şirket adına tanzim edilen ödeme emirlerinin elektronik ortamda tebliğinin akabinde şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasında bir takım taşınmazlar saptanmış ise de üzerlerinde rehin ve amme borcunda önce konulmuş hacizlerin yer aldığı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 21. maddesinde, üçüncü şahıslar tarafından haczedilen malların paraya çevrilmeden evvel o mal üzerine amme alacağı için de haciz konulursa bu alacağın da hacze iştirak edeceği ve aralarında satış bedelinin garameten taksim olunacağının öngörüldüğü, bu durum ve takibe konu borcun tutarı dikkate alındığında,, amme alacağının şirket mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyeceğinin açık olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ…'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Asıl borçlu … İnşaat Demir Kömür Çimento Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait vergi borçlarının vadesinde ödenmemesi üzerine anılan şirket hakkında düzenlenen 16.247.014,61 TL tutarındaki ödeme emirlerinin elektronik ortamda şirkete tebliğ edildiği, kamu alacağının süresinde ödenmemesi nedeniyle haciz varakalarının tanzim edildiği, bu doğrultuda yapılan malvarlığı araştırması sonucu şirket adına kayıtlı olduğu saptanan taşınmazlardan, İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, … ada … sayılı parselde kain dükkan vasfında bağımsız bölümün tapu kaydında … Bankası Anonim Şirketi lehine 1. dereceden borç tutarı 3.500.000 TL olan ipotek bulunduğu, Ankara ili, Sincan İlçesi, … ada … ve … sayılı parsellerde kain dubleks konutların tapu kayıtlarında ise rehin olduğu, değinilen taşınmazlar üzerine haciz bildirileri ile kamu haczi tesis edilmiş ise de öncesinde sözü edilen takyidatların bulunması nedeniyle kamu alacağının şirket tüzel kişiliğinin mal varlığından alınamayacağından bahisle davacı adına ortak sıfatıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veyan tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu oldukları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları kurala bağlanmıştır.
6183 sayılı Kanun'un uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı; 62. maddesinde ise borçlunun mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde, tahsil edilemeyen amme alacağı teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Değinilen yasa maddeleri uyarınca limited şirket ortaklarının, ortağı olduğu tüzelkişinin vergi borcundan sorumlu tutulabilmesi için öncelikle, tüzelkişi hakkında 6183 sayılı Kanun ile belirlenen takip ve cebren tahsil yollarının tüketilmesi ve kamu alacağının tüzelkişinin mal varlığından tahsil olanağı bulunmadığının tespit edilmesi gerekir.
Dava konusu ödeme emri içeriği borcun asıl borçlu şirketçe vadesinde ödenmemesi üzerine şirketle ilgili olarak yapılan malvarlığı araştırması sonucunda saptanan söz konusu taşınmazların tapu kayıtlarında öncelikli alacaklara ilişkin çeşitli takyidatların yer aldığı ve takip konusu konusu kamu alacağının tutarları dikkate alındığında, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri çerçevesinde yasanın aradığı anlamda amme alacağının şirketten tahsil olanağının bulunmadığı ve davacının ortak sıfatıyla takibi için gereken koşulların oluştuğunun kabulü gerektiğinden, aksi yöndeki gerekçeyle verilen Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararının davacının söz konusu borçtan sorumluluğu ve ödeme emriyle takip edilen tutarın da hukuka uygunluğu değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
4.492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 24/06/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X).KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenen Vergi Dava Dairesi kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istemin kabulünü gerektirecek durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ve kararın onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.