16. Hukuk Dairesi 2019/3564 E. , 2021/4011 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi tarafından düzenlenen 07.10.2013 tarihli rapor ve eki haritada (B) harfiyle işaretli 1.443,65 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayanılarak açılan, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Yapılan keşifler sonucu tek ziraatçi bilirkişi tarafından hazırlanan raporlar ile inşaat mühendisi bilirkişi raporunda, taşınmaz üzerinde yaşları 30 ila 35 arasında değişen çeşitli meyve ağaçları ile bina, depo ve garaj gibi muhdesatların bulunduğu belirtilmiş ise de, söz konusu raporlarda dava konusu taşınmaza komşu olan 325 parsel sayılı taşınmazın da zikredildiği anlaşılmakla, sözü edilen yapı ve ağaçların dava konusu tescil harici taşınmaz bölümü üzerinde mi yoksa, komşu taşınmaz üzerinde mi olduğu hususunda tereddüt oluştuğu halde, ziraat bilirkişisinden söz konusu çelişkiyi gidermek amacıyla yeniden rapor alınmamış; taşınmaz bölümünün evveliyatı, kullanım süresi, niteliği ve üzerindeki imar ihya işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığı hususlarına ilişkin somut verilere dayalı açıklama içermeyen, tek ziraatçi bilirkişi tarafından hazırlanan rapora ve yerel bilirkişiler ve tanıkların soyut içerikli beyanlarına dayanılarak hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi heyeti ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği hususları sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyaya konu edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeler şekilde ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, önceki bilirkişi raporlarında sözü edilen yapı ve ağaçların dava konusu tescil harici taşınmaz bölümü üzerinde mi yoksa, komşu taşınmaz üzerinde mi olduğu hususunda oluşan tereddütü giderir mahiyette, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden, yapılan keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir ayrıntılı rapor ve kroki alınmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.