Esas No: 2020/6350
Karar No: 2021/3623
Karar Tarihi: 24.06.2021
Danıştay 10. Daire 2020/6350 Esas 2021/3623 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/6350
Karar No : 2021/3623
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, 07/11/2014 tarihinde, Karabük ilindeki TCDD idaresinde bulunan trenin davacılar yakınları …'a çarparak ölümüne sebep olduğundan bahisle baba … için 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 250.000,00 TL manevi tazminat, anne … için 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 250.000,00 TL manevi tazminat, kardeşler .., … ve … için de ayrı ayrı 150.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu olayda davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğunun anlaşıldığı, bu nedenle davacıların maddi tazminat isteminin kabulü ile; 83.232,44 TL maddi tazminatın 10.000,00 TL'lik kısmına idareye başvuru tarihi olan 13/10/2015 tarihinden itibaren, ıslah dilekçesiyle arttırılan 73.232,44 TL'lik kısmına ise ıslah dilekçesinin idareye tebliğ edildiği 31/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacı …'a ödenmesi, 58.740,66 TL maddi tazminatın, 10.000,00 TL'lik kısmına idareye başvuru tarihi olan 13/10/2015 tarihinden itibaren, ıslah dilekçesiyle arttırılan 48.740,66 TL'lik kısmına ise ıslah dilekçesinin idareye tebliğ edildiği 31/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacı …'a ödenmesi, davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile; … (anne) için 20.000,00 TL, … (baba) için 20.000,00 TL, … (kardeş) için 10.000,00 TL, … (kardeş) için 10.000,00 TL, … (kardeş) için 10.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 13/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu …İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, müteveffaya % 45 kusur izafe edilmesinin hatalı olduğu, hükmedilen tazminata olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizin hükmedilmesinin gerektiği, hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğu, müteveffanın kulaklıkla müzik dinlediği iddiasının doğru olmadığı, üst geçidin, mesafe olarak yayaların ihtiyacını karşılamaktan çok uzak kaldığı, 200 metre mesafeden makinistler tarafından müteveffanın görülebileceği, görmedikleri için fren ve korna uyarısının yapılmadığı, olayda tamamen davalı idarenin kusurlu olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, müteveffanın ihata ile çevrili olan, uyarı levhaları bulunan demiryolu hattına kulaklık takarak girmiş olması ve bu sebeple makinenin sesini duymamış olması sonucunda kazanın meydana geldiği, dolayısıyla müteveffanın olayda kusurunun bulunduğu, trenin hızı ile ilgili yapılan değerlendirmenin hatalı olduğu, müteveffa tarafından üst geçidin kullanılmadığı, hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmakta olup davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ….
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 17/03/2021 tarihli ara kararına cevabın geldiği ve dosyanın tekemmül ettiği görülmekle davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların ve davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Davanın, maddi tazminat istemi yönünden kabulüne, manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarına karşı yapılan istinaf başvurularının reddi yolundaki temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcının istemi hâlinde davalıya iadesine, artan posta ücretinin ise istemleri hâlinde taraflara aidiyetine göre iadesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın K…İdare Mahkemesine gönderilmesine, 24/06/2021 tarihinde, esas yönünden oy birliğiyle, miktar artırımı suretiyle artırılan maddi tazminat miktarına işletilecek yasal faizin başlangıç tarihi yönünden ise oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, görevli olmayan adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması, Danıştay’ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Dava şartı olan ön karar için idareye yapılan başvuruda ihlal edilen hakkın yerine getirilmesinin istenilmesi esas olup, idare ile işin esasında ihtilafa düşüldükten, başka bir ifadeyle idare tazminat istemi karşısında direnmeye (temerrüde) düşürüldükten sonra davacının tazminat miktarını dava açarken serbestçe tayinine hukuki bir engel bulunmamaktadır. Nitekim Danıştay’ın yerleşik içtihatları da bu doğrultudadır.
AHİM tarafından, devletin sorumluluğuna ilişkin tam yargı davalarında talep edilen tazminatın daha yüksek olduğunun dava devam ederken anlaşılması durumunda, davacıya talep edilen miktarı arttırma hakkı verilmemesinin adil yargılanma hakkının ihlali olarak kabul edilmesi nedeniyle istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı Kanun'un 16. maddesinin 4. fıkrasına 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile, “Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir.” cümlesi; aynı Kanun'un 5. maddesi ile de, 2577 sayılı Kanun'a Geçici 7. madde olarak, “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dahil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır.” cümlesi eklenmiştir.
Aktarılan düzenlemeyle, nihai karar verilinceye kadar harcı ödenmek ve bir defaya mahsus olmak üzere, “süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin” dava dilekçesinde gösterilen tazminat miktarının artırılmasına imkan verilmektedir. Böylelikle, artırılan miktar açısından da dava dilekçesinin verildiği tarihteki hukuksal koşullar geçerli bulunmaktadır.
Yapılan bu açıklamalar karşısında, miktar artırımına ilişkin dilekçenin yeni bir dava niteliğinde olmayıp mevcut davada talep edilen tazminat miktarının ıslah suretiyle artırımına olanak sağlayan yasal bir hakkın kullanımına ilişkin olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, artırılan tazminat miktarı yönünden davanın kabul edilmesi halinde, yasal faizin başlangıcının bu miktar yönünden de, idarenin uyuşmazlığın esasında ihtilafa, bir başka anlatımla temerrüde düştüğü tarih olduğu; aksi bir durumun hakkaniyete aykırı olacağı sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla; olayda, davacıların miktar artırım dilekçesi ile artırdığı kısım yönünden de yasal faizin başlangıç tarihinin ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi olduğu, İdare Mahkemesi kararının miktar artırım dilekçesi ile artırılan kısım yönünden miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren faiz işletilmesine ilişkin kısmının belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.