19. Hukuk Dairesi 2017/3139 E. , 2018/4366 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... gelmiş olduğundan, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının davalı hakkında alacağının tahsili için ilamsız icra takibi başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının alacağını ispat etmesi gerektiğini, taraflar arasındaki akdi ilişkiyi kabul etmediklerini, davalının tacir olmadığını, tanık dinlenmesine muvafakat etmediklerini savunarak davanın reddi ile % 20 oranında kötü niyet tazminatı istemiştir.
Mahkemece, davaya konu, takibe dayanak 17 adet irsaliyeli faturanın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, incelenen ticari defterlerine göre davacının 31.12.2012 dönem sonu itibariyle davalıdan 210.293,13 TL alacaklı olduğu, ... İcra Müdürlüğü’nün 2013/165 esas sayılı takip dosyasında ise muhtelif tarih ve bedelli 17 adet faturadan kaynaklanan 212.813,00 TL asıl alacak ile fatura bedellerine fatura tanzim tarihlerinden takip tarihine kadar hesaplanan 14.343,10 TL tutarında işlemiş faiz talep edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava 17 adet faturaya dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davalı vekili cevap dilekçesinde arada ticari bir ilişki olduğunu kabul etmemiştir. Bu sebeple davacı, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki çerçevesinde dava ve takip konusu 17 adet fatura ile davalıya mal satıp teslim ettiğini yazılı delillerle ispat etmelidir. Yazılı delillerle ispat edememesi halinde ise, açıkça dayanması halinde yemin delili ile ispat etmelidir. Her ne kadar mahkemece tanık anlatımları, incelenen davacı ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporuna göre hüküm tesis edilmiş ise de, tanık anlatımları hükme esas alınamayacağı gibi, tek başına davacının ticari defterleri de davacının davalı ile ilgili iddiaları ve mal teslimi konusunda ispata yeterli değildir. Teslim belgelerinde farklı kişilere ait imzalar bulunmakta olup, teslim belgelerinden bir tanesinde davalının adı ve imzası geçtiğinden bu imza Adli Tıp Kurumu tarafından incelenmiş ve imza davalıya ait çıkmıştır. Davalı teslim belgelerindeki imzaları kabul etmedikleri yönünde beyanda bulunmuştur. Ayrıca ticari defterlerinin olmadığını savunmuştur. Davacı tarafça dayanılan teslim belgelerinden bir adedindeki imza davalıya ait çıkmış olup, diğerleri incelenmemiştir. Buna göre iş bu teslim belgesine konu mallar dışında, diğer malların davalıya teslim edildiği ispat edilememiştir. Bu sebeple mahkemece diğer teslim belgelerinde adı ve soyadı bulunan kişilerin davalı çalışanı olup olmadığı ayrıntılı olarak araştırılıp, gerektiğinde imzaların aidiyeti konusunda inceleme yaptırılıp (davalıya ya da çalışanlarına), buna göre teslimi kanıtlanan malların bedeli kadar fatura alacağı bulunduğu kabul edilerek bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre ise davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan alacaktan daha yüksek bir miktar asıl alacağa hükmedilmesi ve davalının takip öncesinde temerrüde düşürüldüğüne dair dosyada delil olmamasına rağmen takip öncesi işlemiş faiz alacağını da kapsar şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına Yargıtay duruşma tarihi itibariyle takdiren 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 20/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.