Esas No: 2021/1322
Karar No: 2021/1309
Karar Tarihi: 24.06.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1322 Esas 2021/1309 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1322
Karar No : 2021/1309
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …
…
9- …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- …
VEKİLİ: Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü …
2- … Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 17/02/2021 tarih ve E:2019/20325, K:2021/1987 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Rize İli, ... İlçesi, ... Mahallesinde ilan edilen "Rezerv Yapı Alanı" içerisinde bulunan özel mülkiyete konu parsellerin, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından acele kamulaştırılması için alınan ... tarih ve ... sayılı Cumhurbaşkanı kararının; ... ada, … ve … parsel; ... ada, … ve … parsel; … pafta, … parsel; … ada, … ve … parsel; … ada, … parsel; … ada, … parsel; … ada, … parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 17/02/2021 tarih ve E:2019/20325, K:2021/1987 sayılı kararıyla;
Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun düzenlemelerine yer verilerek,
Özel mülkiyet hakkının korunması gereken temel insan hakları arasında öngörüldüğü, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde mülkiyet hakkını korumaya yönelik düzenlemelere yer verildiği, bu düzenlemelerde, mülkiyet hakkına müdahalelerin olabileceğinin belirtildiği, ancak bu müdahalelerde kamu yararı gerekçesi, kanuni düzenleme gereği ve ölçülülük ya da orantılılık gibi uluslararası hukukun genel ilkelerinin varlığının dikkate alınması gerektiği, aksi durumda müdahalenin mülkiyet hakkı ihlaline neden olacağının kabul edildiği, nitekim Anayasa Mahkemesi kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla da bu hususların açıkça ortaya konulduğu,
Bu açıdan, kamu gücü kullanılarak özel mülkiyetteki taşınmazların kamu eline geçirilmesini ifade etmesi anlamında kamulaştırmanın yargısal incelemesinde, mülkiyet hakkına söz konusu müdahalede yukarıda yer alan hükümler çerçevesinde kamu yararının varlığının, kanuni düzenleme gereğinin ve orantılılık noktasında adil dengenin sağlanıp sağlanmadığının değerlendirilmesi gerektiği,
Uyuşmazlıkta, davacıların taşınmazlarının, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca "Rezerv Yapı Alanı" olarak belirlenen alan sınırlarında kaldığı, bu alanda daha önce ... Belediyesince yürütülmüş kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında, özel mülkiyet sahipleri ile anlaşmalar sağlandığı, tapu devirlerinin gerçekleştirildiği, inşaat çalışmalarına başlanıldığı, 12 bloktan 5 adedinin yapıldığı, 10 taşınmaz sahibi ile anlaşma sağlanamadığı, taşınmazların sürekli yağış alan ve inşaat çalışmalarına başlanan bölgede bulunduğu, can ve mal kaybına sebebiyet vermemesi nedeniyle 6306 sayılı Kanun'un amacına uygun olarak afet riskli alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, yapıların iyileştirilmesi, tasfiyesi ve yenilenmesine ilişkin uygulamaların ivedilikle yapılmasının kamu yararının gereği olduğu,
Fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere riskli olduğu tespit edilen yapının yerine yenisinin yapılması sürecinde maliklerin haklarına zarar vermeden, ancak uygulamanın da sürüncemede kalmasına yol açılmadan iş ve işlemlerin yürütülmesinin hedeflendiği,
Bu doğrultuda, anlaşmama iradesi gösteren maliklerin süreci uzatmalarını önlemek amacıyla acele kamulaştırma kararı alınmasında kamu yararı bulunduğundan, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesinde belirtilen acele kamulaştırma şartının gerçekleştiği, bu nedenle, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, 6306 sayılı Kanun düzenlemelerindeki usule aykırı olarak kentte hiçbir hak sahibiyle uzlaşma sağlanmadığı, Kentsel Dönüşüm Projeleri kapsamında yapılan uzlaşma görüşmelerinin Rezerv Yapı Alanı ilanı kapsamında yapılmış sayılamayacağı, mülk sahipleri ile TOKİ arasındaki hukuki meseleler çözülmeden projenin ihale edildiği, ilçe dışında bulunan tarım arazilerinde çalışmalarının başlatıldığı, ilçe merkezinde tehlike arz edecek ve riskli yapı bulunmadığı, inşaat yapılmak istenen alanın heyelan alanı olduğu, önceki yargı kararlarına aykırı işlemler tesis edildiği, Rezerv Yapı Alanı ilanına dayalı olarak yapılan imar planlarının ... İdare Mahkemesince yürütülmesinin durdurulduğu, gerçekleştirilmek istenilen projenin teknik ve bilimsel hiçbir veriye dayanmadığı, acele kamulaştırma şartlarının oluşmadığı, eksik inceleme ve değerlendirme ile verilen Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü ile Daire kararının bozularak, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davacıların yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, 2577sayılı Kanun'un 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
... Belediye Meclisinin 07/07/2006 tarih ve 27 sayılı kararıyla, ... ilçesinde kentsel dönüşüm projesi uygulaması konusunda Toplu Konut İdaresi Başkanlığından (TOKİ) talepte bulunulması, önerilen alana ilişkin protokol imzalanması ve taşınmazların devrine ilişkin karar alınmış, anılan kararın … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir.
... Belediye Meclisinin anılan kararına dayanılarak TOKİ ile imzalanan protokolün ise ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:… sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş, anılan iptal kararı temyiz edilmeden kesinleşmiştir.
Bakanlar Kurulunun 27/12/2011 tarih ve 2011/2653 sayılı kararı ile ... İlçesinde sınırları gösterilen alan "Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı" olarak belirlenmiş, Danıştay Altıncı Dairesinin 11/03/2015 tarih ve E:2012/1897, K:2015/1446 sayılı kararı ile anılan Bakanlar Kurulu kararının iptaline karar verilmiş, bu karar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararı ile onanarak kesinleşmiştir.
Bakanlar Kurulunun 27/12/2011 tarih ve 2011/2653 sayılı kararı dayanak alınarak Rize İli, ... İlçesi, ... Mahallesinde yürütülen Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi kapsamında taşınmazların 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca ... Belediye Başkanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına ilişkin 16/04/2012 tarih ve 2012/3094 sayılı Bakanlar Kurulu kararının ise Danıştay Altıncı Dairesinin 21/04/2015 tarih ve E:2012/4293, K:2015/2505 sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş, bu karar da Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararı ile onanarak kesinleşmiştir.
... Belediye Meclisinin; Rize İli, ... İlçesinde 421 hektar alanda yapılan 1/5000 ölçekli ilave+revizyon nazım imar planının onaylanmasına ilişkin ... tarih ve … sayılı kararı; 1/1000 ölçekli ilave+revizyon uygulama imar planının onaylanmasına ilişkin 04/11/2014 tarih ve 30 sayılı kararı; Karayolları Kent İçi Geçişine ait 2 adet 1/5000 ölçekli nazım imar planı paftası ile 7 adet 1/1000 ölçekli uygulama imar planı paftasındaki değişikliklerin onaylanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı kararı; ... İlçe merkezindeki 5,1 hektarlık alanın "... Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı" olarak belirlenmesine ilişkin 18/09/2015 tarih ve 27 sayılı kararına yönelik açılan davada; ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, ancak anılan Mahkeme kararı … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K: … sayılı kararı ile kaldırılarak dava konusu Belediye Meclisi kararlarının iptaline karar verilmiştir.
TOKİ tarafından, 04/02/2019 tarihinde ihale gerçekleştirilmiş, buna göre 106 konut, 27 dükkan, 1 kaymakam lojmanı, 1 anaokulu ve çevre düzenlemesi işi inşaat süreci başlatılmıştır.
6306 sayılı Kanun kapsamında Rize İli, ... İlçesi, ... Mahallesi sınırları içinde yer alan parseller üzerindeki mevcut yapılaşmaların büyük çoğunluğunun gecekondu, kaçak ve çarpık yapılardan meydana gelmesi, alt yapılarının yetersiz olması nedeniyle bölgedeki yapıların tasfiye edilmesinin gerektiği, bu yapıların bulunduğu alanlarda mülkiyet, imar, altayapı gibi sorunların çözülemediği dikkate alınarak ilçenin planlı gelişmesini ve hak sahibi olan vatandaşlara gereken konut ve dükkan imalatının sağlanabilmesi, bu yolla yöresel özellikleri ile ön plana çıkan bir yaşam alanının ortaya çıkmasının sağlanmasını teminen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından uyuşmazlığa konu proje alanı 6306 sayılı Kanun kapsamında … tarih ve … sayılı Bakan oluru ile "Rezerv Yapı Alanı" ilan edilmiştir.
Bu kapsamda yapılması gereken işlemler için TOKİ yetkilendirilmiş, daha sonra 18/09/2019 tarih ve 30892 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan ... tarih ve ... sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile ekli haritada sınır ve koordinatları gösterilen alan içerisinde kalan taşınmazların 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına karar verilmesi üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasa'nın 35. maddesinde; "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmü yer almaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin Ek 1 Nolu Protokolü'nün "Mülkiyetin korunması" başlıklı 1. maddesinde; "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesinde, 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu'nun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, bu Kanun'un 3. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktarın, ödenecek ilk taksit bedeli olduğu kuralı düzenlenmiştir.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, Kanun'un amacının, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemek olduğu belirtilmiş, 2. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, "Rezerv yapı alanı", Kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere, TOKİ’nin veya İdarenin talebine bağlı olarak veya re'sen, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenen alanlar olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun'un 6. maddesinin ikinci fıkrasında, "Üzerindeki bina yıkılmış olan arsanın maliklerine yapılan tebligatı takip eden otuz gün içinde en az üçte iki çoğunluk ile anlaşma sağlanamaması hâlinde, gerçek kişilerin veya özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetindeki taşınmazlar için Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından acele kamulaştırma yoluna da gidilebilir. Bu Kanun uyarınca yapılacak olan kamulaştırmalar, 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılır ve ilk taksit ödemesi, mezkûr fıkraya göre belirlenen tutarların beşte biri oranında yapılır..." hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un 6. maddesinin ikinci fıkrasında; bu Kanun'a göre gerçekleştirilen uygulamalar kapsamında, idareye verilen özel acele kamulaştırma yetkisinin, idarenin, şartlarının oluşması halinde, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi çerçevesinde acele kamulaştırma kararı almasına engel bir düzenleme olarak görülemeyeceği açıktır. 2942 sayılı Kanun'da öngörülen şartların gerçekleşmesi halinde acele kamulaştırma kararı alınması mümkündür. Başka bir deyişle, acelelik hali ve kamu yararı şartlarının varlığı durumunda, Cumhurbaşkanı kararıyla 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesi hükmüne dayanılarak acele kamulaştırma yapılabilir. Bu tür durumlarda, özel kanunlardaki düzenlemelerde yer alan şartların gerçekleşmiş olması da gerekmez.
Nitekim, uyuşmazlıkta da, dava konusu acele kamulaştırma kararının, "Rezerv Yapı Alanı" olarak ilan edilen alanda kalan taşınmazlar hakkında, 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesine dayanılarak Cumhurbaşkanı kararıyla alındığı, ... İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan alanın "Rezerv Yapı Alanı" ilan edilmesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 24/07/2019 tarih ve 172203 sayılı kararının ise herhangi bir davaya konu edilmediği ve halihazırda yürürlükte olduğu görülmektedir.
Bu kapsamda, uyuşmazlık özelinde, "Rezerv Yapı Alanı" ilanının hukuka uygunluğundan ziyade, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın "Rezerv Yapı Alanı" ilan edilmesinin, acele kamulaştırma için gerekli acelelik hali ve kamu yararının varlığı konusunda, yeterli bir dayanak teşkil edip etmeyeceğinin tartışılması icap etmektedir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi özünde acele el koymaya yöneliktir. Acele kamulaştırma yönteminde kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere kamulaştırma işlemleri tekemmül ettirilir; tescil ile kamulaştırma tamamlanır. Aceleliliğine Bakanlar Kurulunca karar verilen ve kamu yararı görülen projelerin bir an önce gerçekleştirilmesi için söz konusu kamulaştırma yöntemi uygulanır. Sonuçta el koyma dışında Kamulaştırma Kanunu'nda öngörülen usul tatbik edilir. Kamulaştırma işlemine konu edilerek el konulan taşınmaz için belli bir süre sonunda bedel tespit ve tescil davası açılması durumunda kamulaştırma işleminin kamu yararına uygunluğu denetlenmelidir. Bu aşamada sadece acelelilik halinin tartışılması 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesinin salt lafzi yorumlanması suretiyle hukuki denetimin eksik yapılmasına yol açacaktır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 3. maddesinde, Anayasa hükmüne uygun olarak kamulaştırma konusunda düzenleme getirilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında; "Cumhurbaşkanınca kabul olunan, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda, bir gerçek veya özel hukuk tüzelkişisine ödenecek kamulaştırma bedelinin o yıl Genel Bütçe Kanunu'nda gösterilen miktarı, nakden ve peşin olarak ödenir. Bu miktar, kamulaştırma bedelinin altıda birinden az olamaz. Bu miktarın üstünde olan kamulaştırma bedelleri, peşin ödeme miktarından az olmamak ve en fazla beş yıl içinde faiziyle birlikte ödenmek üzere eşit taksitlere bağlanır. Taksitlere, peşin ödeme gününü takip eden günden itibaren, Devlet borçları için öngörülen en yüksek faiz haddi uygulanır." kuralı yer almıştır.
Sözü edilen norm değerlendirildiğinde, Cumhurbaşkanınca kabul olunan, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda, kamulaştırma yöntemi konusunda özel bir düzenleme getirilmiştir.
Buna göre, Cumhurbaşkanınca kabul olunan bu tür projelerin gerçekleştirilmesi, acelelik kapsamında görülmektedir.
6306 sayılı Kanun'un 2. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, "Rezerv Yapı Alanı", Kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere, TOKİ’nin veya İdarenin talebine bağlı olarak veya re'sen, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenen alanlar olarak tanımlanmıştır.
Anılan tanım, 6306 sayılı Kanun'un, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemek olarak belirtilen genel amacıyla birlikte değerlendirildiğinde, "Rezerv Yapı Alanı"na yönelik ilanların, iskan projesi niteliği taşıdığı açıktır.
Buna göre, "Rezerv Yapı Alanı" ilan edilen bölgede gerçekleştirilecek projelerde, kamulaştırma ile ilgili diğer hususların yerine getirilmiş olması koşuluyla acelelik halinin bulunduğu da tartışmasızdır.
Öte yandan, "Rezerv Yapı Alanı" ilanına ilişkin değerlendirme ve tespit raporunda, Rize İli, ... İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisindeki bu alanda, altyapı sorunları bulunan gecekondu tarzı kaçak ve çarpık yapıların tasfiye edilerek, bu alanda kamu eliyle yüksek standartlarda, halkın ihtiyaçlarını önceleyen, mevcut kullanım sürekliliğinin devamını sağlayacak özellikte bir yaşam alanı oluşturulması ve bu yolla mülk sahiplerine üretilecek alandaki mekanlardan faydalanma imkanı sunulmasının amaçlandığının belirtildiği ve bu alanda daha önce ... Belediyesince yürütülmüş kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında, özel mülkiyet sahipleri ile anlaşmalar sağlandığı, tapu devirlerinin gerçekleştirildiği, inşaat çalışmalarına başlanıldığı, 12 bloktan 5 adedinin yapıldığı, yalnızca 10 taşınmaz sahibi ile anlaşma sağlanamadığı hususları göz önünde bulundurulduğunda, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere riskli olduğu tespit edilen yapının yerine yenisinin yapılması sürecinde, maliklerin haklarına zarar vermeden, ancak uygulamanın da sürüncemede kalmasına yol açılmadan iş ve işlemlerin yürütülmesinin hedeflenmesi nedeniyle, uzlaşma iradesi göstermeyen maliklerin süreci uzatmalarını önlemek amacıyla acele kamulaştırma kararı alınmasında kamu yararının da bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesindeki acelelik hali ve kamu yararı şartlarının birlikte gerçekleştiği anlaşıldığından, "Rezerv Yapı Alanı" ilan edilen bölgede kalan taşınmazların acele kamulaştırılması yolundaki dava konusu Cumhurbaşkanı kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yolundaki Daire kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin REDDİNE;
2. Davanın reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 17/02/2021 tarih ve E:2019/20325, K:2021/1987 sayılı kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 24/06/2021 tarihinde, oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Anayasa'nın 13. ve 35. madde hükümleri uyarınca mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla Anayasa'ya uygun olarak kanunla sınırlandırılması mümkündür. Ancak buna ilişkin düzenlemeler öncelikle kamu yararına dayanmalıdır. Buna göre, bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılması (mülkiyetin el değiştirmesi) kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır.
Bu çerçevede, 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile acele kamulaştırmada olağan kamulaştırmaya oranla özel koşulların varlığı aranmış ve üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Bu koşullardan ikisi Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu'nun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir.
Bu kapsamda, üçüncü koşul olan aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar verilebilmesi için de, kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin, maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerektiği açıktır.
Nitekim, anılan maddenin gerekçesinde de, acele ve istisnai hallerde, Kanun'un önceki hükümlerine uyulması çeşitli sakıncalar yaratabileceği gibi, kamunun büyük zararlara uğramasının da muhtemel olabileceği belirtilerek, maddede belirtilen şartların varlığına bağlı olarak kıymet takdiri dışındaki bazı kanuni işlemler sonraya bırakılarak, maddede öngörülen süre ve şekilde taşınmaza el konulması düzenlenmiştir.
Kısacası, acele kamulaştırma, olağanüstü bir kamulaştırma usulü olup istisnai durumlarda uygulanacak bir yöntemdir. Bu nedenle, acelelik halinin bulunduğunun saptanması halinde acele kamulaştırılması zorunlu bulunan taşınmazlara yönelik gerekli tespitler yapılıp sebeplerin de somut olarak belirtilmesi suretiyle uygulanmalıdır. Olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında bu yöntemin uygulanması halinde uygulanma gerekçesinin, olağanüstü durumların, bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının, kamu düzeninin korunmasını gerektiren hallerin somut olarak ortaya konulması suretiyle acele kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi gerekmektedir.
Ayrıca, acele kamulaştırmanın özel ve istisnai koşullarının gerçekleşmiş olduğunun tespit edilebilmesi, dava konusu edilmemiş olsa bile, acele kamulaştırmaya dayanak idari işlemlerin denetimini de gerekli kılar.
Nitekim, uyuşmazlıkta, dava konusu acele kamulaştırma kararının, Rize İli, ... İlçesi, ... Mahallesindeki dava konusu taşınmazların da içinde bulunduğu alanın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 24/07/2019 tarih ve 172203 sayılı işlemiyle "Rezerv Yapı Alanı" ilan edilmesine dayalı olarak alındığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, acele kamulaştırma için gerekli acelelik hali ve kamu yararı şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin ortaya konulabilmesi, "Rezerv Yapı Alanı" ilanının somut, teknik ve bilimsel verilere dayanıp dayanmadığının denetimi ile mümkündür.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, bu Kanun'un amacının, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemek olduğu belirtilmiş, 2. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, "Rezerv yapı alanı", bu Kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere, TOKİ’nin veya İdarenin talebine bağlı olarak veya re'sen, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenen alanlar olarak tanımlanmıştır.
05/12/2012 tarih ve 28498 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği'nin "Rezerv yapı alanının tespiti" başlıklı 4. maddesinin dördüncü fıkrasında, "Rezerv yapı alanlarda, Kanunun amacı çerçevesinde fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek ve Kanunda öngörülen amaçlar çerçevesinde kullanılmak üzere; a) Riskli alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapılarda ikamet edenlerin nakledileceği rezerv konut ve işyerleri, b) Gelir ve hasılat getirecek her türlü uygulama, yapılabilir ve bu alanlar yeni yerleşim alanı olarak kullanılabilir." düzenlemesi yer almaktadır.
Bu düzenlemelerden hareketle, "Rezerv Yapı Alanı" ilanının, riskli olduğu tespit edilen alanlar ya da yapılarda ikamet edenlerin nakledilebileceği, yeni güvenli ve sağlıklı yaşam çevrelerinin teşkili amacıyla yapılması, ilandan önce ise afet riski altında alan ya da yapılar bulunduğunun teknik ve bilimsel olarak ortaya konulması gerektiği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, alanda daha önce ... Belediye Başkanlığı tarafından TOKİ ile yapılan Protokol kapsamında kentsel dönüşüm süreci başlatıldığı, yargı kararları ile kentsel dönüşüm ilanı ve uygulamalarına ilişkin iptal kararları verilmesi üzerine, "Rezerv Yapı Alanı" ilan edilerek uzlaşma sağlanamayan taşınmazlara ilişkin olarak 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırma işlemlerine başlanılmasının talep edilmesi üzerine dava konusu Cumhurbaşkanı kararının alındığı görülmektedir.
Uyuşmazlıkta, Rize İli, ... İlçesi, ... Mahallesindeki mevcut yapıların afet riski taşıdığına dair teknik bir raporun bulunmadığı, ayrıca davalı idareler tarafından, bu alanla ilgili olarak 6306 sayılı Kanun kapsamında alınmış bir "Riskli Alan" ilanı kararının ya da mevcut yapıların "Riskli Yapı" olarak belirlendiğine ilişkin herhangi bir bilgi ya da belgenin de dava dosyasına sunulmadığı görüldüğünden, "Rezerv Yapı Alanı" ilanının, yukarıda belirtildiği gibi, 6306 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği uyarınca bilimsel ve teknik verileri içeren detaylı bir incelemeye dayalı olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu taşınmazların "Rezerv Yapı Alanı" ilan edilen alanda bulunmasının tek başına acele kamulaştırmaya dayanak teşkil edemeyeceği de göz önünde bulundurulduğunda, 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanması için gerekli olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının somut olarak ortaya konulmadığı anlaşıldığından, dava konusu acele kamulaştırma kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz istemlerinin kabulü ile davanın reddi yolundaki Daire kararının bozularak, dava konusu ... tarih ve ... sayılı Cumhurbaşkanı kararının uyuşmazlığa konu taşınmazlara ilişkin kısımlarının iptaline karar verilmesi gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.