11. Hukuk Dairesi 2018/1870 E. , 2019/7335 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Samsun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23/11/2017 tarih ve 2015/756 E.- 2017/1080 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi"nce verilen 07/03/2018 tarih ve 2018/190 E.- 2018/303 K. sayılı kararın Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 19.11.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı asil ... ve vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 26.03.2009 tarihli karar ile müvekkilinin 1.000.000.- TL olan sermayesinin 2.000.000.- TL"ye çıkarıldığını, davalı ortağın 195.000.- TL sermaye arttırmayı taahhüt ettiği halde bu tutarı ödemediğini, gönderilen ihtarnameye verdiği cevapta 200.000 TL ödediğini ifade etmişse de bu ödemenin davalı tarafından yapılmadığını, kabul etmemekle birlikte aksi düşünülse dahi 153.000.- TL"yi geri çektiğini, böylece şirketten 47.000.- TL alacağı kaldığını, bu tutarın sermaye taahhüdünden mahsubu halinde davalının 148.000.- TL borcunun bulunduğunu ileri sürerek 1.750.- TL"nin 27.06.2009, 146.250.- TL"nin 27.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, 01.04.2009 tarihinde müvekkili tarafından 200.000 TL ödenerek sermaye koyma borcunun yerine getirildiğini, şirket hesabından müvekkile yapılan banka ödemelerinin davalının eşinin davacı şirketten olan bono alacağına istinaden yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 26.03.2009 tarihli sermaye arttırım kararından hemen sonra 01.04.2009 tarihinde davalı tarafından şirket hesabına 200.000.- TL yatırıldığı, bu paranın sermaye koyma borcuna mahsuben ödendiği kanaatine varıldığı, bu tarihten sonra 09.04.2009, 01.06.2009 ve 10.06.2009 tarihlerinde toplam 153.000.- TL"nin davalı tarafından davacı şirketten çekildiği, buna göre yatırılan 200.000.- TL"den 47.000.- TL"sinin şirkette kaldığı, bu tutarın sermaye koyma borcu olan 195.000.- TL"den düşülmesi ile davalının halen 148.000.- TL borcunun bulunduğu, sermaye arttırımı için kesin bir tarih belirtilmediğinden ihtarda verilen sürenin bitiminden itibaren zamanaşımı süresinin başlayacağı, buna göre dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 148.000.- TL"nin 05.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, arttırılan sermaye borcunun tahsili istemine ilişkindir. Davalı, 26.03.2009 tarihinde alınan sermaye artırım kararı uyarınca kendisine düşen borcu 01.04.2009 tarihinde davacı şirket hesabına 200.000.- TL yatırarak ödediğini savunmuş, davacı da yatırılan bu tutardan davalının iade aldığı 153.000.- TL"yi düşüp 47.000.- TL"yi sermaye borcundan mahsup ederek bakiye tutar için işbu davayı açmıştır. Mahkemece de davalının 01.04.2009 tarihinde yatırdığı 200.000.- TL"nin sermaye borcuna karşılık olduğu kabul edilmiş, davacı tarafından mahkemenin bu yöndeki gerekçesi temyiz edilmemiştir. Bu durumda davalının 200.000.- TL"yi ödemekle sermaye borcunu yerine getirdiğinin kabulü gerekmekte olup bundan sonra davalı tarafından geri alınan 153.000.- TL"nin yatırılan sermaye artırım payının iadesi mahiyetinde olduğunun ispat yükü davacı üzerine geçmiştir. Uyuşmazlık dönemi itibariyle kapanış tasdikleri yapılmadığından davacı lehine delil niteliği bulunmayan davacı şirket defterlerinde de iade edilen 153.000.- TL, sermaye hesabında değil ortaklardan alacaklar hesabında izlenmiş olup sermaye koyma borcu yerine getirildikten sonra yapılan iadenin ödenen sermayenin içinden yapıldığı davacı tarafından ispatlanamadığı nazara alınarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi yerinde olmamış, ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 19/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.