20. Ceza Dairesi 2015/15776 E. , 2019/1938 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma veya sağlama
Hükümler : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A-Sanık ... müdafiinin hükmü temyiz etmesinden sonra,sanığın Bayburt M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü"nden gönderdiği 22.07.2015 havele tarihli dilekçesinde "dosyamın ivedi şekilde onaylanıp tarafıma gönderilmesini talep ederim." şeklindeki talebinin, temyiz isteğinden vazgeçme niteliğinde olduğu anlaşıldığından, temyizden vazgeçme nedeniyle hüküm inceleme dışı bırakılmıştır.
B-Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
05/07/2012 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun"un 100. maddesiyle CMK"nın 324/4. maddesine eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.” şeklindeki cümle ile yargılama giderlerinin tahsili bakımından 6183 sayılı Kanun"un 106. maddesine atıfta bulunulduğu, anılan maddede “Yapılacak takip sonunda tahsili imkansız veya tahsili için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacaklarında 10 Türk Lirasına (10 Türk Lirası dahil), diğer amme alacaklarında 20 Türk Lirasına (20 Türk Lirası dahil) kadar amme alacakları, amme idarelerinde terkin yetkisini haiz olanlar tarafından tahsil zamanaşımı süresi beklenilmeksizin terkin olunabilir. Bakanlar Kurulu, bu tutarları topluca veya ayrı ayrı on katına kadar artırmaya yetkilidir” düzenlemesine yer verildiği, incelemeye konu dosyada, hüküm tarihi itibariyle yargılama giderleri 19,55 TL olarak hesaplamış ise de, hükmün kesinleşmesine kadar yapılan harcamaların tamamının yargılama giderleri kapsamında olması, dosyanın Yargıtay"a gönderilmesi için yapılan giderin henüz hesaplanmamış olması ve bu giderin hesaplanmasından sonra ortaya çıkan bakiyenin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması halinde hazine üzerinde bırakılabileceği hususunun infaz aşamasında değerlendirilmesinin mümkün olması nedeniyle, tebliğnamede bu yönde bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Sanığın hüküm tarihinde 18 yaşını doldurmuş olduğunun anlaşıldığı bu nedenle sanık hakkında verilen mahkumiyet kararını, sanığın kanuni temsilcisinin temyiz hakkı bulunmadığından CMUK 317. Maddesi gereğince kanuni temsilcinin temyiz isteğinin REDDİNE,
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içerisindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenin dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-) Üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan tanık numunenin TCK"nın 54/4 maddesi gereğince müsaderesi yerine , fıkrası belirtilmeden TCK"nın 54. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi,
2-)Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Kanunun 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmesi ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince sanığa 5271 sayılı CMK"nın 150. maddesi uyarınca baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu müdafii ücretinin sanıktan tahsiline karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1-) Hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin bölümde yer alan "uyuşturucu maddelerin " ibaresinden sonraki “5237 Sayılı TCK"nun 54. maddesi uyarınca” ibaresinin çıkartılarak yerine “ 5237 Sayılı TCK"nın 54. maddesinin 4.fıkrası uyarınca” ibaresinin yazılması,
2-)Hükmün 4. Bölümünde sanık ile ilgili olan kısmın hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine "sanığa 5271 sayılı CMK"nın 150. maddesi uyarınca baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin kamu üzerinde bırakılmasına" ibareleri yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.