
Esas No: 2020/6
Karar No: 2020/428
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/6 Esas 2020/428 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Antalya 2. Çocuk Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER :
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık hakkında, Antalya 2. Çocuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucu 29/01/2014 tarihinde 2014/445 esas ve 2015/65 karar sayı ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının hükmün onanmasına karar verilmesi düşünceli tebliğnamesi ile dosya Dairemize gönderilmiştir.
Dairemizce 03.12.2019 tarihinde 2019/2969 esas ve 2019/7576 karar sayı ile oybirliğiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, Dairemizin bu kararına itiraz edilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ :
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında:
“25.06.2013 tarihinde kolluk görevlilerince sanığın üzerinde 0,95 gram esrar ele geçirilmiş, sanık aşamalarda, ele geçirilen esrarı yolda bulduğunu ve yaklaşık iki yıldır esrar kullandığını savunmuş, Yerel Mahkemece öncelikle sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiş, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymaması üzerine sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmuş, Yüksek Dairenizce yapılan temyiz incelemesi neticesinde de mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
Yüksek Dairenizin bozma nedenlerinin sırasıyla değerlendirilmesinde;
Yüksek Dairenizin (1) numaralı bozma nedeninde; Hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulduğu belirtilmiş ise de;
Yüksek Dairenizce bozma nedeni olarak belirtilen araştırma; dosya içeriği, sanığın beyanları, adli sicil kaydı ve UYAP kayıtlarındaki kapalı ve derdest dosyalar bölümleri incelenerek yapılabilmektedir. Uygulamada da yerel mahkemeler belirtilen araştırmaları bu evrakları tetkik ederek yapmaktadırlar.
Nitekim, Yüksek Dairenizin bir çok ilamında da; bu araştırmanın, belirtilen belgeler ve kayıtlar üzerinden temyiz incelemesi sırasında Yüksek Dairenizce yapıldığı belirtilerek mahkûmiyet hükümleri onanmıştır.
İnceleme konusu dosyada benzer bir araştırma yapıldığında;
Sanığın aşamalarda; suç tarihi itibarıyla hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı verilmiş bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri kararı bulunduğuna ilişkin herhangi bir beyanının olmadığı gibi dosya içerisinde buna ilişkin bir bilgi ve belge de bulunmadığı,
Güncel adli sicil kaydında; sanık hakkında inceleme konusu suçtan sonra işlediği, suç tarihi "11.10.2015" olan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilmiş kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı bulunduğu,
UYAP kayıtları üzerinden yapılan araştırmaya göre ise; sanığın inceleme konusu suçtan önce işlediği suç tarihi 14.04.2013 olan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kaydının bulunduğu, yine UYAP üzerinden yapılan araştırmaya göre bu eylemi nedeniyle Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/25328 soruşturma sayılı dosyası üzerinden 30.04.2013 tarihinde iddianame düzenlendiği, yapılan yargılama sırasında Antalya 1. Çocuk Mahkemesince "28.01.2014" tarihinde yani inceleme konusu suç tarihinden sonra 2013/543 Esas ve 2014/43 Karar sayı ile sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/1276 sayılı yazısıyla sanığın tedbirin gereklerini yerine getirdiğinin bildirilmesi üzerine aynı Mahkemece, sanığın tedbire uyduğu gerekçesiyle 17.06.2015 tarihinde 2013/543 Esas ve 2014/43 Karar sayılı ek karar ile TCK"nın 191/5 ve CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının düşmesine karar verildiği ve bu hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği,
Yine UYAP kayıtlarına göre sanık hakkında suç tarihi "09.07.2018" olan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı Ortaca Cumhuriyet Başsavcılığında 2018/2963 ve 2018/2967 sayılı kapalı soruşturma dosyasının bulunduğu,
Bu itibarla, sanığın güncel adli sicil kaydı ve UYAP üzerinden yapılan araştırma sonucu tespit edilen ve yukarıda belirtilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarının, sanık hakkında 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının uygulanmasını gerektirmediği anlaşılmıştır.
Yukarıda yaptığımız açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, dosya içeriği ile sanığın güncel adli sicil kaydı ve UYAP üzerinden yapılan araştırmaya göre; sanık hakkında inceleme konusu suç tarihi itibarıyla, aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip infazı devam eden herhangi bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunmadığı göz önüne alındığında, dosya kapsamı hukuki denetime elverişli olup Yerel Mahkemece ayrıca araştırılması gereken bir husus bulunmadığından, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının oluşmaması nedeniyle, bu suçtan dolayı ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandıktan sonra, yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkında yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmuş olması, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasına uygundur.
Bu tespit üzerine Yüksek Dairenizin (2) numaralı bozma nedenine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede; sanık hakkındaki tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin infaz dosyası incelendiğinde; çocuk olan sanıkla ilgili çağrı yazısı Antalya Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce sanık yerine velisi olduğu belirtilerek babası ... adına tebliğe çıkarılmış ve adı geçene 13.02.2014 tarihinde tebliğ edilmiş ise de sanığın, velisi ile birlikte çağrı yazısının tebliğinden sonra tedbirin infazı için 19.02.2014 tarihinde Antalya Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğüne başvurduğu, aynı tarihte düzenlenen "Tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazında uyulması gereken kurallar"a ilişkin formun hem sanığa hem de velisine tebliğ edildiği ve tedbirin infazına başlandığı, tedbirin infazı aşamasında Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 03.04.2014 tarihli ve 4546 sayılı yazısında; sanığın 27.03.2014 tarihli toksikolojik tarama testi için hastaneye başvurmadığının bildirilmesi üzerine İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunca 10.04.2014 tarih ve 1338 sayı ile sanığın uyarılmasına karar verildiği, uyarı yazısının 15.04.2014 tarihinde Antalya Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünde sanığa ve velisine birlikte tebliğ edildiği, tedavinin bitiminden sonra rehberlik ve iyileştirme program takviminin de 28.05.2014 tarihinde sanıkla birlikte velisine tebliğ edildiği, ancak sanığın programda belirtilen 08.07.2014 tarihli bireysel görüşmeye katılmaması üzerine 10.07.2014 tarihinde infaz dosyasının kapatıldığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla, Antalya Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünce tedbirin infazına başlanması için düzenlenen çağrı yazısı sanık yerine velisine tebliğ edilmiş ise de, sanığın süresi içinde velisi ile birlikte tedbirin infazı için denetimli serbestlik şube müdürlüğüne başvurması ve tedbirin infazına başlanması, infaza başlanmasından sonraki işlemlerin ve tebligatların da usulüne uygun şekilde yapılması ve sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirmediğinin anlaşılması karşısında, yerel mahkemece sanığın tedbirin gereklerini yerine getirmediği kabul edilerek verilen mahkûmiyet hükmünün usul ve yasaya uygun olduğunun kabulü gerekmektedir.
Belirtilen nedenlerle Yerel Mahkemece sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilmesi gerektiği kanaatiyle Yüksek Dairenizin bozma kararına karşı her iki bozma nedeni yönünden de itiraz etmek gerekmiştir.""
D) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ :
Adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada, sanık hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip kesinleşmiş ve suç tarihinde infaz edilmekte olan herhangi bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmaması ve Antalya Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünce tedbirin infazına başlanması için düzenlenen çağrı yazısı sanık yerine velisine tebliğ edilmiş ise de, sanığın süresi içinde velisi ile birlikte tedbirin infazı için Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğüne başvurması ve tedbirin infazına başlanması, infaza başlanmasından sonraki işlemlerin ve tebligatların da usulüne uygun şekilde yapılması ve sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirmediğinin anlaşılması karşısında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
E) KARAR: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne,
2- Dairemizin 03/12/2019 tarihli 2019/2969 esas ve 2019/7576 karar sayılı temyiz isteğinin reddi kararının KALDIRILMASINA,
3- Adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada, sanık hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip kesinleşmiş ve suç tarihinde infaz edilmekte olan herhangi bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı anlaşıldığından, hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmaması nedeniyle, bu suçtan dolayı ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanan ve bu tedbirin infazı sırasında yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkında yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmuş olması, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasına uygun olduğundan, bu husus dikkate alınarak yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 21.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.