11. Ceza Dairesi 2017/12061 E. , 2020/6603 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Beraat, Mahkumiyet
Katılan vekilinin 02/07/2014 tarihli temyiz dilekçesinin içeriği itibarıyla temyiz isteminin, sanıklar hakkında verilen beraat kararlarına yönelik olduğu anlaşılmakla, katılan vekili yönünden bu hükümlere hasren yapılan temyiz incelemesinde;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu‘nun 08/11/2018 tarihli 2018/427 Esas ve 2018/517 Karar sayılı ilamı ile sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarında suça konu faturaların, 213 sayılı VUK‘nin 230. maddesine göre yalnızca unsurlarının tespiti amacıyla incelenmesinde zorunluluk bulunmadığı; dosya içerisinde bir sureti mevcut Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi‘nin 03/03/2008 tarihli 7011 sayılı nüshasında yer alan bilgilere göre, şirkette yalnızca ortaklık sıfatı bulunan sanık ...’in hisselerini Altındağ ..... Noterliği‘nin 01/02/2008 tarihli hisse devir sözleşmesi ile sanık ...‘e devrettiğinin, sanık ...’in de şirkette yetkili sıfatının bulunmadığının anlaşılması karşısında, 5271 sayılı CMK’nin 217. maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip sanıklar ... ve ...’e atılı suçların sübutu yönünden vicdani kanıya ulaşamayan mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bu hususlara yönelik bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
I- Sanıklar ... ve ... haklarında “2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme“ suçlarından verilen beraat kararlarına yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde:
Yüklenen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olup; katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükümlerin ONANMASINA,
II- Sanıklar hakkında “2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçundan verilen beraat kararlarına yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde:
Sanıklara yüklenen “2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçunun Kanun‘daki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK‘nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, 2007 takvim yılı yönünden en aleyhe kabulle suç tarihi olan 31/12/2007 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun‘un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun‘un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
III- Sanık ... hakkında “2012 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçundan verilen beraat kararına yönelik katılan vekilinin; “2008, 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme“ suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık müdafinin temyiz istemlerinin incelenmesinde:
1- .... San. Tic. Ltd. Şti.‘nin yetkilisi olan sanık hakkında, sahte fatura düzenleme suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, şirketin faaliyetinin gerçek olduğunu, suça konu faturaların gerçek ticari alışverişlere istinaden düzenlendiğini, şirketin 2009 yılından itibaren iflas idaresi tarafından yönetildiğini beyan ederek suçlamaları kabul etmemesine karşın, bu hususta herhangi bir araştırma yapılmamış olması ile sanığın yetkilisi olduğu şirket hakkında tanzim edilen 06/12/2012 tarihli ve 1887/68 sayılı vergi tekniği raporunun incelenmesinde, sahte olduğu iddia edilen faturaların düzenlendiği yıllarda yapılan yoklamalarda şirketin faal durumda bulunduğunun tespit edilmiş olması, ilgili yıllara ilişkin tüm beyannamelerin verilmesi ve işçi çalıştırılması, mükellefin adres değişikliği yaptığı 06/09/2012 tarihinden sonra yapılan 14/09/2012 tarihli yoklamada imalathane olarak faaliyet gösterildiğinin tespit edilmesi, adres değişikliği yapılan tarihten sonraki faaliyetlerinin raporda gerçek olarak kabul edilmesi, bir yandan şirket ortakları olan sanıkların başka herhangi bir şirkette ortak ve/veya yönetici olmadıkları belirtilirken diğer yandan da şirketle organik bağı olduğu söylenen üç ayrı şirketin ortak ve yöneticilerinin aynı olduğundan bahsedilmesi, UYAP üzerinden yapılan incelemede ilgili şirket hakkında tarh edilen vergi ziyaı cezalarının iptaline ilişkin açılan davalarda, vergi mahkemesi tarafından davaların kabulüne karar verildiğinin belirlenmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi bakımından;
a) Şirketin 2009 yılından itibaren iflas idaresinin gözetiminde faaliyetine devam edip etmediğinin araştırılması,
b) Şirket hakkında, 06/12/2012 tarihli ve 1887/68 sayılı vergi tekniği raporuna dayanılarak tarh edilen vergi ziyaı cezalarının iptaline ilişkin vergi mahkemelerinde açılan tüm dava dosyaları getirtilip incelenerek, ayrıntılı özetlerinin tutanağa geçirilmesi ve bu davayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin alınarak dosyaya konulması,
c) Vergi tekniği raporunda şirketin belirtilen dönemlerde işçi çalıştırdığının bildirilmesi nedeniyle; şirkette çalışan işçilerin açık kimlik ve adres bilgileri ile sigorta primlerinin ödenip ödenmediğinin SGK’dan sorularak tespit edilmesi, bu işçilerin mahkemeye celbi sonrası şirketin gerçek bir ticari faaliyeti olup olmadığı yönünde tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulması,
d) Faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları düzenleyen ve kullananların yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları kullanan şirketler ile sanığın yetkilisi olduğu şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile beraat ve mahkûmiyet kararları verilmesi,
2- Mahkûmiyet kararları yönünden kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık ... müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.