11. Hukuk Dairesi 2019/580 E. , 2019/7330 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/11/2017 tarih ve 2016/445 E- 2017/386 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 22/11/2018 tarih ve 2018/508 E- 2018/1217 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “lavabo dolabı, dolaplı ayna ve boy dolabı” konulu tasarım tescil başvurusunda bulunduğunu, 2015/06062 no. ile işleme alınan başvurunun yayınına davalı şirket tarafından tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığı iddiasıyla itiraz edildiğini, TPMK YİDK tarafından 2015 06062/1 ve 5 numaralı tasarımların iptaline karar verildiğini, davacının dava konusu tasarımlarının yeni ve ayırt edici olduğunu, karşılaştırılan tasarımların birbirine benzemediğini ileri sürerek TPMK YİDK’nın 2016/T-241/1 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, davacının 2015/06062-1 ve 5 numaralı tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik niteliğini haiz olmadığını, savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 2015/06062-1 sıra numaralı davacı tasarımı “lavabo dolabı” olup piyasada çok çeşitli tasarımlarda lavabo dolabı bulunduğu, bu manada tasarımcının dava konusu ürün açısından seçenek özgürlüğünün bulunduğu, 2015/06062-5 sıra numaralı davacı tasarımı “dolaplı ayna” olup, dolaplı aynanın depolama fonksiyonu sağlayabilmesi için kare, dikdörtgen gibi geometrilerde tasarlanmasının tercih edildiği, bu geometri tercihleri çerçevesinde de tasarımcının dava konusu ürün açısından kısıtlı olsa da seçenek özgürlüğünün bulunduğu, bilgilenmiş kullanıcının bu tür ürünleri satın alan tüketiciler, bu tür ürünler üzerinde çalışan tasarımcılar, üreticiler ve satıcılar olarak kabul edilmesi gerektiği, 2015 06062/1 sayılı davacı tasarımının, redde mesnet 2014 01433/7 sıra numaralı tasarımı karşısında; 2015/06062-5 sayılı davacı tasarımının redde mesnet 2013 01497/6 sıra numaralı tasarımı karşısında; 2015/06062-5 sayılı davacı tasarımlarının, yine davacıya ait 2011/06414-4 sayılı tasarımları karşısında, kısıtlı seçenek özgürlüğüne dayalı olarak değişen moda ve tasarım çizgisine göre tasarımların geliştirilmesi kapsamında, yeni ve ayırt edici bir tasarım olarak değerlendirilebileceği gerekçesi ile davanın kabulüne, TPMK YİDK"nın 20/09/2016 tarih ve 2016-T-241-1 sayılı kararınn iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı kurum vekili istinaf etmiştir.
Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı Kurum vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı tasarım başvurusunun reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
Endüstriyel tasarımın tescil edilebilmesi için, 554 sayılı KHK 6 ve 7. maddelerinde belirtildiği gibi tasarımın, yenilik ve ayırt edicilik unsuruna sahip olması gerekmekte olup; ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, yenilik kırıcı görülebilecek tasarım ile başvurusu yapılan tasarım karşılaştırılırken ilke olarak öncelikle farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınarak, farklılık arz eden kısımların tasarımların bütününe nazaran ayırt edicilik sağlamada yeterli olup olmadığı değerlendirilir. 554 sayılı Tasarım KHK"nın 3.maddesinde yer alan tanımlardan hareketle, tescilli tasarım korumasının geçerli olabilmesi için tasarıma konu görsellerin dış yüzeyleri itibariyle bilinen önceki tasarımlara nazaran ayırt edicilik sağlayacak nitelikte fikri emek katkı ve çabanın ispatı gerekir, öte yandan ayırt ediciliğin tespitinde ürünün işlevsel özelliği, büyüklük, uzunluk ve hacim gibi değerler esas alınmaz.
Somut olayda, davacı başvurusuna konu tasarımların yeni ve ayırt edici olduğu gerekçesi ile mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davaya konu 1 nolu tasarımın çekmece kısmındaki dışa dönük çıkıntının ürünün diğer kısmı ile belirgin bir renk farkı bulunmadığı gibi kulp vazifesinden hareketle bu kısmın daha ziyade ürünün işlevselliği ile ilgili bir kısım olduğu, tasarımın dış görünümüne katkısının bulunmadığı ve ayırt ediciliğin tespitinde dikkate alınmayacağı, keza ürünün lavabo tablasında çıkıntının da ayırt ediciliğe bir etkisi olmamasına rağmen bu kısmın da ayırt ediciliğe etkili bulunması doğru olmamıştır.
Dava konusu 5 no"lu tasarım yönünden, ebatsal farklılıklar, led ışık ve kulp detayı vurgulanmış ise de davaya konu tasarımın kulp ve ışık detayı ile dış görselinde herhangi bir yenilik bulunmadığı sadece bu ürün ile birleştirilmiş üst kısımda çizgi halinde led ışık panelinin bulunduğu ışık ve kulp gibi detayların daha çok ürünün işlevselliğine ilişkin olduğu tasarımın bütününe nazaran bu kısımların küçük detay olarak kaldığı, aynalı kapakların çok öncelerden beri bilindiği dolap kapaklarınndaki darlık genişlik ölçütünün ayırt edicilik incelemesinde dikkate alınmasının doğru olmadığı, bir bütün olarak tasarımın ayırt ediciliğinin bulunmadığı halde dikkate alınmaksızın hatalı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış anılan nedenlerle kararın temyiz eden davalı Kurum yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı Kurum vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı TPMK"ya iadesine, 19/11/2019 tarihinde oybirliğyile karar verildi.