Abaküs Yazılım
12. Daire
Esas No: 2021/1451
Karar No: 2021/4238
Karar Tarihi: 24.06.2021

Danıştay 12. Daire 2021/1451 Esas 2021/4238 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1451
Karar No : 2021/4238

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1- … Bakanlığı
2- … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sinop İl Emniyet Müdürlüğünde 2. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacının, 25/05/2018 tarihli terfi listesinde adına yer verilmemek suretiyle 1. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmemesi işlemi ile terfi etmediği gerekçesiyle 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 55/19. maddesi uyarınca resen emekli edilmesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu'nun … tarih ve …sayılı kararının iptali, bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; 1. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesindeki boş kadro sayısının 80 civarında olduğununun belirtildiği, 1. sınıf emniyet müdürlüğü'ne 47 personel terfi ettirilirken davacıdan daha kıdemsiz olduğu halde 1. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesine terfi ettirilen personellerin de bulunduğu, performans puanı çok iyi olan, taltif belgeleri bulunan ve eğitim ve öğrenimiyle ilgili kurslara katılan, hakkında adli ya da idari bir soruşturma da bulunmayan davacının, liyakat yönünden 1.sınıf emniyet müdürlüğü rütbesine terfi etmesine engel bir durumunun olmadığının görüldüğü, her ne kadar 1. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesine terfi noktasında idareye takdir yetkisi tanınmış olsa da, idarece anılan takdir yetkisinin eşitlik ve hakkaniyete aykırı olarak kullanıldığı anlaşıldığından, dava konusu edilen işlemlerde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı; öte yandan, iş bu kararın, davacının doğrudan 1. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi edeceği anlamına gelmediği, mevcut listedeki personelin rütbe terfiine ilişkin hususlar gözönünde bulundurulmak suretiyle, davalı idare tarafından davacının durumunun "yeniden" değerlendirilerek ayrıca yeni bir işlem tesis edileceğinden, bu aşamada, 1. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi edip etmeyeceği belli olmayan davacının, dava konusu işlem nedeniyle maddi zararının oluştuğunun kabulüne ve tazminata hükmedilmesine hukuki olanak bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemlerin iptaline, mali ve özlük haklarının tazmini istemi hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; ikinci sınıf emniyet müdürlüğünden birinci sınıf emniyet müdürlüğüne terfi durumunun diğer rütbelerin terfilerinden farklı olarak düzenlendiği; 3201 sayılı Kanunun 13. maddesinde yer alan tablonun ikinci satırının ikinci kısmında sayılan unvanlara atanmış olmanın, birinci sınıf emniyet müdürlüğüne terfi etmenin ön şartı ve aynı zamanda tek şartı haline getirildiği, başka bir şekilde ifade ile anılan 13. maddesinde yer alan tabloda, emniyet amiri ile 4., 3. ve 2. sınıf emniyet müdürü rütbelerine karşılık olarak gösterilen görev unvanlarına atanabilmek için anılan rütbelere terfi etmiş olma şartı aranırken, 1. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi edebilmek için 13. maddede bu rütbeye (ve 2. meslek derecesine) karşılık gösterilen görev unvanlarına atanmış olma şartı arandığı; dosyanın incelenmesinden, 2013 yılı terfi döneminde 28/06/2013 tarihli onay ile 2. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesine terfi ettirilen davacının, bulunduğu rütbede zorunlu bekleme süresini doldurduğu, 25/05/2018 tarihinde 47 kişinin 2. sınıf emniyet müdürü rütbesinden 1. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirildiği, davacının ise bu listede yer almadığı, bunun üzerine, davacının, Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu'nun … sayılı kararı ve Bakanlık Makamı'nın … tarihli oluru ile 2. sınıf emniyet müdürlüğü'nden 1. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesine terfi ettirilmeyerek resen emekli edilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı, dava konusu işlem taraflarca ve mahkemece terfi ettirmeme ve buna bağlı olarak re'sen emekliye sevk etme olarak nitelendirilmiş olmakla birlikte; esasen, salt bir terfi işleminden ziyade öncelikle bir atama(ma) işlemi söz konusu olup, atama işlemine bağlı olarak ve onunla birlikte gerçekleşen bir terfi (ettirmeme) işlemi olduğu, boş bulunan bir kadroya atama yapma ve yapacağı atamada şartları taşıyanlar arasında tercihte bulunma konusunda idareye geniş bir takdir yetkisi tanınmış olup, 3201 sayılı Kanun'un 55. maddesinin 3. fıkrasında yer alan, birinci sınıf emniyet müdürü rütbesinde yer alması gereken kadro sayısını emniyet hizmetleri sınıfına ait toplam kadro sayısının on binde 25' i ile sınırlayan hüküm ve ikinci sınıf emniyet müdürlüğünden birinci sınıf emniyet müdürlüğüne geçişe ilişkin daha önce yapılan açıklamalar dikkate alındığında, dava konusu işlemin salt bir terfi işlemi olarak değerlendirilmesi suretiyle belirtilen gerekçeyle verilen ve idareyi boş bir kadroya atama yapmaya zorlama anlamına gelen terfi işlemine yönelik iptal kararında hukuki isabet görülmediği; 3201 sayılı Kanun'un 55. maddenin 19. fıkrasında, bulundukları rütbelere terfi ettikleri tarihten itibaren beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edemeyen emniyet amirleri ile dördüncü, üçüncü ve ikinci sınıf emniyet müdürlerinin, emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları haiz olmaları kaydıyla, Yüksek Değerlendirme Kurulunun teklifi ve Bakan onayı ile emekliye sevk edilecekleri kuralına yer verilmiş olup, bu düzenlemeye istinaden tesis edilmiş bulunan davacının re'sen emekliye sevk edilmesine ilişkin işlemde de hukuka aykırılık, anılan işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığI öte yandan, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, davacının mahrum kalınan parasal hakların yasal faiziyle reddi gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun reddine; davalı idarenin istinaf başvurusunun ise kabulüne, idare mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararının, bir üst rütbeye terfi işlemlerinde kıdem ve liyakatin esas alınması gerektiği, ikinci sınıf rütbesinde gerekli süreyi doldurduğu, görevini meslek hayatı boyunca başarı ile sürdürdüğü, disiplin cezası almadığı, re'sen emekliye sevk konusunda idareye verilen takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılmadığı ve dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğundan kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı … Bakanlı tarafından, savunma verilmemiştir, Davalı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince; Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 18/12/2020 tarih ve 2020/62 sayılı "Danıştay Dava Daireleri Arasındaki İş Bölümü Kararı" üzerine Dairemize devredilen dosya, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Sinop İl Emniyet Müdürlüğünde 2. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacı, Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararıyla, 1. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesine terfi ettirilmemiş ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 55/19. maddesi uyarınca resen emekliye sevk edilmiştir.
Bunun üzerine, 1. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesine terfi ettirilmeme işlemi ve re'sen emeklilik işleminin iptali ile bu işlemler nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iaderisen karar verilmesi istemiyle, temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Aynı Dilekçe İle Dava Açılabilecek Haller" başlıklı değişik 5. maddesinin 1. fıkrasında, "Her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılır. Ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabilir." hükmüne yer verildikten sonra, "Dilekçeler Üzerine İlk İnceleme" başlıklı 14. maddesinin 3. fıkrasının (g) bendinde, dilekçelerin 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönüyle de inceleneceği ve 6. fıkrasında, söz konusu hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı kurala bağlanmıştır. "İlk İnceleme Üzerine Verilecek Karar" başlıklı 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde de; 14. maddenin 3/g bendinde yazılı halde otuz gün içinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek üzere dilekçenin reddedileceği düzenlenmiştir.
Aynı Kanun'un 6545 sayılı Kanunun 20. maddesiyle değiştirilen "Temyiz" başlıklı 46. maddesinde, "Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir."
"a) Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları.
b) Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar.
c) Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları.
d) Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları.
e) Müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri ile daire başkanı ve daha üst düzey kamu görevlilerinin atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri hakkında açılan iptal davaları.
f) İmar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar.
g) Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca itiraz üzerine verilen kararlar ile 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
h) Maden, taşocakları, orman, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular ile ilgili mevzuatın uygulanmasına ilişkin işlemlere karşı açılan davalar.
ı) Ülke çapında uygulanan öğrenim ya da bir meslek veya sanatın icrası veyahut kamu hizmetine giriş amacıyla yapılan sınavlar hakkında açılan davalar.
i) Liman, kruvaziyer limanı, yat limanı, marina, iskele, rıhtım, akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazı boru hattı gibi kıyı tesislerine işletme izni verilmesine ilişkin mevzuatın uygulanmasından doğan davalar.
j) 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanunun uygulanmasından ve 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan davalar.
k) 6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
l) 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
m) Düzenleyici ve denetleyici kurullar tarafından görevli oldukları piyasa veya sektörle ilgili olarak alınan kararlara karşı açılan davalar."
olarak sayma suretiyle belirtilmiştir.
Aynı Kanun'un 45/6. maddesinde ise, "Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir." hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari yargılama usulündeki, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılması gerektiğine ilişkin asıl kuraldan ayrık olarak getirilmiş olan 2577 sayılı Kanun'un 5. maddesinin birinci fıkrasına göre, birden fazla idari işleme karşı tek dilekçe ile dava açılabilmesi için, anılan maddede yer verilen "maddi veya hukuki yönden bağlılık" ya da "sebep-sonuç ilişkisi" koşullarının yanında İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun öngördüğü diğer koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Ayrıca; aralarında maddede aranan biçimde bağlılık ya da ilişki bulunsa bile, birden fazla idari işlemin aynı dilekçeyle idari davaya konu edilebilmesi için; işlemlere karşı başvurulabilecek kanun yollarının aynı olması gerekmektedir.
Zira bir işleme karşı temyiz kanun yoluna başvurulabilirken diğer işlemin istinaf kanun yoluna başvurulmasının ardından kesinleşecek olmasının mevzuata aykırılık oluşturacağı ve bu hususun öncelikle dikkate alınması gerektiği açıktır. Bu bağlamda, biri 2577 sayılı Kanun'un 46. maddesi hükmü uyarınca Danıştay'ın temyiz incelemesine tabi olan, diğeri aynı madde hükmü gereğince Bölge İdare Mahkemesi'nin istinaf incelemesi sonrasında kesinleşecek olan iki ayrı işlemin aynı dilekçe ile idari davaya konu edilmeleri, anılan mevzuat hükümlerine aykırılık oluşturacaktır.
Bu durumda, temyizen incelenen davada; Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararıyla, davacının 1. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesine terfi ettirilmediği ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 55/19. maddesi uyarınca re'sen emekliye sevk edildiği, aynı kararla 2 farklı işlem tesis edildiği anlaşılmıştır.
Davacının, 1. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesine terfi ettirilmeme işlemi ile re'sen emekliye sevk işlemi arasında, 2577 sayılı Kanun'un 5. maddesinde aranan biçimde bağlılık ya da ilişki bulunduğu kabul edilse bile, re'sen emeklilik işleminden kaynaklanan uyuşmazlık temyiz incelemesine tabi iken, 1. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesine terfi ettirilmeme işleminin temyiz kanun yolu incelemesine tabi olmayıp istinaf aşamasında kesinleşecek işlemlerden olacağı açıktır.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu her iki işleme karşı tek dilekçe ile dava açılması hukuken mümkün olmadığından, söz konusu işlemler için ayrı ayrı dava açılmak üzere 2577 sayılı Kanun'un 15/1-d. maddesi uyarınca dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, İdare Mahkemesi işin esasına girilerek verilen iptal ve karar yenilemesine yer olmadığına ilişkin karara karşı taraflarca yapılan istinaf başvurusunun davacı yönünden reddine; davalı idareler yönünden kabülül ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline, mali ve özlük haklarının tazmini istemi hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan davacının istinaf başvurusunun reddi; davalı idarenin istinaf başvurusunun ise kabülüne, İdare Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddi yolundaki temyize konu …Bölge Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Dava Dairesine gönderilmesine, kesin olarak 24/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi