Esas No: 2020/2485
Karar No: 2021/1307
Karar Tarihi: 24.06.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2485 Esas 2021/1307 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2485
Karar No : 2021/1307
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
UETS Kodu: ... (E-Tebligat)
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Genel Müdürlüğü
UETS Kodu: ...
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 11/02/2020 tarih ve E:2019/654, K:2020/388 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik uyarınca çıkarılan 10/12/2018 tarih ve 2018/14 (1793) sayılı Genelge'ye açıklık getirmek amacıyla Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Yabancı İşler Dairesi Başkanlığı tarafından 31/12/2018 tarihinde yayınlanan açıklamada belirtilen "Satış vaadi sözleşmesinin şerh edilebilmesi için vaad alacaklısının sözleşmenin yapıldığı tarihte ülkemizde taşınmaz edinimine izin verilen ülke vatandaşlarından olması, taşınmazın 2565 sayılı Kanunda belirtilen bölgeler içerisinde olmaması, özel güvenlik bölgesinde yer alması halinde öncelikle taşınmazın bulunduğu il Valiliğinin izninin alınması gibi yabancı gerçek kişi ediniminde aranan bütün şartlar arandıktan sonra 2018/14 sayılı Genelge'de belirtildiği şekilde işlemlere devam edilmesi..." ibarelerinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 11/02/2020 tarih ve E:2019/654, K:2020/388 sayılı kararıyla;
2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ve 06/04/2010 tarih ve 27544 sayılı Resmi Gazate'de yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik düzenlemelerine yer verilerek,
Anılan Yönetmeliğe açıklık getirmek amacıyla davalı idare tarafından 10/12/2018 tarih ve (2018/14) 1793 sayılı Genelge'nin çıkarıldığı, dava konusu edilen, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Yabancı İşler Dairesi Başkanlığı tarafından 31/12/2018 tarihinde yayınlanan açıklamada ise, söz konusu Genelge'nin uygulanmasına ilişkin sorunlara açıklık getirildiği,
Davacının Muğla İli, Bodrum İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... parsel; ... ada, ... parsel ve ... ada, ... parseller üzerinde narenciye bahçesi vasıflı taşınmazlarının bulunduğu, davacının taşınmazlarına ilişkin tapu kayıtlarına göre taşınmazlar üzerinde kat irtifakı ve kat mülkiyetinin tesis edilmediği ve taşınmazlar üzerinde "21/03/2005 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri içerisinde bulunmaktadır." şerhi ile "2565 sayılı Kanun'un 28. maddesi gereği belirtilen alan içerisinde kalmaktadır." şerhinin bulunduğunun anlaşıldığı,
Türk Vatandaşlığı Kanunu ve uygulama Yönetmeliği uyarınca, Türk Vatandaşlığının istisnai yolla kazanımına imkan tanıyan ve noterde düzenlenmesi gereken satış vaadi sözleşmelerinin sadece kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmuş taşınmazlar için mümkün olduğu, yabancı uyruklu gerçek kişiler yönünden Askeri Yasak Bölge içindeki taşınmazların satış vaadinin tapuya tescilinin de mümkün olmadığı,
Mevzuata göre, satış vaadine istinaden yapısız taşınmaz edinimi ile Türk vatandaşlığının istisnai yoldan kazanılamayacağı dikkate alındığında, dava konusu duyuruda yer alan ve iptali istenen ibarelerin davacının kişisel, meşru ve güncel menfaatini ihlal etmesine hukuki olanak bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, somut olayda menfaat ihlali şartının gerçekleştiği, taşınmazları üzerinde bulunan şerhlerin satış vaadi sözleşmesi imzalamasını engellemek suretiyle mülkiyet hakkını ihlal ettiği, satış vaadi sözleşmesinde öngörülen valilik izninin süreci uzatacağı gibi kısa sürede ekonomik fayda sağlama amacını sağlayan Yönetmelik değişikliğinin amacı ile de bağdaşmadığı, işin esasına girilerek dava konusu işlemin iptali gerektiğinden Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin REDDİNE;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 11/02/2020 tarih ve E:2019/654, K:2020/388 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 24/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.