Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1485
Karar No: 2020/2039
Karar Tarihi: 13.03.2020

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/1485 Esas 2020/2039 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2020/1485 E.  ,  2020/2039 K.

    "İçtihat Metni"

    TALEP:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.01.2020 tarih ve 2020/11363 sayılı yazısı ile; Cumhurbaşkanına hakaret suçundan sanıklar ... ve ..."ün beraatlerine dair Mersin 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2017 tarihli ve 2016/429 esas, 2017/771 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 19/07/2017 tarihli ve 2016/6928 esas, 2017/4807 karar sayılı ilamında ""...Sanığın yukarıda belirtilen tarihlerde kendi facebook sayfasında aynı suç kastıyla ve birden fazla kez Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını kastettiği açıkça anlaşılacak şekilde; katil, yezit, hapisten korktuğu için zulmeden, teröristleri besleyen gibi doğrudan Cumhurbaşkanını halk nezdinde küçük düşürücü, onur ve saygınlığını zedeleyici, isnatlarda bulunmak suretiyle AİHS ve hukuk düzenimizin koruduğu düşünce özgürlüğü kapsamında kalmayan, anlam ve içerik derinliğinden yoksun, sloganik tarzda aşağılayıcı ve hakaret kastıyla söylenmiş paylaşımlardan ibaret sanığın eyleminin Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturacağı gözetilmeden, 5237 sayılı Kanunun 299/1-2 ve 43/1 maddeleri uyarınca sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken beraat kararı verilmesi..."" şeklinde belirttiği gerekçeye göre; sanıkların 19/04/2016 tarihinde saat 17:30 sıralarında, Mersin ilinde bulunan Halkların Demokratik Partisi Akdeniz İlçe Teşkilatı önünde, üzerlerinde mavi renkli ESP (Ezilenlerin Sosyal Partisi) amblemli önlük olduğu halde " Saray diktatörlüğü ve başkanlık uğruna yürütülen savaşa karşı barış için 1 Mayıs"a.... Saray çetelerine ve faşizme karşı 1 Mayıs"a...." ve "Saray için başlatılan savaşlarda kadınlar katlediliyor, göçe zorlanıyor, tacize ve tecavüze uğruyor..." şeklinde ifadeler içeren bildirileri dağıtması şeklindeki eylemlerinin, incitici, küçük düşürücü ve Cumhurbaşkanının toplum içindeki saygınlığını zedeleyici mahiyette olması nedeniyle hakaret vasfı taşıdığı gözetilmeden yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 20/01/2020 gün ve 94660652-105-33-6387-2019-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
    OLAY ;
    19.04.2016 tarihinde HDP İlçe Binası önünde araçtan inerek üzerlerinde Ezilenlerin Sosyalist Partisinin "ESP" ambleminin bulunduğu mavi renkli önlükler ile bildiri dağıttıkları belirtilen ..., ... ve suça sürüklenen çocuklar Helin Baki ve Yekbun Kartal"ın kolluk görevlilerince GBT sorgularının yapılmasına müteakip;
    Ön yüzünde "1 Mayısta alanlara yaşamı savunmaya! susmuyoruz! Teslim olmuyoruz! direniyoruz!" resimlerde ise "Akp elini bedenimden çek"; arka yüzünde ise;
    8 Mart’ın gücüyle 1 Mayıs’a,
    Yaşamı savunmaya, İşçi sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. İşçi sınıfının, emekçi kadınların, ezilen halkların dayanışmasını ve mücadelesinin birliği haline gelen 1 Mayıs"ta da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde ortaya koyduğumuz direnişle karşılayacağaz. 8 Mart"ta yasaklan tanımayan kadınlar, 1 Mayıs’ta kadın özgürlük mücadelesini yükselmeye, emek, özgürlük ve barış talebini daha gür haykırmaya, yaşam hakkını savunmak için aynı kararlılıkla alanları doldurmaya hazırlanıyor.
    Saray için başlatılan savaşlarda kadınlar katlediliyor, göçe zorlanıyor tacize ve tecavüze uğruyor. Neoliberal politikalarla sermaye daha fazla kar elde etsin diye kadınların yaşam alanları yağmalanıyor, doğası tahrip ediliyor. Erkek devletin ayrımcı, katliamcı kadın düşmanı kadınları bir bir hayattan koparıyor.
    Tüm bu saldınlara karşı kadınlar susmuyor, korkmuyor, direniyor. Fabrikalardan atölyelere, evlerden iş yerlerine kadar hayatın her alanını üreten kadınlar, iktidarın ve sarayın hayatımızın her alanına müdahale etmesine emeğimizi, sözümüzü yok saymasına karşı örgütlenerek ve çoğalarak geliyor.
    Özel istihdam büroları ile özellikle kadınlar hedef alınmakta üretim alanlarından ve toplumsal alanlardan koparılmak istenmektedir. Özel istihdam bürolarında ise, düşük ücretli, güvencesiz, sendikasız çalışmaya mahkum edilecek olanların büyük oranda kadın işçiler olacağı daha önceden çıkarılan torba yasa ve kanunlardan çok iyi biliyoruz. Bizler üretimin her alanında eşit koşullarda ve ücretle çalıştığımız, cinsiyet ayrımcılığına maruz kalmadığımız güvenceli ve sağlıklı iş koşulları ve sömürüşüz bir dünya istiyoruz.
    Tacize tecavüze kadın cinayetlerine, savaş politikalarına karşı, cinsiyet ayrımcılığma, emeğimizin yok sayılmasına karşı, barış ve özgürlük için 1 Mayıs’ta alanlarda yaşamı savunmaya çağırıyoruz. Sosyalist Kadın Meclisleri ..."
    Yine önyüzünde "Kölelik zincirini kıracağız! güvenli iş, güvenceli yaşam, onurlu barış için 1 Mayıs"ta alanlara, " arka yüzünde ise;
    "Özgürlük ve adalet için 1 mayıs"a
    Emekçinin birlik, dayanişma ve mücadele bayramı 1 Mayıs yaklaşıyor!
    Alınteri dökenler, çalmayan, çırpmayan, emeği ile yaşayanlar 1 Mayıs’a,
    Gündüzleri sömürülen, geceleri aç yatanlar 1 Mayıs’a,
    Özel İstihdam Büroları ile işçileri alınan satılan köle yapmak isteyenlere karşı 1 Mayıs’a,İş cinayetlerinde hayatını kaybetme korkusu yaşayan işçiler 1 Mayıs’a,Kıdem tazminatı hakkının gasp edilmesine karşı 1 Mayıs’a,
    Taşeron köleliği altında geleceği çalınan işçiler 1 Mayıs’a,
    İş bulamadığı için açlık ve yoksulluk içinde yaşayan işsizler 1 Mayıs’a,
    Saray diktatörlüğü ve başkanlık uğruna yürütülen savaşa karşı barış için 1 Mayıs’a,
    Amed, Suruç, Ankara, İstanbul katliamlarının hesabını sormak için 1 Mayıs’a,
    Kentlerin yıkılıp yağmalanmasına, insanların diri diri yakılmasına ve sömürgeci kirli savaşa karşı 1 Mayıs’a,
    Ezilen, ötekileştirilen milliyetlerden halklarımız, ayrımcılığa maruz kalan Alevi halkımız eşit yurttaşlık hakkı için 1 Mayıs’a,
    Barış isteyen akademisyenlerin tutuklanmasına, görevden alınmasına, gazetecilerin susturulmasına karşı çıkanlar; söz, eylem ve örgütlenme özgürlüğü için 1 Mayıs’a,
    Kadın katliamlarına, taciz- tecavüze, çocuk istismarına karşı onur ve adalet için 1 Mayıs’a, Nefret cinayetlerine, homofobi ve transfobiye, erkek egemen sisteme karşı 1 Mayıs’a,
    Saray çetelerine ve faşizme karşı 1 Mayıs’a,
    Sömürüsüz, eşit, adil bir dünya için 1 Mayıs’a,
    Emeği ile yaşayanlar! Dünyayı omuzlarında taşıyanlar, yüreği haklıdan, mazlumdan yana atanlar!
    Sömürüyü, baskı ve zorbalığı ortadan kaldırmak için sosyalizm bayrağı altında birleşelim!
    1 Mayıs alanlarını zapt edelim!
    Yaşasın 1 Mayıs! Bıjî Yek Gûlan!
    Tek Yol Direniş, 1 Mayıs’ta Alanlara!
    Yaşasın Sosyalizm! "
    Şeklinde içeriğin bulunduğu görülen ve süreçte el konulmasına ilişkin işlemin onanmasına dair karar verilen bildirgelerin muhafaza altına alınmak sureti ile olayın Cumhuriyet savcısına bildirilmesiyle birlikte Cumhurbaşkanına hakaret suçundan işlem yapılmasına yönelik alınan talimatlar kapsamında yürütülen soruşturma kapsamında, müdafii eşliğinde alınan kolluk ifadelerinde susma hakkını kullandıklarını beyanla imzadan imtina ettikleri, Cumhuriyet savcılığında müdafii eşliğinde alınan ifadelerinde ise özetle; Hdp üyesi ve Esp sempatizanı olduklarını,1 mayıs etkinlikleri sebebiyle Esp İstanbul merkezinde bastırılarak Mersin İl Temsilciliğine gönderilen broşürleri içeriklerinde suç unsuru olmadığını düşündüklerinden dağıttıklarını beyan ettikleri anlaşılan, adli sicil kayıtlarında sabıkalarına rastlanılmayan sanıklar hakkında Cumhurbaşkanına Hakaret suçu kapsamında alınan kovuşturma iznine müteakip Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 13.06.2016 tarihli 2016/6958 numaralı iddianamesi ile sanıklar ... ve ..."ın "Saray diktatörlüğü ve başkanlık uğruna yürütülen savaşa karşı barış için 1 Mayıs"a .... Saray çetelerine ve faşizme karşı 1 Mayıs"a ..." ve "Saray için başlatılan savaşlarda kadınlar katlediliyor, göçe zorlanıyor, tacize ve tecavüze uğruyor..." şeklinde ki ifadeleri içerir bildirgeleri dağıtarak Cumhurbaşkanına alenen hakaret suçunu işledikleri iddiası ile TCK"nın 299/1, 53/1-2, 54 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istenilmiştir.
    Mersin 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/429 esasına kayden yürütülen kovuşturmada; süreçte Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin 05.08.2016 tarihli yazısı ile suçun resen takibi yapılan suçlardan olması nedeni ile Cumhurbaşkanının şikayeti beklenilmeksizin ve vekili tarafından gerek duyulması halinde ayrıca müdahillik talebinde bulunulabileceği hususunun göz önünde bulundurularak yargılamanın yürütülmesi; 12.04.2017 tarihli yazı ile de bahse konu dava ile ilgili herhangi bir şikayetin veya katılma talebinin bulunmadığının bildirildiği, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 2017/1673 esas 2017/2295 karar sayılı ... ve Esra Güzel Ersoy hakkında 13.01.2016 tarihinde "Sarayın katliamlarına karşı halkların direnişi Esp"" yazılı pankart açtıkları ve ""sarayın katliamlarına karşı halkların direnişi devam edecek"" şeklinde slogan attıklarından "Cumhurbaşkanına Hakaret"" suçunu işledikleri iddiası ile açılan dava kapsamında yapılan yargılama sonucunda Mersin 12. Asliye Ceza Mahkemesince hükmedilen hapis cezasının ertelenmesine dair mahkumiyet ilamının kaldırılmasına ve yasal unsurları oluşmadığından atılı suçtan beraatlerine dair verilen kararının da sunulduğu, savunmalarında lehe hükümlerin uygulanmasını, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına rızalarının olmadığını beyanla atılı suçlamayı kabul etmediklerini, ifade özgürlüğü kapsamında beraat karar verilmesini talep ettikleri anlaşılan sanıklar hakkında yapılan yargılama sonunda; gerekçeli karar başlığında sanık ... yönünden müdafii olarak belirtilmeyen müdafii Av. Sevim Küçük"ün sanık ..."a yönelik olarak vekaletname ibraz ettiği ancak süreçte her iki sanık hakkında müvekkilleri olduğunu belirterek ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesini istediği de görülen 07.11.2017 tarihli duruşmada tefhim olunan hükümle özetle; suçun unsurları oluşmadığından CMK"nın 223/2-a maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlerine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildiği görülmüştür.
    Gerekçeli kararda özetle "...kamu davası açılmış ise de; müşteki şikayetçi olmamış, benzer suçtan sanık hakkında mahkememizce verilen mahkumiyet kararı ile ilgili olarak Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 17/10/2017 tarih ve 2017/1673 Esas 2017/2295 karar sayılı ilamı ile özetle; "" söz konusu yazıların müştekinin onur ve saygınlığını rencide edecek mahiyette olmayıp ağır eleştiri mahiyetinde olduğu... İfade özgürlüğü kapsamında değerlendirilerek sanıkların beraatine karar verilmesi gerekirken cezalandırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek"" gerekçesi ile mahkememizin vermiş olduğu mahkumiyet kararını kaldırmış olduğu ve sanıkların beraatlerine karar verdiği bu anlamda istinaf kararları dikkate alındığında bildiri içeriğindeki kullanılan kelimelerin ağır eleştiri mahiyetinde ve düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği.." belirtilmiştir.
    Gerekçeli kararın 13.12.2017 tarihinde Cumhuriyet savcısınca görüldüsü yapılmıştır. İstinaf edilmediğinden 21.12.2017 tarihinde kararın kesinleşmesi yapılmıştır.
    16.04.2019 tarihinde mağdur vekilince Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünden, suçun resen takibi gerektiren bir suç olduğu ve davaya konu eylemlerin Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturduğu, belirtilen eylemler ile Cumhurbaşkanına diktatör, faşist ve katil olmakla itham edildiği belirtilerek beraat kararının kanun yararına bozulması isteminde bulunulması üzerine 30.09.2019 tarihli Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının mahkeme kararının gerekçesinde eylem ve söylemlerin ağır eleştiri niteliğinde olduğunun belirtildiği, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, ciddi nitelikte bir hukuka aykırılık halinin olmadığı belirtilerek Kanun yararına bozma yasa yoluna gidilmesini gerektirir bir nedenin bulunmadığı görüşünün teminine müteakip, 20.01.2020 tarihli yazı ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından hakaret vasfı taşıdığı halde yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile beraat kararı verildiğinden kesinleşen kararın kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine dosya Dairemize gönderilmiştir.
    KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
    Sanıkların 19.04.2016 tarihinde saat 17:30 sıralarında, Mersin ilinde bulunan Halkların Demokratik Partisi Akdeniz İlçe Teşkilatı önünde, üzerlerinde mavi renkli ESP(Ezilenlerin Sosyal Partisi) amblemli önlük olduğu halde "Saray diktatörlüğü ve başkanlık uğruna yürütülen savaşa karşı baruş için 1 Mayıs"a... Saray çetelerine ve faşizme karşı 1 Mayıs"a..." ve " Saray için başlatılan savaşlarda kadınlar katlediliyor, göçe zorlanıyor, tacize ve tecavüze uğruyor..." şeklinde ifadeler içeren bildirileri dağıtması şeklindeki eylemlerinin, Cumhurbaşkanına hakaret şeklinde ifadeler içeren bildirileri dağıtması şeklindeki eylemlerinin, Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin ise de öncelikle incelemeye konu kararın kesinleşip kesinleşmediğinin belirlenmesi gerekmektedir.
    HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
    Ayrıntıları, 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438 - 2012/141 sy. 10.05.2011 tarih 6-80-90 sy. 14.12.2010 tarih 4-210-259 sy. 15.06.2010 tarih 9-117-146 sy. 23.06.2009 tarih 9-30-177 sy. gibi) açıklandığı üzere: 5271 sayılı CMK"nın 309. Maddesinde, olağanüstü ve istisnai bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule ilişkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak kesin kararlara karşı kabul edilmesi nedeniyle bu amaçlara hizmet etmeyen, sadece yapılan uygulamanın hatalı olduğunun tespiti ile yetinilmesi sonucunu doğuran hukuka aykırılıkların bu yolla çözülmesinde kanun yararı olmadığı gibi bu uygulamanın kesin hükmün otoritesini sarsacağı da açıktır .
    Aynı nedenlerle olağan yasa yollarına göre, kapsamının dar ve sınırlı olması, hukuka aykırılığın, davanın özüne ve cezaya esaslı bir şekilde etki etmesi, tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir.
    Hakim ya da mahkeme tarafından değiştirilmesi, geri alınması her zaman mümkün olan kararlarda yasanın aradığı kesinlikten bahsedilemez.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kovuşturma aşamasında sanık ..."ın müdafii olarak vekaletname ibraz ettiği, yargılamanın 1 ve 2 celse duruşma zabıtlarında sanık müdafii olarak bulunduğunun belirtildiği, 01.06.2017 tarihli duruşmaya sanıklar müdafii olarak yazdığı dilekçe ile mazeret dilekçesi sunduğu, hükmün tefhim olunduğu 07.11.2017 tarihli duruşmada "... vekili" olarak duruşmada yer aldığının belirtildiği ancak beyanında müvekkilleri ayrı ayrı beraatine karar verilmesini talep ettiği, 07.02.2019 tarihli Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı İdari İşler Müdürlüğünün 2019/4243 sayılı yazısı ile de ... yönünden "vekil ücreti ile zorunlu yol gideri masrafının" ödendiği anlaşılan Av. Sevim Kuçuk"ün, karar başlığında diğer sanık ... müdafii olarak gösterilmediği gibi süreçte sanık yönünden sunulan bir vekaletnamesinin bulunmadığı, sanığın da yer aldığı duruşmalarda müdafii olduğuna dair beyan veya bilginin de yer almadığı ayrıca sanığın 25.11.2016 tarihli duruşmada müdafii talep etmediğini bildirdiği görülmekle; Av. Sevim Kuçuk"u müdafii olarak seçip seçmediği, kendisini temsil ya da kanun yollarına başvurmasına muvafakatı bulunup bulunmadığının saptanması bakımından gerekçeli kararın sanığa tebliği ile zikredilen hususların sorulması suretiyle tanzim edilecek tutanağın ve varsa vekaletnamenin gönderilmesinin temini, sonucuna göre kararın kesinleşip kesinleşmediği de belirlenerek sanıklar yönünden gerekirse ayrı ayrı değerlendirme yapılarak dosyanın yeniden Dairemize gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar vermek gerekmiştir.
    V-SONUÇ: Açıklanan nedenlerle,
    İncelemeye konu Mersin 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.11.2017 tarihli ve 2016/429 esas, 2017/711 sayılı kararının kanun yararına bozma yasa yoluna tabi olduğunun belirlenmesi bakımından yukarıda belirlenen eksikliğin ikmali ve sonucuna göre kararın kesinleşip kesinleşmediği de belirlenerek sanıklar yönünden gerekirse ayrı ayrı değerlendirme yapılarak dosyanın yeniden Dairemize gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi