Esas No: 2020/538
Karar No: 2020/2038
Karar Tarihi: 13.03.2020
Devletin emniyet teşkilatını alenen aşağılama suçu - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/538 Esas 2020/2038 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2020/538 E. , 2020/2038 K.
"İçtihat Metni"
I-TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.01.2020 tarih ve 2020/2055 sayılı yazısı ile; Devletin emniyet teşkilatını alenen aşağılama suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 25/09/2019 tarihli ve 2018/115543 soruşturma, 2019/26787 esas, 2019/21234 sayılı iddianamenin iadesine dair Bursa 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2019 tarihli ve 2019/492 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bursa 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/10/2019 tarihli ve 2019/105 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, şüphelinin 24/09/2018 tarihinde CİMER"e yaptığı başvuru ve 155 İhbar hattını arayarak yaptığı görüşme sırasında emniyet teşkilatına yönelik hakaret içerikli ifade ve konuşmaları nedeniyle, şüpheli hakkında Devletin emniyet teşkilatını alenen aşağılama suçundan yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen iddianamenin, Bursa 31. Asliye Ceza Mahkemesince "soruşturma dosyasının incelenmesinde kimin veya hangi kurumun müşteki olduğunun belirtilmediği, 5271 s. CMK"nun 170/3-c-d maddelerinde mağdur veya suçtan zarar görenin belirtilmesinin gerektiği,.." şeklinde gerekçe ile iadesine karar verilmiş ise de,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, 5271 sayılı Kanun’un 170/3-c-d maddesinde mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği ile varsa vekili veya kanuni temsilcisinin iddianamede gösterilmesi gerektiği, ancak bu hususun yapılan soruşturma sonucunda mağdurun veya müştekinin kimlik bilgilerinin elde edilmesi durumuna ilişkin olduğu, somut soruşturma konusu eylemin temas ettiği belirtilen kanun hükmünün devletin egemenlik alametlerine ve organların saygınlığına yönelik suçlarla ilintili olup şüpheliye atılı suç bakımından da mağdurun gerçek kişiler olmasının mümkün bulunmadığı gibi kovuşturmanın her aşamasında mahkemesince suçtan zarar gördüğü düşünülen kurum ve kuruluşların davaya müdahelesine karar verilebileceği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 31/12/2019 gün ve 94660652-105-16-18389-2019-Kyb sayılı sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II-OLAY:
Şüphelinin 02.07.2018 tarih 3818696 sayılı CİMER, 05.07.2018 tarih 1801146583 sayılı BİMER, 30.09.2018 tarih 180186749 sayılı CİMER, 24.09.2018 tarih 1801811199 sayılı CİMER ve 02.09.2018 tarih 1801599191 nolu CİMER"e yaptığı müracaatlarına yönelik olarak başlatılan idari soruşturma kapsamında; diğer başvuruları aksine süreçte alınan ifadelerinde meydana gelen kavga olayı nedeni ile şahıslardan korktuğu için kimlik bilgilerini gizlediğini beyan ettiği ve kimlik bilgilerini de gizlediği görülen 02.09.2018 tarihli CİMER başvurusunda; adresini belirttiği tekel bayiinde özetle; "saat: 00.00; Mesken"imde 3 kişi olmak üzere ailem ile yaşamaktayım, tam karşı hizamızda bulunan ...Tekel Bayii"nde alkollü bir müşterisi ile çıkan tartışma sonrası sesleri duyduğumuz vakit kolluk kuvvetlerimiz olan Polis(155)"i arıyoruz (00.15). İki efrat"ı da tanıdığımızdan dolayı kavgayı ayırmak ve sükuneti korumak için uyarıda bulunduk. Alkollü olan müşteri kavganın üzerine halen ileri geri konuşarak kavgayı büyütmek ve uzatmak için atıfta bulundu. Sonrasında dükkanda bulunan şahıslar 2-3 araba ile şahısın yanına gidip darp ettiler. Olay yeri olan Tekel bayyine geri dönmeden önce giden şahıslar tanıdıkları insanları kavgayı uzatmak için çağırıyor ve gelen kişilerin elinde çok sayıda uzun ve kısa namlulu silahlar görüyoruz. Bunu üzerine tekrar Polis(155)"i arıyoruz. Saklamadan gizlemden mahallede volta atıyorlar. Bir süre sonra araçlarına binip mevzuyu mahalle dışına taşıyıp semtte yaymaya başlıyorlar.Tekrar Polis (155)’i arıyoruz ve araçlarının plakalarını, gördüğümüz kadarıyla kullandıkları silahları ve sayılarını bildiriyoruz. Saat: 01:15 civarı; Şahısları tekrar olay yeri olan ... tekel bayi"in önünde görüyoruz bu müddet içerisinde herhangi bir Polis ekip olay yerine gelip can güvenliğimizi sağlamıyor. Bir süre sonra alelacele ellerindeki silahları kullandıkları araçların gizlenebilecek yerlerine silahlarını saklıyorlar" şeklindeki mailine konu olan ve soruşturma kapsamında tanzim edilen tutanaklar ve çözüm kaydından da olayın gerçekleştiği 02.09.2018 tarihinde, kullanımında olan telefondan 155 polis ihbar hattı ile saat 01:40 da 1 dakika 02 saniye, 01.41:14 te 28 saniye, 01:50:54"te 38 saniye, 01:51:38 de 42 saniye cevapsız çağrıların gerçekleşmesine müteakip; 01:52:30 da "Bir saat önce bildirdik biz bu olayı. Adamlar gitti. Silahlarla, gittiler. Silahlarla geri geldiler. Silahları sakladılar. Allah belanızı versin. Bir saat önce bildirdik bu. Böyle mi ülke yönetiliyor a... koyayım. Bu mu güvenlik" şeklinde çözümlenen görüşmeyi gerçekleştirdiği, ayrıca çözüm kayıtlarda saat 01.53.15"ten itibaren asayiş telsizlerinde ekiplere durumun bildirildiği, "buradaki şahıslarda ağırlık olduğu şeklinde bilgi var" denilerek ekiplerin daha dikkatli olmalarının istenildiği, saat 01.56.20"de yapılan görüşmelerden olay yerine ekiplerin intikal ettiği, şahısların olay yerinden ayrıldıklarının bildirildiği anlaşılan olaya yönelik, 24.09.2018 tarihinde saat 21:04 te 1801811199 sayılı CİMER’e özetle; "Son yapmış olduğum 1801599191 numaralı başvurumda somut karara vardım ki bu ülkenin güvenlik güçleri ne yazık ki yerlerdedir. 1801599191 numaralı başvurumda belirtiğim olaya bire bir gözlerimle şahit olduğumuz halde 1801599191 numaralı başvurum da saat saat adım adım tarif ettiğim halde hiçbir işlem yapılmaması ve kolluk kuvvetlerine bağlı olan 155 polis imdat hattının defalarca kez aradığımızın beyanının CİMER ve Bursa İl Emniyet tarafından yalanlanması rezillik değilde nedir? Ayrıca 155 Polis imdat hattının çaldığı halde açılmaması nedir? Bizi bu ülkeden soğuttunuz, bizi bu ülkenin yabancısı ettiniz, bu ülkede suçu serbest bıraktınız, bu ülkede soysuzları başımıza polis diye diktiniz ya yazıklar olsun.. Hakkımda istenilen soruşturma başlatılabilir, CİMER bünyesinde kayıtlı şikayet ve istihbari dilekçelerime bakın, ben bir vatandaş olarak kolluk cuvvetlerine vermediğim istihbarat kalmadı. Hiç bir görevim yokken sivil istihbarat olarak yardımcı oldum Bursa İl emniyetinden aldığım karşılık içler acısı. Bursa Osmangazi Demirtaş (DOSAP) POLİS Karakolunun beş para etmeyen bir güvenlik sistemi olduğunu defalarca beyan ettik, polislerin en büyük şikayeti araç eksikliği ve personel eksikliği olduğunu beyan ettik hani düzenleme? Bu ülkenin meydanlarını 3-5 silahlı soytarıya bıraktınız ya size yazıklar olsun, sonra adaleti biz sağlayınca içeri tıkarsınız demi...!! Karakol diye koymuşsunuz buraya bir bina, ancak araba egzozu kovalayıp ceza kesiyor yazık...." şeklindeki mailinde kullandığı tabirler nedeni ile Emniyet Teşkilatı çalışanlarına hakaret ettiğinden hakkında adli işlem başlatılmasının istenilmesi üzerine Bursa Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünün belirtilen CİMER başvurusu ve 155 ihbar hattında sarf ettiği sözler nedeni ile hakkında TCK"nun 301 ve sair hükümlerine göre suç ihbarında bulunulmuştur.
Cumhuriyet savcısınca ihbar evrakının 27.12.2018 tarihinde "TCK 301/2, 125/1, 3-a" maddelerinden havalesinin yapılarak soruşturmaya kaydedildiği görülmüştür.
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının "Türkiye Cumhuriyeti Emniyet Teşkilatını Alenen Aşağılama" suçundan soruşturma izni verilmesine dair 03.01.2019 tarihli fezlekesine istinaden 02.05.2019 tarihinde Bakanlıkça soruşturma izni verilmiştir.
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/115543 soruşturma, 2019/26787 esas ve 2019/21234 iddianame numaralı, 25.09.2019 tarihli, suç adının "Türkiye Cumhuriyeti Emniyet Teşkilatını Alenen Aşağılama" olarak belirtildiği görülen iddianamesi ile şüphelinin 24.09.2018 tarihinde CİMER"e yapmış olduğu başvuruda ""...bu ülkede suçu serbest bıraktınız, bu ülkede soysuzları başımıza polis diye diktiniz ya yazıklar olsun..."" şeklinde ibarelerin bulunduğu, Cimer başvurusunda belirtilen telefon numarasından 02.09.2018 günü 155 İhbar hattı arandığı ve bu görüşmede ise ""bir saat önce bildirdik biz bu olayı adamlar gitti. Silahlarla gittiler. Silahlarla geri geldiler silahları sakladıklar. Allah belanızı versin. Bir saat önce bildirdik bu. Böyle mi ülke yönetiliyor a.ına koyayım"" şeklinde sözler sarfettiği tespit edilen ve oturduğu evin altında bulunan tekel bayinde silahlı kavga olayı olduğundan zarar göreceğini düşünerek polisi aradığını ancak polislerin gelmemesi üzerine sinirlenerek söz konusu başvuruları ve konuşmayı yaptığını, Emniyet Teşkilatını aşağılama amacının bulunmadığını, günlük hayatta küfürlü konuştuğunu, bu sebeple ağzından kaçmış olabileceğini, tüm polislerden özür dilediğini beyan ettiği belirtilen şüphelinin savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik beyan vasfında olduğu belirtilerek Devletin Emniyet Teşkilatına hakaret etmek suretiyle atılı suçu işlediği iddiası ile 5237 sayılı TCK"nın 301/1-2, 43/1, 53/1 maddelerinden cezalandırılması istenilmiştir.
Bursa 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.10.2019 tarihli 2019/492 iddianame değerlendirme numaralı kararı ile soruşturma dosyasının incelenmesinde kimin veya hangi kurumun müşteki olduğunun 5271 sayılı CMK"nın 170/3-c-d maddeleri uyarınca belirtilmesi gerektiği halde belirtilmediğinden CMK"nın 170/3-c-d ve 174/1-a maddelerine aykırı tanzim edildiği gerekçesi ile iddianamenin iadesine karar verilmiştir.
Cumhuriyet savcısınca özetle; 5237 sayılı TCK"nın 301. maddesine konu eylemlerde mağdurun/suçtan zarar görenin bir topluluk belirttiği, bu sebeple belli bir mağdurunun olmaması nedeniyle mağdur aranmayacağı dolayısı ile söz konusu iade kararının usul ve kanuna uygun olmadığı gerekçesi ile kararın kaldırılmasına yönelik 14.10.2019 tarihine itirazda bulunulmuş, 17.10.2019 tarihli karar ile mahkemesince yapılan itiraz yerinde görülmediğinden dosya itiraz merciine incelemeye gönderilmiştir.
Cumhuriyet savcısının iddianamenin iadesine yapılan itirazın kabul edilmesine yönelik mütalaasının alınmasına müteakip dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda itiraz mercii olan Bursa 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.10.2019 tarihli 2019/105 değişik iş sayılı kararı ile iddianamenin iadesi kararındaki gerekçeye göre Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan ve yerinde görülmeyen itirazın reddine, isteme uygun olarak verildiği belirtilerek kesin olarak karar verilmiştir.
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca suçun şikayete tabii bir suç olmadığı, mağdurun/suçtan zarar göreninin bir topluluk belirttiği, belli bir kişiyi hedef almadığı, bu sebeple belli bir mağdurunun olmaması nedeniyle mağdur aranmayacağı, dolayısı ile söz konusu iade kararının usul ve kanuna uygun olmadığı gerekçesiyle kesin karara yönelik kanun yararına bozma yoluna gidilmesi hususunda görüş ve ihbarda bulunulması üzerine Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 31.12.2019 tarihli yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından kesin kararın kanun yararına bozulmasının istenilmesine müteakip dosya Dairemize gönderilmiştir.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
"Türkiye Cumhuriyeti Emniyet Teşkilatını Alenen Aşağılama" suçundan düzenlenen iddianame başlığında müşteki adının açıkça ve ayrıca gösterilmemesinin 5271 sayılı CMK"nın 174. maddesi gereğince iade sebebi olarak kabul edilip edilemeyeceğine ve bu bağlamda incelemeye konu mercii kararında isabet bulunup bulunmadığına ilişkindir.
IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Karar tarihindeki mevzuat şöyledir
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
Kamu davasını açma görevi
Madde 170
(1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
a) Şüphelinin kimliği,
b) Müdafii,
c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
j) Suçun delilleri,
k)Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
Gösterilir.
(4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
(5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
(6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
İddianamenin İadesi;
Madde 174 (Değişik: 25/5/2005 - 5353/27 md.)
(1) Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) (Değişik:17/10/2019-7188/20 md.) Suçun sübutuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) (Değişik:17/10/2019-7188/20 md.) Önödemeye veya uzlaştırmaya ya da seri muhakeme usulüne tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaştırma ya da seri muhakeme usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
d) (Ek:17/10/2019-7188/20 md.) Soruşturma veya kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı olan suçlarda izin alınmaksızın veya talep olmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(4) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
(5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.
5237 sayılı TCK"nun
Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama (1)
Madde 301- (Değişik: 30/4/2008-5759/1 md.)
(1) Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Devletin askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
(4) Bu suçtan dolayı soruşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere; kural olarak deliller kamu davası açmak için yeterli olsa bile, iddianamede bulunması gerekli diğer ve bir bakıma şekli sayılabilecek hususların yer almaması halinde de iade mümkündür.
CMK’nın 170. maddesinin üçüncü fıkrasında iddianamede bulunması zorunlu olan unsurlar düzenlenmiştir. Buna göre iddianamede mağdur veya suçtan zarar görenin kimliğinin gösterilmesi de zorunludur. Ancak müsnet suçun niteliği ya da iddianame içeriğine göre mağdur veya suçtan zarar görenin adının gösterilmesinin gerekmemesi veya bunların açıkça belli olması halinde iddianame başlığında ayrıca gösterilmemesinin 5271 sayılı CMK"nın 174. maddesi kapsamında iade sebebi olarak kabul edilemeyeceği gözetilmelidir.
5237 sayılı TCK"nın, Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama kenar başlıklı 301/2. maddesinde Devletin askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişinin cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.
5759 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gerekçesinde 5237 sayılı TCK"nın 301. maddesine konu suçun koruduğu hukuki değerin madde de tahdidi olarak belirtilen anayasal kuruluşların prestijleri ve saygınlıkları olduğu açıkça belirtilmiştir. Korunan hukuki menfaat bizzat maddede sayılan kurumlar değil, bu kurum ve değerlerin saygınlığı ve millet nezdindeki değeridir. Öğretide de belirtilen kurumların sahip olduğu manevi şahsiyetin; Devlet’in şahsiyetini temsil ve hakimiyetini yansıttığı, Devlet’e karşı duyulması gerekli saygıyı irdelemek ve saygı duyulmaması halinde bunun kanun vasıtasıyla bir yaptırım koymak suretiyle konulmuş olan sembolik bir şahsiyet olduğu dile getirilmiştir. (Faruk Erem, Türk Ceza Kanunu Şerhi, Özel Hükümler, Cilt: 2, Ankara: Seçkin Yayıncılık, 1993, erişim Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama Suçu Tez Umur Aksakal). Korunan hukuki değer devletin bir bütün olarak itibarıdır. (Özek, Çetin,Siyasi İktidar düzeni ve fonksiyonu aleyhine cürümler, İstanbul, 1967, s.36 vd.)
Hükümle Devletin siyasal ve hukuki varlığının ve aynı doğrultudaki çıkarlarının korunmaya çalışıldığında kuşku yoktur. Devlet kavramının, diğer bir anlatımla Devletin varlığını oluşturan ve bir sentezin ayrılmaz unsurları sayılan müesseselerin madde metninde ayrı ayrı sayılması ve bunlara yönelen hareketlerin yaptırım altına alınmasıyla güdülen amaç temelde Devletin tüzel kişiliğinin, saygınlığının ve hukuki yararının korunmasıdır. Ancak bu hüküm ile Devlet kavramı ve Devletin varlığını oluşturan ve maddede sayılan kurumlar korunmuş olup, bu kurumlarda yer alan kişi veya kişilerin ya da grupların korunması amaçlanmamıştır (YCGK"nun 2001/155, 03.07.2001 ve 11.07.2006,9-169/184 E/K. sayılı kararı).
Bu suçun mağduru ise ulusal ve uluslararası hukukta bir kamu tüzel kişisi olarak Devletin kendisi, yani Devletin aşağılanan kurumudur. (Zeki Hafızoğulları/ Muharrem Özen, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler Millete ve Devlete Karşı Suçlar, 1. Baskı, Ankara: US-A Yayıncılık, Kasım 2016, s. 305 )
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, şüphelinin polis ihbar hattında sarf ettiği sözler ile CİMER başvurusunda kullandığı ifadelerin Devletin Emniyet Teşkilatını Alenen Aşağılama suçu kapsamında değerlendirilerek düzenlenen iddianame başlığında suç adının anlatıma uygun olarak Türkiye Cumhuriyeti Emniyet Teşkilatını Alenen Aşağılama olarak yazılmasına göre suçun mağdurunun/zarar göreninin ülkenin Emniyet Teşkilatı olduğunda kuşku bulunmaması karşısında iddianame başlığında müşteki adının açıkça ve ayrıca gösterilmemesinin 5271 sayılı CMK"nın 174. maddesi kapsamında iade sebebi olarak kabul edilemeyeceğini gözetmeyen incelemeye konu mercii kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
V-SONUÇ: Açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Bursa 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.10.2019 tarihli ve 2019/105 değişik iş sayılı kararının Ceza Muhakemesi Kanunun 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.