22. Hukuk Dairesi 2013/37045 E. , 2014/3 K.- FESHİN GEÇERSİZLİĞİ
- İŞE İADE
- İŞ GÜVENCESİ
- İKALE
- İŞ KANUNU (4857) Madde 18
"İçtihat Metni"Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren, davacının kendi isteği ile istifa ederek işten ayrıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, işe başlatma tazminatının dört aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan iş güvencesi hükümleri işçiyi işverenin feshine karşı koruma amacını taşımaktadır. Sözleşmenin işverenin feshi dışındaki bir nedenle sona ermesi halinde iş güvencesi hükümleri uygulanamaz. Bu bağlamda sözleşme ikale (bozma sözleşmesi) ile sona ermişse işçi iş güvencesi hükümlerine dayanarak feshin geçersizliğine karar verilmesini talep edemeyecektir.
İkale, sözleşmenin tarafların ortak iradeleriyle sona erdirilmesidir. Niteliği itibariyle bir sözleşme olması nedeniyle ikale tarafların serbest iradelerine dayanmalıdır. Ayrıca ikale icabı işverenden gelmişse kanuni tazminatlarına ilaveten işçiye ek bir menfaatın sağlanması(makul yarar) gerekir. Aksi halde iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğinden söz edilemez.
Dosya içeriğinden, davacının 05.05.2003-31.03.2012 tarihleri arasında davalı işyerinde şoför olarak çalıştığı, 30.03.2012 tarihli ve el yazısı ile yazıp işverene verdiği “ 15.000 TL net prim, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretlerimin tarafıma ödenmesi şartıyla 30.03.2012 tarihi itibari ile şirketimizden ayrılmak istiyorum. ” şeklindeki dilekçesi üzerine iş sözleşmesinin sona erdirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece, davacıya hak etmiş olduğu alacaklarının ödenmesi sebebiyle, iş sözleşmesinin haksız olarak davalı tarafından feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, karar, dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Davacı, 30.03.2012 tarihli dilekçesi ile primden faydalanacak şekilde ve kıdem tazminatını da alarak işten ayrılmak istediğini işverene bildirmiş, 03.04.2012 tarihli ibraname ile de işyerinden kendi isteğiyle ayrıldığını, kıdem, prim ve diğer alacaklarının ödendiği belirtmek suretiyle davalı işvereni ibra etmiştir.
Davacının içeriğini ve imzasını inkar etmediği ve işten ayrılma isteğini içeren dilekçesinin geçerliliğine engel bir hukuki durum bulunmamaktadır. Bu durumda, davacının iş sözleşmesinin tazminatlarının ödenerek feshini istediğine dair dilekçesinin, bozma sözleşmesi teklifi olarak değerlendirilmesi gerekir. Davalı işverence de bu icaba karşı davacıya tazminatları ödenmek suretiyle olumlu cevap verildiğine göre, taraflar arasında işçiden gelen bozma sözleşmesi isteğinin varlığı sebebiyle davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yapmış olduğu 160,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak oybirliğiyle 13.01.2014 tarihinde karar verildi.