13. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/1289 Karar No: 2020/2437 Karar Tarihi: 20.02.2020
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/1289 Esas 2020/2437 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2017/1289 E. , 2020/2437 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıya motorsuz tekerlekli sandalye sattığını, ancak bedelinin davalı tarafından ödenmediği gibi SGK ve sigorta şirketince karşılanmadığını, alacağın tahisili amacı ile davalı hakkında başlattığı takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, kaza geçirdiği için bütün medikal malzemelerin o tarihteki yasa gereği sigorta şirketince karşılanmakta olduğunu, davacı şirket yetkililerince tekerlikli sandalye bedelinin sigorta şirketince karşılanacağı söylenerek satış sözleşmesinin kurulması aşamasında iradesinin yanıltıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bozma üzerine davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı eldeki dava ile davalıya sattığı motorlu tekerlekli sandalye bedelinin SGK ve sigorta şirketince karşılanmaması nedeni ile davalı hakkında başlatığı takibe vaki itirazın iptalini istemiş; davalı, davacı tarafından bedelin sigorta şirketinden tahsil edileceği söylenerek satış yapıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusuda, davacı şirketin, davalı tüketiciyi sözleşmenin kurulması aşamasında kısa zaman içerisinde yasal değişiklik yapılabileceği ve bu durumda satış bedelinin kendisi tarafından ödenmesi gerekeceği hususunda bilgilendirmesinin zorunlu olduğu ancak, davacı tarafından davalıya bu yönde herhangi bir bilgilendirme yapıldığına dair bilgi ve belgenin bulunmadığı, sözleşmenin yapılıp yapılmayacağı konusunda davalının yeteri kadar aydınlatılmadığı ve satım bedelinden bizzat kendisinin sorumlu olacağını bilmesi halinde işbu sözleşmeyi yapmayacağı, sonradan yapılan yasal değişiklik ile satıma konu tekerlekli sandalye bedelinin sigorta şirketinden tahsilinin imkansız hale gelmesinin taraflar arasındaki işlemin temelden çökmesine sebebiyet verdiği ve davalının işbu sözleşmeyle bağlı kılınmasının iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; davacı ile davalı arasında tekerlikli sandalye satımına ilişkin bir sözleşme kurulmuş olup, davalının söz konusu tekerlikli sandalyeyi alıp kullandığının sabit olması karşısında satıcının sözleşme gereği üzerine düşen edimi yerine getirmesine karşın, alıcı davacının edimini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. O halde, taraflar arasında bir satım sözleşmesi bulunduğu ve sözleşme uyarınca davalının edimini yerine getirmediği değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.