14. Hukuk Dairesi 2016/7585 E. , 2019/2316 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 23.12.2011 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03/02/2014 tarih, 2013/12967 Esas, 2014/1422 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, 05.06.2010 tarihinde ölen mirasbırakanı ..."nın terekesinin borca batık olması nedeni ile mirası hükmen reddediğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme, 21.03.2013 tarihli 2011/940 Esas, 2013/120 Karar sayılı hükmü ile davanın kabulüne karar vermiş, davalı vekilinin temyiz isteği üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03/02/2014 tarih, 2013/12967 Esas, 2014/1422 Karar sayılı ilamı ile mirasbırakanın ölümü tarihi itibarıyla borç miktarı ile mirasın açıldığı tarih itibarıyla malvarlığı değerleri tespit edilmediğinden, mirasbırakanın borcundan dolayı yapılan icra takiplerine ilişkin dosyalar getirtilmediğinden, terekesinin aktifi ve pasifi yeterince araştırılmadığından ve davacının mirası kabul anlamına gelen davranışının bulunup bulunmadığı sorgulanmadığından kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanununun 605/2. maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK"nin Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Davanın niteliği gereği davalı-alacaklıların, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmedikleri, bilmelerinin de mümkün olmadığı, terekenin borca batık olup olmadığına yapılan yargılama sonrasında karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçtan davalıların değil davacıların sorumlu tutulması gerekmektedir.
Somut olayda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi"nin 03.02.2014 tarih, 2013/12967 Esas, 2014/1422 Karar sayılı bozma ilamına uyulmuş ise de gereği yerine getirilmemiştir. Murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığı ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıkları araştırılmamıştır. Mahkemece yapılan araştırmalar ölüm tarihi esas alınarak yapılmamıştır. Mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıkları ise hiç araştırılmamıştır.
Kabule göre de, davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmedikleri, bilmelerinin de mümkün olmadığı, terekenin borca batık olup olmadığına yapılan yargılama sonrasında karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama gideri ve harçtan davalının değil davacıların sorumlu tutulması, davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.03.2019 oybirliğiyle karar verildi.