10. Hukuk Dairesi 2014/18123 E. , 2015/22219 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : . İş Mahkemesi
Tarihi : 20.11.2013
Dava, iş kazasında sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan ödemelerin, 506 sayılı Kanunun 26. maddesince rücuan tazmini istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermiştir.
Hükmün, taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya kapsamına göre, kazalı sigortalının, 17.12.2000"de gerçekleşen kaza tarihinde ve sonrasında 13.02.2004 tarihine dek davalılardan TTA nezdinde çalıştığı (Dava tarihi itibariyle Tütün, Tütün Mamülleri, ...A.Ş. olan ve kısaca TTA olarak anılan bu davalının ünvanı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 03.02.2012 tarihli oluru ile ...A.Ş. olarak değiştirilmiştir.), davalılar arasında 27.02.2004 tarihinde bir devir işlemi gerçekleştiği, 21. HD"nin 2011/ 8633 – 2012/ 16696 sayılı onama ilamı ile kesinleşen tazminat dosyasında husumetin ..... A.Ş."ye yöneltildiği, devir nedeni ile davacının alacaklarından davalı şirketin devreden şirket ile birlikte sorumlu oldukları, satış sözleşmesinden de alıcı sözleşme tarihinden itibaren 1475 ve 4857 sayılı İş Kanunları gereğince doğabilecek her türlü mali yükümlülük ve yasal sorumlulukların şirket veya ....A.Ş. tarafından karşılanacağını... ayrıca her iki şirketin devir terihinden itibaren öncesi ve sonrası için yükümlülükleri nedeni ile rücu etmesi de mümkün bulunduğundan, davalı şirketin davacının tazminat alacaklarından sorumlu olduğu gerekçesiyle .... A.Ş."nin sorumlu tutulduğu; işbu dosyada mahkemece, kazada %75 oranında kusurlu bulunan işveren TTA ile birlikte ....San. ve Tic. A.Ş."nin de hakkında kesinleşen hüküm nedeniyle sigortalının uğradığı iş kazası nedeniyle oluşan Kurum zararından müştereken ve müteselsil sorumluluğu olduğu sonucuna varılarak yazılı şekilde hüküm tesis ettiği anlaşılmaktadır.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 179. maddesi de, bir mameleki veya bir işletmeyi aktif ve pasifleriyle birlikte devralan kimsenin, bunu alacaklılara ihbar veya gazetelerde ilan ettiği tarihten itibaren onlara karşı mamelekin veya işletmenin borçlarından mesul olacağını, iki yıl süreyle evvelki borçlunun da devralanla birlikte müteselsilen sorumlu olacağını öngörmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 28.11.2001 tarihli, ....Esas ve .....Karar sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı üzere; Borçlar Kanunu"nun 179. maddesinin içinde "müteselsil bir borç" vardır. Devir alan şirket devir eden şirketin borçlarından ötürü sorumlu olduğu gibi, iki yıl müddetle evvelki borçlu (devreden) dahi, yenisi (devralan) ile birlikte müteselsilen sorumlu olur. Borçlar Kanununun müteselsil borçlara ilişkin 141. maddesine göre teselsülün kanun hükmünden doğduğu hallerde kamu düzeni söz konusu olacağından tarafların iradeleriyle teselsülün ortadan kaldırılması hükümsüzdür. (Dr. H. Öser / W. Scöhe-nenberger Borçlar Hukuku Ankara 1950 sh. 905-906) O nedenle, bu müteselsil borç kanun hükmünden (B.K. 179"dan) doğduğundan; teselsülden kaynaklanan sorumluluğun dışlanması geçersizdir ve hukuki sonuç doğurmaz.Sorumluluğun zamanı "Devir anıdır." Devrin fiilen gerçekleştiği tarihte doğmuş ve nedeni vücut bulmuş borçlar bu sorumluluğun kapsamında kalmaktadır. İşletmenin devirden önceki borcunun nakli kural olarak alacaklıya karşı hüküm ifade etmesi B.K. 173 ve 174. maddeleri gereğince alacaklının onamına bağlı ise de, 179. madde bu kurala bir istisna getirmiş alacaklının rızasına gerek görülmeksizin borcun devir alana intikal ettiği kabul edilmiştir.
Müteselsil borcun özelliği alacaklının müteselsil borçlulardan hepsinden veya birinden alacağın tamamını veya bir kısmını istemekte serbest oluşudur. (A. Von Tuhr, Borçlar Hukuku, İstanbul 1953, s 845 vd.) Sözü edilen hukuki esaslara göre eski ve yeni borçlunun müteselsil sorumluluğu iki yıllık bir devre için kabul edilmiş olup, bu iki yıl, (muaccel borçlar için) devrin, alacaklının ihbarı ya da gazetelerde ilan tarihinden itibaren başlar.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde; işletmenin devir olgusu ve devir sözleşmesi araştırılarak, devir sözleşmesi hükümleri anılan madde kapsamında irdelenerek, davalılardan G. A.Ş"nin (TTA"nın) sorumluluğunun anılan madde hükmü kapsamında devreden işveren olarak ve belirtilen süre ile sınırlı biçimde bulunup bulunmadığı ortaya konulmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraflar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davalılara iadesine,15.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.