19. Hukuk Dairesi 2016/19038 E. , 2018/4334 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı banka ile dava dışı .... Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının da müşterek müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine, kredi alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali, takibin devamı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, icra takibine dayanak olarak gösterilen sözleşmede davalının geçerli bir kefaletinin bulunmadığını, borçtan sorumlu tutulamayacağını, T.B.K"nın 583. maddesi gereğince kefalet sözleşmelerinde kefil tarafından el yazısı ile doldurulması gereken alanların davalı kefil tarafından doldurulmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen 24/11/2015 tarihli bilirkişi raporuna göre, genel kredi sözleşmesinin 31.03.2014 tarihli olduğu, 6098 sayılı T.B.K.’nun yürürlüğe girmesinden sonra imzalandığından kefaletin şartlarının 6098 sayılı Yasa hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, anılan yasanın 583/1. maddesinde "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır" düzenlemesinin getirildiği, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu azami miktar ve kefalet tarihine ilişkin ibarelerin davalı kefilin eli mahsulü olmadığının tespit edildiği, kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu, davacının anılan sözleşmeye istinaden davalıdan alacak talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine, sözleşmedeki kefalet imzasının davalıya ait olması ve davacının takipte kötüniyetinin tespit edilememiş olması nedeniyle davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, fazla yatırılan peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 20/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.