Esas No: 2019/574
Karar No: 2019/7249
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/574 Esas 2019/7249 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ve aslî müdahil gerçek kişiler ile davalı Hazine vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi, dosya incelendi gereği düşünüldü;
K A R A R
Çekişmeli,... köyünde bulunan taşınmazlardan 997 sayılı parsel ....27/10/1988 gün ve 1988/12 E. - 96 K. sayılı kararıyla ... ve kararda yazılı diğer kişiler adına tesciline karar verilmesi sonucu tapuya tescil edilmiş; 962 parsel sayılı taşınmaz hükmen Hazine adına tescil edilmiş; 996 parsel sayılı taşınmaz tapulama çalışmasında kişiler adına tarla vasfıyla tespit edilmiş, Hazinenin itirazı üzerine tapulama komiyonunca Hazine adına tespitine karar verilmiş, gerçek kişinin tapulama komisyonu kararına itirazı üzerine .... Mahkemesinin 2/7/1987 gün ve 1985/547 E. - 1986/272 K. sayılı kararıyla Hazine adına tescil edilmiş olup, dava tarihinde 997 parsel sayılı 9960 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğinde ... ve arkadaşları adına; 962 parsel sayılı 1690 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına, yargılama sırasında 996 sayılı parselden ifrazen oluşan 1428 parsel sayılı 225,31 m² yüzölçümlü taşınmaz orman niteliği ile Hazine adına, 1429 parsel sayılı 1345,69 m² yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğinde Hazine adına tapuda kayıtlıdır.
Davacılar, 30/07/2013 havale tarihli dava dilekçesi ile; adlarına kayıtlı olan.....köyü 962, 996 ve 997 sayılı parsellerin 2013 yılında yapılan orman kadastro çalışması sonucunda kısmen orman, kısmen 2/B sahası içinde bırakıldığını belirterek, taşınmazların orman olan bölümlerinin 2/B olarak tespitine; 2/B sahasında kalan bölümlerinin ise kendi kullanımlarında olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, Hazine hakkında açılan davanın husumetten; diğer davalılar hakkında açılan davanın esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve müdahil gerçek kişiler vekili tarafından esasa; davalı Hazine vekili tarafından vekalet ücretine yönelik temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1948 yılında keşinleşen orman kadastrosu, 01/07/2013 tarihinde ilan edilen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Dava, orman kadastrosuna, apliaksyona, 2B çalışmasına itiraz ve kullanıcı şerhi verilmesi istemlerine ilişkindir.
1) Davacı gerçek kişilerin 962 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 962 parsel sayılı taşınmaz hükmen Hazine adına tescil edilmiş olup, davacıların hukukî yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, temyiz itirazlarının reddi ile bu taşınmaz yönünden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
2) Davacı gerçek kişilerin 996 sayılı parselden ifrazen oluşan 1428 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 996 parsel sayılı taşınmaz tapulama çalışmasında kişiler adına tarla vasfıyla tespit edilmiş, Hazinenin itirazı üzerine tapulama komiyonunca Hazine adına tespitine karar verilmiş, gerçek kişinin tapulama komisyonu kararına itirazı üzerine Karamürsel Tapulama Mahkemesinin 2/7/1987 gün ve 1985/547 E. - 1986/272 K. sayılı kararıyla Hazine adına tescil edilmiş olup, yargılama sırasında 1428 ve 1429 sayılı parsellere ifraz edilmiştir. İfrazen gelen 1428 parsel sayılı taşınmaz orman niteliğinde Hazine adına tapuda kayıtlı olup, davacıların dava açmakta hukukî yararları bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından bu taşınmaz yönünden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
3) Davacı gerçek kişilerin 996 sayılı parselden ifrazen oluşan 1429 sayılı parsel hakkındaki temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı gerçek kişiler bu taşınmazın kullanıcısı olduklarını iddia etmektedir, uzman orman bilirkişisinin 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahditi haritası ve 2013 yılında ilân edilen aplikasyon, 2/B madde uygulamasında Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, hüküm tarihinden sonra 2017 yılında yörede 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi uyarınca kullanım kadastrosu yapıldığı, dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği, buna göre çekişmeli taşınmazın 107 ada 17 parsel sayısı ve 1130,54 m² yüzölçümü ile taşınmazın ölü .... kullanımında olduğu, 2/B kapsamında olduğu şerhleriyle Hazine adına tespit edildiği anlaşılmış olup, davacıların taşınmazın kullanıcısı olduklarını iddia etmeleri karşısında dava, kullanım kadastrosuna itiraza dönüşmüştür. Mahkemece kullanıcı olarak belirlenen gerçek kişi davaya dahil edildikten sonra taraflara bu davayla ilgili delillerini bildirme imkanı tanınıp, taraf delilleri toplanıp, oluşacak sonuca göre taşınmazın kullanım kadastrosu tarihinde fiilî kullanıcısının tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
4) Davacı gerçek kişilerin 997 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; davacı gerçek kişiler 997 parsel sayılı taşınmazın tescil ilamıyla oluştuğunu, tescil ilâmının eldeki davanın tarafları bakımından kesin hüküm teşkil ettiğini, yine taşınmazın öncesinin orman olmadığı halde, 2/B kapsamında orman sınırları dışına çıkarılan yer olarak belirlendiğini ileri sürerek orman kadastrosuna itiraz etmişlerdir.
Davacıların kesin hüküm bulunduğu yönündeki taleplerine ilişkin olarak: 997 parsel sayılı taşınmaz 1983 yılında 766 sayılı Tapulama Kanununa göre yapılan tapulama çalışmasında 1951-1953 yıllarında.... tarafından emek sarf edilerek tarla haline getirildiği, arazinin toprak yapısı itibariyle tarıma elverişli olduğu ve adı geçeninde 1976 yılında ölümü ile mirasçılarına intikal ettiği, tespit tarihinde mirasçıların zilyetliğinde olduğu ancak taşınmazın 1617 sayılı Kanun kapsamında olup zilyetlikle iktisap edilemeyecek yerlerden olduğundan bahisle beyanlar hanesinde kullanıcıları belirtilmek suretiyle Hazine adına tespit edilmiş, gerçek kişilerin itirazlarının komisyonca reddedildiği, gerçek kişilerin kadastro mahkemesinde Hazine aleyhine dava açtıkları, yargılama sonunda ..... Kadastro Mahkemesinin 06.09.1988 gün ve 1988/12 E. - 1988/96 K. sayılı kararıyla kişilerin davasının kabulü ile taşınmazın kararda belirtilen hisselerde davacı gerçek kişiler adına tesciline karar verildiği, 997 sayılı parselin ilâma dayanılarak malikleri adına tescil edildiği, 1988/12 Esas sayılı davada Orman Yönetiminin taraf olmadığı, 3116 sayılı Kanun uyarınca tahditine göre taşınmazın konumunun incelenmediği, orman araştırması yapılmadığı, yine anılan taşınmaz hakkında başka dosyalarla birleştirme ve tefrik yapıldığı, en son ... Kadastro Mahkemesinin 1986/114 Esas sayılı davasında 997 sayılı parselin de aralarında bulunduğu taşınmazlar hakkında verilen hükmün Hazine tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08.05.2005 gün ve 2004/7791 E. - 2005/882 K. sayılı kararıyla 997 sayılı parselin de aralarında bulunduğu taşınmazlar hakkında kesinleşmiş mahkeme kararları bulunup bu kararlar uyarınca tapuya tescil edildiklerinden bu parseller ile ilgili sicil oluşturulmasına yer olmadığına cümlesinin yazılması suretiyle hükmün düzletilmesine karar verildiği, Dairemizin anılan kararında, “çekişmeli parseller Hazine adına tespit edilip, davası ya da davaya aktif katılımı dolayısıyla taraf sıfatı olmadığı halde, Orman Yönetiminin mahkemece verilen tensip kararı ile davaya dahil edilmesi ve karar başlığında dahili davalı olarak gösterilmesi Orman Yönetimini davanın tarafı yapmaz” denildiğine göre tescile esas kadastro mahkemesinin 1998/12 Esas sayılı kararı ile yine zikredilen 1986/114 Esas sayılı davada verilen hüküm eldeki dava bakımından kesin hüküm teşkil etmez.
Davacı gerçek kişilerin 997 sayılı parselle ilgili orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B çalışmasına yönelik itirazları bakımından; mahkemece yapılan orman kadastrosu çalışması sırasında dava konusu taşınmazın orman sınırları içerisinde bırakıldığı gerekçesiyle gerçek kişilerin davasının reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir.
Şöyle ki; hükme esas alınan uzman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın ilk orman tahdit haritasındaki konumunun gösterilmemiş olması nedeniyle dosyanın geri çevrildiği, Dairenin geri çevirme kararı üzerine hazırlanan ek rapor içeriğinde; çekişmeli taşınmazın her bir orman kadastro çalışmasındaki konumu ile ilgili hiç bir açıklamanın yapılmadığı, her bir çalışmaya ait orman sınır noktalarının yazılı olmadığı, ilk orman tahdit haritasında numaralandırılmış küçük yuvarlak boşlukların ne anlama geldiğinin açıklanmadığı, bu nedenle raporun denetlenemediği; ayrıca 40 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından aplikasyon, evvelce sınırlandırılmamış ormanların kadastrosu ve 2/B çalışması yapıldığı, uzman bilirkişiler tarafından gerek asıl; gerekse geri çevirme kararı sonrasında düzenlenen ek raporda çekişmeli taşınmazların, bu çalışmaların her birine ait birbiri üzerine çakıştırılmış haritalardaki konumunun ayrı ayrı gösterilmediği, açık ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde izah edilmediği anlaşılmaktadır.
O halde, 997 parsel sayılı taşınmaz bakımından; çekişmeli taşınmazların tapulama çalışmasına dayanak tapu kayıtları ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri, tescil ilamı ile oluşan kayıtların dava dosyaları veya tescil ilamları, tevzi sonucu oluşan kayıt var ise buna ilişkin belgeler getirtilmeli, yöreye ait tüm orman tahditlerine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği getirtilerek dosyada yer almalı, yine en eski tarihli hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilen memleket haritaları ile varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında hale... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisi marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdit tutanakları ve kesinleşmiş orman tahdit haritası, 2013 yılında ilan edilen evvelce sınırlandırılmamış ormanların kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ait tutanaklar ve haritası, getirtilecek en eski tarihli hava fotoğrafları ile bunlardan üretilen memleket haritaları çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; öncelikle 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; memleket haritası ve hava fotoğrafları ölçekleri kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafları ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, bu haritalar komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğrafları stereoskop vasıtasıyla incelettirilmeli, taşınmazlar üzerinde hava fotoğrafı tarihlerinde ve keşif tarihinde varsa bulunan ağaçların yaşı, cinsi, adedi, kapalılık durumu açıklanmalı, taşınmazın gerçek eğim durumu klizimetre aletiyle ölçülerek ve memleket haritalarındaki münhani eğrilerinden faydalanılarak ölçümlenmeli, taşınmazın toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, ayrıca fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle 3116 sayılı Kanun uyarınca yapılan kesinleşmiş orman tahdidi ve 2013 yılında yapılan eldeki dava nedeniyle kesinleşmemiş tahdit haritası kullanılarak büro orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın her iki orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli, tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli, tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli, çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, açıklamalı, krokili rapor alınmalı, taşınmazın eğiminin yüksek ve eylemli orman olması nedeniyle, 5653 sayılı Kanunda ve 17/08/1950 tarihli yönetmelikte maki komisyonlarının kesinleşmiş orman sınırı içinde maki tesbit işlemi yapacağı konusunda hiçbir hüküm bulunmadığı, ormanların ve orman muhafaza karakteri taşıyan makiliklerin hiç bir zaman makiye ayrılamayacağı, ayrılmış olsa bile kanuna aykırı olarak yapılan işlemin yok hükmünde olacağı, HGK"nın, YKD"nin Ekim 2002 sayısında yayınlanan 27.02.2002 gün ve 2002/1-19/97 sayılı kararında kabul edildiği gibi, kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kalan taşınmazlara revizyon gören tapu kayıtlarının hukukî değerini yitireceği, orman içinde kalan ya da orman sınırı dışına çıkartılan alanlarda tapu kayıtlarına değer verileceğine ilişkin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 45. maddesi Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün 31/13 ve 14/03/1989 gün 35/13 ve 13/06/1989 gün 7/25 sayılı kararları ile iptal edildiğinden, davalı kişilerin dayanacağı bir yasal yolun bulunmadığı düşünülmeli ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
5) Davalı Hazinenin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; 997 ve 1429 sayılı parseller yönünden bozma nedenine göre Hazinenin bu parseller hakkındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
962 ve 1428 sayılı parseller yönünden ise; mahkemece Hazine bakımından husumetten ret
kararı verilmiş olup, davanın ret nedeni diğer davalılar bakımından faklı olduğundan kendisini vekille temsil ettiren Hazine lehine olmak üzere ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, tüm davalılar bakımından tek vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu yönden de bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci ve ikinci bentlerde açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişilerin 962 parsel sayılı taşınmaz ile 996 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilen 1428 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki esasa yönelik temyiz itirazlarının reddi ile 962 ve 1428 parsel sayılı taşınmazlar yönünden hükmün esasına yönelik olarak ONANMASINA,
2) Üçüncü ve döndüncü bentlerde açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişilerin; 997 parsel sayılı taşınmaz ile 996 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilen 1429 parsel sayılı taşınmaz yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
3) Beşinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin 997 parsel sayılı taşınmaz ile 996 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilen 1429 parsel sayılı taşınmaz yönünden temyiz itirazlarının REDDİNE,
4) Beşinci bentte açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin 962 parsel sayılı taşınmaz ile 996 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilen 1428 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile bu taşınmazlar yönünden hükmün vekalet ücretine yönelik olarak BOZULMASINA 09/12/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.