22. Hukuk Dairesi 2016/8966 E. , 2019/7377 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 14.11.2012-16.06.2014 tarihleri arasında soğuk yemek usta aşçısı olarak çalıştığını, işyerinde haftanın altı günü çalışma yapıldığını, davacının her ayın iki haftasında 07.00-16.30 saatleri arasında, diğer iki haftasında ise 13.00-22.30 saatleri arasında çalışmasına rağmen fazla çalışma ücretinin ödenmediğini, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddesine göre mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.
Somut uyuşmazlıkta, davalı taraf temyiz aşamasında sunduğu dilekçe ile hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişinin davacı vekili olarak davayı takip eden Av. ... ile aynı ofiste faaliyet gösterdiğini öğrendiklerini, bu halde bilirkişinin tarafsızlığından söz edilemeyeceğini, mevcut durumun bilirkişinin reddi sebebi için bir sebep oluşturduğunu ileri sürmüştür. Gerçekten de, sunulan bilgi ve belgelere göre dosyada mevcut raporu düzenleyen bilirkişi ile davacı vekilinin aynı işyerinde çalıştığı anlaşılmakta olup, bu durum bilirkişinin tarafsızlığına gölge düşürecek bir olgudur. Diğer taraftan mahkemece bilirkişi incelemesine başvurulmuş ise de, somut olay yönünden HMK’nın 266 maddesine göre bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektiren özel veya teknik bilgiyi gerektiren bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, bilirkişi raporundaki tespit ve hesaplamaların doğru olduğu anlaşıldığı takdirde, salt bilirkişinin tarafsızlığı sebebi ile bozma kararı verilemez.Açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde değerlendirme yapıldığında ise, somut uyuşmazlıkta taraflar arasında davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.Davacı taraf dava dilekçesinde işyerinde soğuk yemek usta aşçısı olarak görev yaptığını ileri sürmüş, beyanına itibar edilen davacı tanığı ise davacının işyerinde pizzacı olarak çalıştığını beyan ederek pizzacının çalışma düzenini açıklamıştır. Ayrıca tanığın davacı ile birlikte çalıştığı süre, dosya kapsamından açıkça tespit edilememektedir. Söz konusu çelişki giderilmeden ve tanığın davacının çalışma düzenini bilebilecek durumda olup olmadığı netleştirilmeden, tanığın beyanına itibar edilerek davacı fazla çalışma ücretine hak kazandığı sonucuna varılması yerinde değildir. Bu sebeple, öncelikle açıklanan yönlerden araştırma yapılmak suretiyle davacının işyerinde ifa ettiği iş ve bu işe ilişkin çalışma düzeni açıklığa kavuşturulmalı, ayrıca davacı tanığının beyanına davacı ile birlikte çalıştığı süre ile sınırlı olarak itibar edebileceği de göz önüne alınarak, yapılacak araştırmanın sonucuna göre davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktasında dosya kapsamındaki tüm deliller yeniden bir arada değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmadığından, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.