22. Hukuk Dairesi 2015/33636 E. , 2015/35936 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının altişveren davalı.... işçisi olarak, davalı belediyeye ait işyerinde çalıştığını, hizmet alım sözleşmesinin temizlik işleri olmasına rağmen elektrik teknikeri olarak çalıştırıldığını, davalılar arasındaki asıl-altişveren ilişkisinin muvazalı olduğunu, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, iş yerinde 30 işçiden fazla çalışan olduğu, davacının en az 6 aylık kıdeme sahip olduğu, belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştığı, iş sözleşmesinin işverence geçerli veya haklı sebeple feshedildiğinin ıspatlanamadığı gibi yazılı olarakta yapılmadığı, fesih tarihi 14.10.2014 olmakla, davanın 13.11.2014 tarihinde süresinde açıldığı, davalılar arasındaki ilişkinin asıl-altişveren ilişkisi olduğu, muvazanın ıspatlanamadığı gerekçesiyle feshin geçersizliğine ve davacının... Belediye Başkanlığındaki işine iadesine karar verilmiştir.
Karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin birinci fıkrasına göre iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. Taraflar anlaşırlarsa işçi aynı sürede uyuşmazlığı özel hakeme götürebilir.
Bir aylık dava açma süresi hak düşürücü nitelikte olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Dairemizce bir aylık dava açma süresinin başlangıcı fesih iradesinin işçiye ulaştığı tarih olarak kabul edilmektedir.
Dosya içeriğinden davacının, davalı belediyeye ait işyerinde altişverenlerin işçisi olarak 22.09.2009–14.10.2014 tarihleri arasında elektrik teknisyeni göreviyle çalıştığı, iş sözleşmesinin ihale süresinin bitimi sebebiyle işverence feshedildiği, yazılı fesih bildirimi yapılmadığı, işten çıkış tarihinin Sosyal Güvenlik Kurumuna 14.10.2014 olarak bildirildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda mahkemece, feshin 14.10.2014 tarihinde yapıldığı, davanın 13.11.2014 tarihinde süresinde açıldığı kabul edilmiş ise de dava tarihi, davacının dava dilekçesine yazdığı dilekçe tarihi dikkate alınarak, hatalı olarak belirlenmiştir. Dava dilekçesinin altına dilekçe yazma tarihi 13.11.2014 tarihi olarak belirtilmiş ise de dilekçe içeriğinde bu tarihi aşacak şekilde davacının 10.12.2014 tarihinde işe alınmadığından bahsedilmekle birlikte vekaletnamede 05.01.2015 tarihinde alınmıştır. Dava harcı 06.01.2015 tarihinde yatırılmıştır. Tanıkların fesih tarihi ile ilgili beyanlarıda bulunmamaktadır. Yazılı fesih bildirimi yapılmamış ise de iş sözleşmesinin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıklarına göre 14.10.2014 tarihinde feshedildiği, davanın ise 06.01.2015 tarihinde bir aylık kanuni süresi içinde açılmadığı ortadadır. Hal böyle olunca, davanın süreden reddi yerine kabulüne yönelik yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
Davanın reddi gerektiğinden mahkemece, kararın gerekçesinde davalılar arasında asıl-altişveren ilişkisi olduğu, muvazanın ıspatlanamadığı belirtilmesine rağmen, kısa kararda davalı şirket yönünden davanın husumetten reddine, davacının davalı belediyedeki işyerine iadesine karar verilerek, kısa karar ile gerekçe arasında çelişki oluşturulmuş olması ve davalılar arasındaki asıl-altişveren ilişkisinin muvazaya dayandığı iddiası incelenmemiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı İş Kanunun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın bir aylık kanuni süresi içinde açılmadığından REDDİNE,
3-Alınması gereken 27.70 TL harcın, davacıdan alınarak, hazineye irad kaydına,
4-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 45.00 TL tebligat gideri ve 07:00 TL posta giderinin davacıdan alınarak, hazineye irad kaydına, davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 24.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.