4. Hukuk Dairesi 2018/1686 E. , 2019/5759 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 30/09/2011 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece maddi tazminat isteminin kabulüne, maenvi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 14/07/2016 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 03/12/2019 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, karşı taraftan davacı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla, yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazına gelince;
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, 01/07/2010 tarihinde davalının yönetimindeki arazi taşıtı ile davacının sevk ve idaresindeki motosiklete çarpması sonucu davacı müvekkilinin ağır yaralandığını, dalağının alınması suretiyle organ kaybına uğradığını, vücudunda kemik kırığı meydana geldiğini, beden işçisi olması nedeniyle çalışma yeteneğini önemli ölçüde kaybettiğini belirterek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, meydana gelen kazada müvekkilinin kusuru bulunmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden alınan rapor uyarınca davacının %16,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiğinin ve alınan kusur raporu uyarınca % 25 oranında kusurlu olduğunun anlaşıldığı, maddi zararın hesaplanması için alınan 04/04/2016 tarihli raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davacının maddi tazminat istemi kabul edilmiş, kazada tarafların kusur oranları, davacının maluliyet oranı, kemik kırığı, uzuv kaybı gibi sonuçlar doğuran yaralanmanın boyutu, tedavi süreci ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak manevi tazminata hükmedildiği gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar
vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda; olay tarihi, davacının yaralanma derecesi, davalının kusur durumu, olayın gerçekleşme biçimi ve yukarıdaki ilkeler göz önüne alındığında davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.