17. Hukuk Dairesi 2018/4312 E. , 2019/106 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki asıl ve birleşen davalarda davacı vekili ile asıl ve birleşen davalarda davalılar vekili tarafından talep edilmiş, asıl ve birleşen davalarda davalılar vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 05.06.2018 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... ve vekili
Av. ... geldi. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ile davalı ... vekili dinlendikten sonra noksan ikmal nedeniyle geri çevrilen dosya eksiklik giderildikten sonra gelmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında takipler başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun 29086 ada 1 parsel 58 nolu bağımsız bölümü 14.12.2010 tarihinde boşandığı eşi davalı ..."e, 29086 ada 1 parsel 35 nolu bağımsız bölümü 31.12.2010 tarihinde kız kardeşi davalı ..."a sattığını, 29086 ada 1 parsel 1 nolu bağımsız bölüm üzerinde ... eşi ... lehine ipotek tesis edildiğini, ayrıca ... ve ... plakakı araçlarını davalı ..."a devrettiğinden bu tasarrufların iptali için ayrı ayrı davalar açmış, davalar arasınada irtibat bulunduğundan mahkemece bilriştirme kararı verilmiştir.
Davalı ... vekili, borcun doğumunun tasarruf tarihinden önce olduğunu, aciz belgesinin sunulmadığını belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili, müvekkilinin borçludan borcun doğumundan önce boşandığını o tarihte borç ve takibin olmadığından muvazaalı boşanmanın söz konusu olmadığını, dava konusu taşınmazın borçlu ile müşterek çocukları adına alınmak istendiğini ancak ipotek olduğundan borçlandırıcı işlem yapılamadığından müvekkili adına tescil edildiğini, haksız açılan davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
Davalı ... vekili, borçlu ile müvekkilinin ticari ilişkileri olduğunu önceden elden verdiği paralar karşılığı ipoteğin tesis edildiğini belirtmiştir.
Davalı ... vekili, dava koşullarının olmadığını, taşınmazı müvekkilinin banka kredisi ile satın aldığını satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, icra dosyalarındaki haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi niteliğinde bulunduğu, bilirkişi raporunda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere alacağın dava konusu tasarruflardan önce gerçekleştiği, 35 ve 58 nolu bağımsız bölümlerin satıldığı tarihten itibaren geçici aciz belgesi niteliğindeki haciz tutanağının düzenlendiği tarihe kadar 2 yıllık sürenin geçmediği, davalı borçlu
... ile ... arasındaki tasarruf ile davalı ..."ın nesepen ikinci derece yakını olan ... arasındaki tasarrufun İİK"nın 278.maddesi uyarınca batıl olduğu, iptallerinin gerektiği, 29086 ada, 1 parsel sayılı ana taşınmazın 1 nolu bağımsız bölümü üzerine davalı ... aleyhine tesis edilen ipoteğin, bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere muvazaalı olduğu, mal varlığı borçlarına yetmeyen borçlu ... alacaklılarına zarar vermek kastıyla devir işleminin yapıldığı, davalı ..."ın ikinci derecede sıhri hısmı olan ..."in, borçlu Yıldıray"ın bu durumunu bilmediğini ispat edemediğinden bahisle taşınmazlar yönünden açılan davaların kabulüne dava konusu edilen araçlarla ilgili açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm vekalet ücreti yönünden davacı vekili tarafından, esastan davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
Bu tür davaların görülebilmesi için, diğer dava koşullarının yanında dava dayanağı alacağın gerçek olması gerekir.
Davalı borçlu ..., dava dayanağı borca ilişkin çeklerin gerçek bir borca ilişkin olmadığını teminat amaçlı olarak verildiğini ve davacı ..."a devrinin gerçek bir borçla ilgisi olmadığını kötü niyetle verildiğini ileri sürmektedir. Bu iddia ile ilgili olarak, dosya içeriğinden davalı borçlu tarafından, ... . Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/268 Esas sayılı dosyasından menfi tesbit davasının açıldığı ve yargılamanın devam ettiği anlaşılmıştır. Belirtilen menfi tesbit davası, görülmekte olan tasarrufun iptali davasından sonra açılmış olduğundan bekletici mesele yapılması konusunda Yargıtay içtihadı olmamakla birlikte, borçlu tarafından süresinde takip dosyasındaki borca itiraz edildiği ve bu yargılama süreci beklenerek, olumsuz sonuçlanması üzerine alacağın dayanağı ile ilgili olarak menfi tesbit davasının açıldığı, bu anlamda tasarrufun iptali davasının uzatılması amacına matuf olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenlerle, ... . Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/268 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan menfi tesbit davasının bekletici mesele yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile davacı vekilinin
ve davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA,1.630,00 TL vekalet ücretinin asıl ve birleşen davalarda davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan asıl ve birleşen davalarda davacıya verilmesine, 1.630,00 TL vekalet ücretinin asıl ve birleşen davalarda davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan asıl ve birleşen davalarda davalı ..."e verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan asıl ve birleşen davalarda davalılar ... ,... ve ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılara geri verilmesine 15/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.