19. Hukuk Dairesi 2018/3010 E. , 2020/274 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic.Mah.Sıf.)
Taraflar arasında görülmekte olan menfi tespit davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına ilişkin hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil ... ve vekili Av. ... ile davalı vekilleri Av. ... ve Av. ... gelmiş olmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı asil ile taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının davaya konu bono nedeniyle davalı ..."e borcu bulunmadığını, ... Cumhuriyet Başsavcılığı 2016/1489 sayılı soruşturma dosyasındaki davalı beyanlarından senedin sadece imza kısmı doldurularak verildiğinin ve esnaf kefalet kooperatifinden kredi kullanımı için boş olarak verildiğinin anlaşıldığını, bononun yıllar önce boş olarak düzenlenen ve şirketin kasasında muhafaza edilen bir bono olduğunu, davacı ile davalı arasında bir ticari ilişki olamadığını, senet borçlusu ile senet alacaklısının karı-koca olduğunu, davacının 6 yıldır bu kişilerle husumet içinde olduğunu, karı kocanın birlikte hareket ettiğini, bir an için senedin gerçek olduğu kabul edilse bile TBK"nın 584. maddesi gereği eşin rızası olmadan kefil olunamayacağını, senedin taraf iradelerine aykırı doldurulmuş olduğunu belirterek davacının borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kefil olduğu 750.000 TL"lik senedin ihtiyati haciz kararı alınarak takibe konulduğunu, haciz işlemleri başlatıldığını, davacı ..."in 11.05.2016 tarihinde belirli gayrimenkulleri muvazaalı olarak elden çıkardığını, uzun yıllardır görüşmediklerini ve aralarında ticari ilişki bulunmadığı iddiasının doğru olmadığını, ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Turizm Limited Şirketi"nin % 55 ortağının ..., % 45 ortağının ise davacı ... olduğunu, ... 28.02.2016 tarihinde hisselerini eşi ... devrederek şirketten ayrıldığını, bu süreçte şirkette elde edilen malların davacı üzerine tapuda tescil edildiğini, şirket borçlarının tamamının ise davalı ... üzerine kaldığını, davacının hissesine düşen borçlarını ödemediğini ve şirket kazancından alınan taşınmazların da iade edilmediğini,bunun üzerine senedin takibe konulduğunu, bononun soyut borç ikrarı olduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu, tanık dinletilmesine muvafakat etmediklerini HMK"nun 200.maddesi gereği davacının iddialarını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının senette aval veren konumunda olduğu, kambiyo senetlerinde TBK"nın 584.ve 603.maddelerinin uygulanamayacağı, senedin taraf iradelerine aykırı doldurulduğu ve borç ilişkisi bulunmadığı iddialarının dinlenemeyeceği, senedin davacının eski eşi tarafından davalıya verilmesinin, senedin geçersizliği ve davacının borçlu olmaması sonucunu doğurmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ..."in, şirketi kurduklarında abisinin, yengesi ... adına 750.000 TL"lik senet verdiğine dair 17.05.2016 tarihli polisteki ifadesi ve ... CBS 2016/1489 sayılı soruşturma dosyası kapsamı, ... Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla dinlenen tanıklar ... , ... ve ... beyanları, dava konusu senette karı-koca olan ... ve ..."in alacaklı ve borçlu olarak yer almasının ve karı-koca arasında 1 ay sonrası için 750.000 TL tutarlı bir borç ilişkisi kurulmasının hiçbir biçimde hayatın olağan akışı ile bağdaşmaması, aynı şekilde davalının yaptığı savunmasında, eşini borçlu göstermesi ile bağdaşmadığı, senedin amaca aykırı doldurularak takibe konulduğunun iddia edilmesi nedeniyle davacı tarafın iddialarını her türlü delille ispat edebilecek oluşu ve tüm dosya kapsamına göre senet alacaklısı ile borçlusu karı-koca arasında gerçek bir borç ilişkisinin bulunmadığı, dava konusu senedin davalı tarafça, anlaşmaya aykırı olarak takibe konulduğu, davacı ... senetten dolayı davalıya borçlu olmadığı, davalının bu durumu bilmesine rağmen bu senedi takibe koyduğu kanaatine varılmakla, davacının istinaf isteminin kabulü kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Davaya konu bonoda davacı ... aval veren, davalı ... lehtar, dava dışı ... ise keşidecidir. 6102 sayılı TTK"nun 702/1. maddesi uyarınca aval veren, kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait, noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verinin taahhüdünün geçerli olması nedeniyle yerel mahkemece verilen karar yerinde olup davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 05.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.