17. Hukuk Dairesi 2017/5727 E. , 2019/104 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu Şaban hakkında takip başlatıldığını, borçluların alacağı karşılayacak mal varlığı olmadığını ve alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazını 17.05.2012 tarihinde amcasının oğlu davalı ..."ye devrettiğini belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu borcun davacıdan değil eşinden alındığını, davacının ev hanımı olduğunu takip konusu borcu vermesinin mümkün olmadığını, taşınmazın mal kaçırma amacı ile değil borçlarını ödeyebilmek amacı ile satıldığını belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili, müvekkilinin taşınmazı banka kredisi ile satın aldığını, tasarruf tarihinde henüz borcun doğmadığından davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının davalıların mal kaçırma amacı ile hareket ettiğini ispatlayamadığı ve tasarrufun İİK"nun 279. maddesinde belirtilen 1 yıl içerisinde gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanunu"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1 ). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK"nun 278, 279 ve 280.maddelerden
birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Somut olayda, takip dayanağı çek 29.07.2013 tarihli olmakla birlikte borcun 2011 yılında doğduğu dosya içeriği ile sabit olmuştur. Tasarruf ise bu tarihten sonra 17.05.2012 tarihinde gerçekleşmiştir.Borçlu adresinde yapılan 24.05.2012 tarihli haciz tutanağı İİK"nun 105.maddesi anlamında aciz belgesi niteliğinde olup dava İİK"nun 280.maddesinde belirtilen 5 yıllık sürede açılmıştır. Dolayısı ile dava koşullarının gerçekleşmiş olduğu sabittir. Davalı ... borçlunun amcasının oğlu olduğundan İİK"nun 280.maddesi kapsamında borçlunun mali durumunu ve alacaklılarını ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.