22. Hukuk Dairesi 2016/6310 E. , 2019/7371 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının davalı ... bünyesinde değişen alt işverenlerin işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesini fazla çalışma ve hafta tatili ücretinin ödenmemesi, yıllık ücretli izinlerinin kullandırılmaması nedeniyle haklı sebeple 30.03.2010 tarihinde feshettiğini ileri sürerek bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, yasal süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının aylık ücret miktarının belirlenmesi ve talebin aşılıp aşılmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun "taleple bağlılık ilkesi" başlığını taşıyan 26. maddesinde "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu maddeye göre, hakimin tarafların talep sonuçları ile bağlı olduğu, talep edilenden fazla veya başka bir şeye hükmedemeyeceği açıkça belirtilmiştir.Somut uyuşmazlıkta, işyerinde sondör olarak çalışan davacı dava dilekçesinde ücretinin net 1.640,00 TL olduğunu ve ayrıca 540,00 TL asgari geçim indirimi ödendiğini beyan etmiş olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda aylık ücret miktarının 2.500,00 TL olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. Davacının dava dilekçesindeki beyanı açıklığa kavuşturulmadan ve talep miktarı aşılarak ücretin 2.500,00 TL olarak belirlenmesi hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davacı aylık net 1.640,00 TL ücretle çalıştığını ileri sürmüş olup, mahkemece davacıya asgari ücrete ilaveten harcırah veya saha primi adı altında ödemeler yapıldığı, bu ödemelerin toplamının davacının aylık çıplak ücretini oluşturduğu kabul edilerek aylık ücret miktarı belirlenmiştir. Mahkemece harcırah olarak yapılan ödemelerin gerçek manada harcırah olmayıp, davacının fiilen çalıştığı günler için ayrıca ödenen bir ücret olduğu böylece davacının ücretinin bir kısmını oluşturduğu kabul edilerek sonuca gidilmesi yerinde ise de, ücretin belirlenmesinde banka kayıtlarının dikkate alınmaması hatalı olmuştur. Dosya kapsamından davacıya fiilen yapılan ücret ve harcırah ödemelerini gösteren banka kayıtlarının celbedildiği tespit edilmektedir. Bu kayıtlar yerine dosyada mevcut listelerde yazılı harcırah tutarı asgari ücrete ilave edilmek suretiyle sonuca gidilmesi yerinde değildir. Bu itibarla, celbedilen banka kayıtlarına göre davacıya “ ücret” veya “harcırah” gibi isimler altında fiilen ödenen tutarların toplamı tespit edilmek suretiyle, davacının ücreti belirlenmeli ve buna göre davacıya fiilen ödenen aylık ücrete ulaşılmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmediğinden, temyiz edilen kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, kıdem tazminatı hesabına esas brüt ücret 2.896,17 TL olarak belirlendiği halde, bu miktarın kıdem tazminatı tavanını aştığından bahisle 2.917,00 TL tavan miktarı üzerinden hesaplama yapılması hatalıdır.
3-Mahkemece davacıya hangi alacak kaleminden ne miktarda talepte bulunduğunu açıklaması ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 194 çerçevesinde talebini somutlaştırması konusunda süre verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, ıslah dilekçesindeki taleplerin mahkemece resen ayrıştırılması suretiyle sonuca gidilmesi bir başka hatalı yön olup, kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.