10. Hukuk Dairesi 2021/4044 E. , 2021/14475 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : ... İş Mahkemesi
Dava, sigorta primine esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor ve dosyadaki belgeler incelendi, gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
1) DAVACININ İSTEMİ
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacının davalı iş verenin yanında çalıştığı 25/06/2013 ile 15/07/2016 tarihleri arasındaki gerçek ücretinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2) DAVALILAR CEVABI
Davalılar vekilleri davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3) MAHKEME KARARI
A) İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi tarafından,"1) Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davacının davalı ... "ya ait iş yerinde kuruma bildirilenler dışında; 2013 Haziran ayı için 1.272,18 TL, 2013 Temmuz ayı için 2.098,17 TL, 2013 Ağustos ayı için 2.098,17 TL, 2013 Eylül ayı için 2.098,17 TL, 2013 Ekim ayı için 2.797,55 TL, 2013 Kasım ayı için 2.098,17 TL, 2013 Aralık ayı için 2.098,17 TL, 2014 Şubat ayı için 2.797,55 TL, 2014 Mayıs ayı için 4.196,33 TL, 2014 Temmuz ayı için 3.496,94 TL, 2015 Mart ayı için 7.693,28 TL, 2015 Mayıs ayı için 3.496,94 TL, 2015 Eylül ayı için 2.797,55 TL, 2015 Ekim ayı için 3.496,94 TL, 2016 Şubat ayı için 3.147,25 TL, 2016 Temmuz ayı için 4.196,33 TL, üzerinden sigorta primine esas kazançla çalıştığının tespitine, talep edilen 2013 Haziran-2016 Temmuz dönemi için diğer aylar yönünden talebin reddine, “Bilirkişi Ahmet Oğuz Bilecen in 16/04/2020 tarihli bilirkişi raporunun ve ek-1 çizelgesinin kararın eki sayılmasına" şeklinde karar verilmiştir.
B) BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
4) TEMYİZ TALEBİ
Davalılar vekilleri tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle ilgili karar temyiz edilmiştir.
5) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Anayasamızın 141. maddesinde, yargılamanın aleniyeti ilkesini benimsenmiştir. Bunun anlamı yargılama açık olarak yapılacak ve yargılamanın sonunda verilen karar da açıkça belirtilecektir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 149. (HMK’nun 28.) maddesinde de bu husus belirtilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381. (HMK’nun 294.) maddesi gereğince mahkeme, hazır olan tarafları iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Kararın tefhimi en az aynı Kanunun 388. (HMK’nun 297.) maddesinde belirtilen hüküm sonucunun tutanağa geçirilerek okunması suretiyle olur.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388/1-3. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c. maddesinde, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiği açıklanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesinde :
“(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2)Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Yine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 389. (HMK’nun 298.) maddesinde de hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. Bu hükümden anlaşılacağı gibi, mahkeme hükmünü gerekçesi ile birlikte tam olarak yazmış olsa bile, bunu duruşma tutanağına tamamen yazdırması ve okunması gerekir. Bir başka ifade ile mahkeme hükmünün hukuki varlık kazanabilmesi için onun tefhim edilmesi, verilen kararla, ne şekilde tefhim edildiğinin duruşma tutanağına yazılması zorunludur. Aynı maddenin son fıkrası gereğince de zorunlu nedenlerle yalnız hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın sonradan belli bir süre içinde yazılması mümkündür.
Kısa karar, bir davayı sona erdiren ( Niha-i ) temyizi mümkün olan son kararlardandır. Bu kararla mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Asıl olan kısa karardır. Bu gibi hallerde de Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388. (HMK’nun 297.) maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren kısa karar ile daha sonra yazılan gerekçeli kararında buna uygun olarak düzenlenmesi gereklidir. (10/04/1992 gün ve 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı) Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 2011/21-23E 268 K., 2012/6-97 E. 203 K., 2012/10-149 E., 291K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Mahkemece, kısa kararın 3. fıkrasında “Bilirkişi ... in 16/04/2020 tarihli bilirkişi raporunun ve ek-1 çizelgesinin kararın eki sayılmasına” denilmek suretiyle, usul ve yasaya uygun şekilde kısa karar oluşturulmaksızın gerekçeli karar yazıldığı anlaşılmaktadır. Ortada hukuki varlık kazanmış bir karar mevcut olmadığı gibi hüküm bu yönüyle infaza da elverişli değildir. Davacının talebine göre, hangi tarihlerde, ne kadar ücretle çalıştığı açıkça hükümde belirtilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, kamu düzeni amacıyla konulmuş, emredici hükümlerden olan yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırı olarak davanın yürütülüp sonuçlandırılması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK m.373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."ya iadesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18.11.2021 gününde oy birliği ile karar verildi.