13. Hukuk Dairesi 2015/19695 E. , 2018/84 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, davacı asilin avukat olduğunu, davalısı bu davanın davalısı ... olan ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/375 Esas sayılı dosyasında dava dışı üçüncü kişi ..."ı vekil olarak temsil ettiğini, bu davada mahkemesince gerçekleştirilen yargılama neticesinde 60.000,00.-TL maddi tazminat ver ferilerinin tahsiline karar verildiğini, Anılan hükmün icrası için ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2012/3736 Esas sayılı dosyası ile takibe başlanıldığını; davalının dava dışı ... ile haricen analaşarak sulh olduğunu ve bu anlaşma çerçevesinde ödeme yaptığını ancak davacı vekile vekalet ücretinin ödenmediğini, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu 165. maddesi gereği ödenmeyen vekalet ücreti alacağından davalının da sorumlu olduğunu ileri sürerek 40.000,00.-TL vekalet ücretinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı avukatın, davalı tarafından dava dışı ..."a ödeme yapmadan önce bu kişi tarafından azledildiğini ve ödeme yapıldığı tarihten önce davacı ile müvekkili arasında vekalet akdinin azil nedeniyle sona erdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 37.168,81 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının ikinci bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın dayanağını teşkil eden Avukatlık Kanunu"nun 165.maddesinde, “sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf, avukatlık ücretinin ödenmesi hususunda avukata karşı müteselsilen sorumludurlar.” hükmü mevcut olup, davanın sulh ile sonuçlanması halinde, avukat müvekkilinden aralarındaki ücret sözleşmesinde kararlaştırılan miktarın tamamını isteyebileceği gibi davada sulh olunan miktara göre karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini de isteyebilir. (Bkz. HGK.’nun 16.2.1994 T. 1993/13-810 E. 1994/60 K. sayılı kararı) Aynı sorumluluk, müvekkille sulh anlaşması yapan karşı taraf için de geçerlidir. Avukatla müvekkili arasında ücret sözleşmesi bulunmaması (veya sözleşmenin geçersiz olması) halinde, müvekkilin ve müvekkille sulh anlaşması yapan hasmın, sulh olunan miktar üzerinden, gerek Avukatlık Kanununun 164/4. maddesinde düzenlenen (müvekkilin avukata ödemesi gereken) akdi vekalet ücretinden, gerekse Avukatlık Kanununun 164/son maddesinde düzenlenen (hasma tahmili gereken) vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olduklarının kabulü gerekir. Burada, kanundan doğan teselsül hallerinden biri söz konusu olup, Borçlar Kanununun 142. maddesinde düzenlenen "alacaklı, müteselsil borçluların cümlesinden veya birinden borcunun tamamen veya kısmen edasını istemekte muhayyendir" hükmüne göre, müteselsil sorumluluğun gereği olarak, sulh sözleşmesinin taraflarının her biri borcun tamamından sorumludur. Buna göre alacaklı alacağının tamamını, her iki taraftan da talep edebileceği gibi, dilerse sadece birinden de talep edebilir. Mahkemenin kabulü de bu yönde olup, olayda Avukatlık Kanunu"nun 165. maddesinin uygulanması gerektiği açıktır. Davacı, akdi vekalet ücretinin, hasım taraf olan davalı şirketten tahsilini talep etmişlerdir.
Hal böyle olunca,mahkemece dava dışı ... ilde davalı tarafın sulh oldukları miktar belirlenerek bu bedel üzerinden sözleşmede ücrete ilişkin hüküm var ise buna, yok ise Avukatlık Kanununun 164/4.maddesine göre hesaplanarak hüküm kurulması; yine davacının kendi müvekkili ile olan sözleşme gereği davalıdan akdi vekalet ücretini Avukatlık Kanununun 165/son maddesine göre isteyebilmesi için bu sözleşmenin davadan önce imza edilmiş olduğunun davacı tarafından ispat edilmesi gerekir. Ayrıca, davacı tarafça istenen icra vekalet ücretinin de; sulh olunan miktar üzerinden hesaplanması gerektiği hususu göz ardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin ikinci bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.