14. Ceza Dairesi 2018/10239 E. , 2019/8919 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükmün sanık ve müdafiileri ile mağdre vekili ve O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Mağdure vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Kayden 14.05.1999 doğumlu olup yargılama sırasında on beş yaşından küçük olan mağdurenin velisi müşteki Meryem"in, sanıktan şikayetçi olmadığı ve inceleme sırasında mağdurenin reşit olması nedeniyle temsil kayyımı da atanamadığının anlaşılması karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık ve müdafiileri ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık hakkında TCK"nın 103/1-a, 103/3, 103/4, 43/1 uyarınca verilen ceza üzerinde aynı Kanunun 62/1. Maddesi uyarınca indirim yapılırken hesap hatası sonucu, netice cezanın 14 yıl 22 gün yerine 14 yıl 1 ay 22 gün belirlenerek fazla ceza tayini,
Sanığın eylemini öz kızına karşı velâyet hakkını kötüye kullanarak gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53/5. maddesi gereğince cezasının infazından sonra başlamak üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar velâyet hakkının kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Hükümden sonra 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiileri ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu hususların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetki uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümde yer alan TCK"nın 62. Maddesinin uygulandığı fıkrada yer alan " ..14 yıl 1 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına.." ibaresi ile TCK"nın 53 maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün yerlerine "...14 yıl 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına" , “Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı da nazara alınmak kaydıyla sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanmasına” ve TCK"nın 53/5. Maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak ise mahkemenin alt sınırdan uygulaması da nazara alınarak, "TCK"nın 53/1-c maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işleyen sanığın aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince cezanın infazından sonra başlamak üzere, verilen cezanın yarısı olan yedi yıl onbir gün süre ile bu hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.