11. Hukuk Dairesi 2019/384 E. , 2019/7303 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Kahta 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 23/10/2018 tarih ve 2017/699-2018/1071 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine faturaya dayalı icra takibi başlatıldığını ancak, müvekkilinin faturada belirtilen işlerle bir ilgisinin ve bu yönde bir talebinin bulunmadığını, süresi içerisinde itiraz edemedikleri için takibin kesinleştiğini ileri sürerek, müvekkilinin takip konusu faturadan kaynaklı borcunun bulunmadığının tespiti ile davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı tarafa takip konusu faturadaki işi yaptığını, davacıya ihtar gönderilmesine rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle takip başlatıldığını, davacının müvekkiline borçlu olduğunu savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve keşif üzerine alınan bilirkişi raporuna göre, davacının lüzum listesinde yer alan bir takım işleri dava dışı kişilere yaptırdığı ve sunulan ödeme emri belgeleri ile birlikte değerlendirildiğinde bu kimselere yapılan ödemelerin 63.950 TL"ye tekabül ettiği, buna göre davanın sadece bu miktar yönünden kabulünün gerektiği zira kalan kısım yönünden davacı tarafın lüzum listesindeki işleri davalı dışındaki kişilere yaptırdığını ve bedellerini ödediğini ispatlayamadığı, ayrıca takiple ilgili ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından İİK."nın 72/4. maddesi gereği davalı lehine tazminat tayinine yer olmadığı ve yine aynı Kanunun 72/5. maddesine göre koşulları oluşmadığından davacı lehine tazminat tayinine yer olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacı kurumun davalı şirkete Kahta İcra Müdürlüğü"nün 2013/618 E. sayılı dosyasına ilişkin asıl alacak miktarından 63.950,00 TL"lik kısmı yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, takiple ilgili ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından davalı lehine tazminat tayinine yer olmadığına, koşulları oluşmadığından davacı lehine tazminat tayinine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, davalı yüklenici tarafından Kahta Devlet Hastanesinde yapıldığı iddia olunan iş bedelinin davacı idareden tahsili amacıyla yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar mahkemece, Dairemizin bozması üzerine yapılan keşif sonucu dosyaya rapor sunan bilirkişilerin tespitleri doğrultusunda davacı idare tarafından üçüncü kişilere yapılan ödemeler dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, mümzileri Hastane Müdürü Celalettin İnal ve Teknisyen Nusret Bozkurt tarafından içeriği doğrulanan lüzum listesinde belirtilen ve mahkemece mahallinde yapılan keşifte de yapıldığı tespit edilen işlerin, Dairemizin 28.02.2017 tarih 2015/13064 E.-2017/1157 K. sayılı bozma ilamında da belirtildiği üzere, yapıldıkları yer ve zaman itibariyle rayiç bedellerinin bilirkişiler vasıtasıyla tespit edilip, daha sonra toplam yapılmış iş bedelinden bir kısmı davalının da kabulünde olan davalının taşeronlarına ve 3. kişilere anılan işler nedeniyle yapılan ödemeler düşüldükten sonra varsa kalan davalı tarafından talep edilebilecek tutarın saptanarak sonucuna göre menfi tespit hükmü kurulması gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, 18/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.