15. Hukuk Dairesi 2016/5594 E. , 2017/1797 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yetkilisi Hakan Ağca
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptâli davası olup, mahkemece verilen kısmen kabul kararı davalı tarafça yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı yüklenici vekili, davalı iş sahibine mutfak dolabı, vestiyer, gardrop, kapı karyola, komidin şifonyer ve tuvalet masası yapıp teslim ettiğini, 5.953,10 TL ve 4.305,82 TL bedelli 2 fatura gönderdiğini, yapılan ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine takip başlatıldığını, itiraz üzerine itirazın iptâline ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı iş sahibi vekili ise, şirket merkezinin Kozan"da, şubesinin ise Yumurtalık"ta ve dava konusu mallarının teslim yerinin yine Yumurtalık"ta olması nedeniyle öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, malların hem gizli ayıpları olduğunu hemde üretim hataları olduğunu belirterek davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak kısmen kabul kararı verilmiş ve icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.
İİK"nın 67/II. maddesi uyarınca alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için takibe itirazın haksız olması yanında alacağın likid (hesaplanabilir) olması zorunludur. Alacak miktarının likid olmadığı, bilirkişi raporuyla belirlendiği hallerde borçlunun takibe itirazında haksız olduğu kabul edilemez.
Taraflar arasındaki eser sözleşmesi ilişkisi şifai olarak kurulmuş ancak sözleşme konusu işlerin yapılıp yapılmadığı, eşyalarda ayıp olup olmadığı, ayıbın niteliği ve işin bedeli
tarafların defter ve kayıtları incelenmesi sonucu yargılamada alınan bilirkişi raporu ile belirlenmiştir. Alacak yargılamayı gerektirmekte olup, likit olmadığından davacının şartları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekirse de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz istemi kabul edilerek 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz istemlerinin reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan" alacağın %20"si oranında (1.920,00 TL) icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair" cümlesinin karar metninden çıkartılarak yerine “alacak likid olmadığından davacının inkâr tazminatı talebinin reddine”cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 26.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.