6. Ceza Dairesi 2017/1095 E. , 2019/5963 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığa yüklenen 5237 sayılı TCK"nin 149/1. maddesinde düzenlenen yağma suçu 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasını gerektirecek şekilde yaptırıma bağlanmıştır.
Temel cezasının belirlenmesine ilişkin ilkeler ise 5237 sayılı TCK"nin 61/1. maddesinde;
Hakim somut olayda;
1-Suçun işleniş biçimi,
2- Suçun işlenmesinde kullanılan araçlar,
3- Suçun işlendiği zaman ve yer,
4- Suçun konusunun önem ve değeri,
5- Meydana gelen zarar ile tehlikenin ağırlığı,
6- Failin kasıt veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı,
7- Failin güttüğü amaç ve saik,
Göz önünde bulundurularak ""İşlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı oranında temel cezayı belirler"" şeklinde düzenlenmiştir.
5237 sayılı TCK"nin ""Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi"" başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasındaki ""Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur"" biçimindeki düzenleme ile de; işlenen fiil ile hükmolunan ceza ve güvenlik tedbiri arasında ""Orantı"" bulunması gerektiği vurgulanmıştır.
Kanun koyucu cezaların kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hakime, olayın özelliği ve işlenen fiilin ağırlığı ile orantılı bir şekilde gerekçesini göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevi yüklemiştir.
Hal böyle olunca;
Hakimin temel cezayı belirlerken, dayandığı gerekçe TCK"nin 61/1. maddesine uygun olarak dosyaya yansıyan bilgi ve belgeleri isabetli değerlendirdiğini gösterir biçimde kanuni ve yeterli olmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında;
Sanığın olay günü gece saat 02.00 sıralarında yakınan ...’in sahibi bulunduğu eczaneye gelerek ‘Benim param yok, ben şizofreniyim, bana bir kaç kutu ... hap vereceksin, yoksa dükkanını yakarım’ dediği olayda; TCK"nin 149/1. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendi kapsamında yağma suçunu işleyen sanık hakkında adalet, hak ve nesafet kuralları ve 5237 sayılı TCK"nin 3/1. maddesinde düzenlenen “Orantılılık” ilkesiyle bağdaşmayacak şekilde yerinde ve yeterli olmayacak gerekçe ile temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 28/11/2019 tarihinde Daire Üyesi ..."in muhalefetiyle oy çokluğu ile karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY :
Mağdur beyanlarında, iki gün önce yine nöbetçi iken sanığın gelip bir kaç kutu ... isimli yeşil reçete ile satılan ilacı ısrarla ve tehditle istediğini, reçetesiz ve parasız vermeyeceğini söylediğini, başına bela olacağını söylediğini, sanığın ... Eczanesinden de almaya çalıştığını öğrendiğini, jandarmayı bilgilendirdiğini,
05.10.2015 tarihinde gece saat 02.00 sıralarında elinde içinde sıvı bulunan plastik şişe ile geldiğini, kepengi açmasını istediğini, ne için geldiğini sorduğunu, korktuğu için kepengi açmadığını, bunun üzerine parası olmadığını, şizofreni hastası olduğunu bir kaç kutu ... vereceksin, elimdeki şişede benzin var. Molotof hazırladım. Vermediğin takdirde eczaneni de, senide yakacağım. İlaçlarla birlikte yanacaksın dediğini, jandarmayı araması üzerine uzaklaştığını söylemiştir.
Sanık sabıkalı bir kişidir. TCK"de orantılılık ilkesine aykırı bir durum yoktur. Mahkeme gerekçesinde, suçun işleniş şekli işlendiği yer ve zaman, sanığın kastının yoğunluğu ve tehlikenin ağırlığını göstermiştir. Mahkeme cezayı alt sınırdan verip teşebbüs nedeniyle 1/4 oranında indirim yapsaydı, daha ağır bir ceza vermiş olacaktı. Kamera görüntülerine göre de sanığın elinde içinde sıvı bulunan bir şişenin olduğu görülmektedir. Mahkemenin gerekçesi yasal ve yeterli olup takdir hakkını da kullanmıştır. Hükmün onanması düşüncesindeyim. Çoğunluğun kararın bozulması yönündeki görüşüne katılmıyorum.