Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı davalıda kalan çeyiz eşyaları için 8.150 YTL, takı ve ziynetleri için 4.962 YTL. evlilik birliği içinde ortak alınan eşyalar için 1.995 YTL. ve Akbank’tan ortak çekilip, kendisinin ödemek zorunda kaldığı kredi borcu nedeniyle de 1.650 YTL.’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkemece; tefhim edilen kararda talep edilen her kalem için ayrı ayrı hüküm kurulmadığı gibi, kısa kararda hüküm altına alınan miktarın tamamına dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmişken, gerekçeli kararda kabul edilen miktarın bir bölümüne dava tarihinden, bir kısmına da, ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmekle, tefhim edilen kararla gerekçeli karar arasında uyumsuzluğa ve çelişkiye yol açılmıştır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381/2. maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388. maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Mahkemece istek sonuçlarından her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği (HUMK. md.388/2) gibi, faizle ilgili kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulması da doğru bulunmamıştır. (10.04.1992 tarihli 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı )
SONUÇ: Hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.03.2008 pzt.