Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/8526
Karar No: 2014/9963
Karar Tarihi: 06.05.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/8526 Esas 2014/9963 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/8526 E.  ,  2014/9963 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Beylikova Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Tarihi : 05.02.2014
    No : 2013/60-2014/18

    Davacı, tevkifata dayalı olarak 2926 sayılı Kanun kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda 01.08.1994-tescil tarihi 10.05.2011 arası dönemde davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilerek davanın kısmen kabulüne hükmedilmiştir.
    Hükmün, davacı avukatı ile davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı avukatı ile davalı Kurum avukatının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7.maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanunun 2,3,6,9 ve 10. maddeleri ile 5510 sayılı Yasanın 4. maddesinin ilk fıkrasının (b) bendidir.
    Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
    2926 sayılı Kanunun 2.maddesinde, Kanunla veya Kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3.maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir.
    Anılan Kanunun 3.maddesinin (b) bendinde "Tarımsal faaliyette bulunanlar: kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar" olarak tanımlanmış, 5.maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6.maddesinde ise, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıklarının sona ereceği hüküm altına alınmıştır.
    Ayrıca aynı Kanunun 9.maddesi Kuruma re"sen tescil yükümlülüğü yüklemiştir.
    Anılan Kanunun 10.maddesine göre ise, kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin T.Ş.. Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir.
    Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79 ve 5510 sayılı Kanunun 86.maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır.
    Eldeki davaya konu somut olayda; Şubat 1996, Ocak 1997, Aralık 1999, Şubat 2000 tarihinde tevkifat yapıldığı, Ziraat Odası kaydının 22.04.1994-devam şeklinde olduğu, Ziraat Odası kaydı başlangıç alınarak 22.04.1994-tescil tarihi 10.05.2011 arası dönem yönünden sigortalılığın tespitinin talep edildiği, mahkemece, Ziraat Odası kayıt tarihini takip eden 01.05.1994-10.05.2011 arası dönem yönünden davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın hükmüne uyulan 19.03.2013 tarih 2012/10390 esas 2013/5254 karar sayılı ilâmla 01.05.1994-10.05.2011 tarihleri arasında tevkifat bulunmayan yıllar yönünden davacının sigortalılık idaresini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunup bulunmadığı hususları araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulduğu ve tevkifatın varlığı belirlenmeksizin tescil başlangıcının da Ziraat Odası kayıt tarihini takiben 01.05.1994 tarihi kabul edilmesinin yerinde olmadığı belirtilmiştir. Bozma sonrası yapılan araştırma çerçevesinde Temmuz 1994 tarihli tevkifat dışında başka bir tevkifat elde edilememiş, faaliyeti teyit eden tanık ifadeleri gözetilerek 01.08.1994-10.05.2011 arası dönem yönünden sigortalılığın tespiti ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Mahkemece, yapılan araştırma, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. 01.08.1994-31.12.2000 arası dönem yönünden sigortalılığın tespitine ilişkin mahkeme hükmünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece, 01.01.2001-10.05.2011 arası dönem yönünden yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler çerçevesinde davacının sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunup bulunmadığı hususu sorularak, var ise yapılan tevkifatların Kurum kayıtlarına intikal edip etmediği hususları ayrıntılı olarak araştırılarak, bulunmaması halinde ise anılan dönem yönünden davanın reddinin gerektiği göz önünde bulundurularak, yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı avukatı ile davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi