17. Hukuk Dairesi 2016/108 E. , 2019/93 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 15.01.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, diğer davalı ... Gemi Yan. San. Ve Tic. Ltd. Şti"nin, borçlu şirket hakkında ... (...) .İcra Müdürlüğünün 2013/10105 sayılı takip dosyasından muvazaalı takip yaparak borçlunun mallarını haczettiğini, takibin gerçek bir alacağa dayanmadığı amacın müvekkili alacaklının alacağının tahsiline engel olmak olduğundan davalılar arasındaki takibin iptaline karar verilmesini talip etmiştir.
Davalı borçlu şirket vekili, takibin muvazaalı olmadığını, davacının alacağının kaynağı senedin, şirket müdürleri ... ile davacı alacaklı arasında muvazaalı olarak düzenlendiğini bu nedenle şirket müdürünün görevine son verildiğini, hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı üçüncü şirketin alacağının şirket
kayıtlarında yer aldığından itiraz edilmediğini haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili, müvekkili şirketin bonoya dayalı alacağının gerçek olup, davacının kötü niyetli olduğunu, davacının açtığı ihalenin feshi davasının red edilerek kesinleştiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı tarafın davalı/borçlu ... Bağlantı Elemanları San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında 11/02/2013 tarihinde takibe geçmesinden sonra davalı ... Gemi Yan. San. ve Tic. Ltd. Şti."nin davalı ... Bağlantı Elemanları San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında bu takipten kısa bir süre sonra 24/04/2013 tarihinde cari hesap alacağına dayalı olarak ilamsız takip yapması bu takibin itirazsız olarak kesinleşmesi, 31/12/2012 tarihi itibariyle borçlu ... Bağlantı Elemanları San. ve Tic. Ltd. Şti. kayıtlarında 522.831,25 TL borç görünmesine alacaklı ... Gemi Yan. San. ve Tic. Ltd. Şti. kayıtlarında ise; 514.598,72 TL alacak görünmesine rağmen ve takip tarihi itibariyle 31/12/2012 tarihinden takip tarihine kadar işleyecek yaklaşık 60.000,00 TL civarında işlemiş faiz talep etme imkanı bulunmasına rağmen işlemiş faiz talep edilmemesi, takibe konu miktarın her iki davalı şirkete ait alacak ve borç kayıtları ile örtüşmemesi, davalı/borçlu ... Bağlantı Elemanları San. ve Tic. Ltd. Şti. kendi kayıtlarındaki borç miktarına göre fazlaca miktar talep edilen takibe karşılık hiç bir itirazda bulunulmaması, takibin itirazsız olarak kesinleşmesi, takip tarihinde her iki şirketin %50 hissesine sahip büyük ortağın ... olması, davalı ... Gemi Yan. San. ve Tic. Ltd. Şti."ce yapılan takibin davacının yaptığı takipten kısa bir süre sonra yapılmış olması, her iki davalı şirketin faaliyet alanlarının benzer alanlar olması, davalı/borçlu ... Bağlantı Elemanları San. ve Tic. Ltd. Şti."nin davacının yaptığı takibe karşı İcra Hukuk Mahkemesinde borca itiraz, haczedilmezlik şikayeti gibi dava ve şikayet yoluna gitmiş olmasına karşın davalı ... Gemi Yan. San. ve Tic. Ltd. Şti."nin yaptığı takipte hiç bir itiraz dava ve şikayet yoluna gitmemesi, her nekadar bilirkişi incelemesinde davalı şirketlerin ticari defterleri üzerinde muvazaayı gösterir kayda rastlanmadığı rapor edilmiş ise de; bu defterlerin davalı şirketlerce tutulmuş olması nedeniyle muvazaa emare ve delillerine rastlanmamış olmasının olağan olduğu gerçeği ile beraber iki şirket arasında uzun süreden beri gelen ve kaydi olarak görülen alış veriş
ilişkisinin bulunması karşısında her iki şirket arasında organik bir bağ olduğu ve bu bağa bağlı olarak davalı ... Gemi Yan. San. ve Tic. Ltd. Şti."den davalı ... Bağlantı Elemanları San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında yaptığı takibin davacının alacağını engellemek amacıyla muvazaalı olarak yapıldığının anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava BK’nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277 .maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Yani davalılar arasında yapılan ve iptali istenilen işlem dayanağının gerçekte var olmamasına rağmen işlemin taraflarının varmış gibi hareket ederek üçüncü kişileri yanıltma amacı güderler.
Somut olayda ise, davacı, davalılar arasında gerçekleşen takibin dayanağı borcun gerçekte olmadığı halde varmış gibi muvazaalı takip yaparak ve borçlunun mallarını haczederek, kendi alacağının tahsilini imkansız hale getirmeyi amaçladıklarını ileri sürmektedir. Davalı borçlu ve üçüncü kişinini ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda alınan 10.12.2014 tarihili bilirkişi raporunda, borçlunun ticari defterlerinin kapanış tastikleri olmamakla birlikte üçüncü kişinin ticari defterlerinin kapanış tastiklerinin olduğu, üçüncü kişinin kayıtlarına göre 31.12.2012 tarihi itibari ile borçludan 514.598,72 TL alacaklı olduğu, borçlu kayıtlarına göre ise aynı tarih itibari ile 532.831,25 TL üçüncü kişiye borcu olduğunun belirlendiği, 23.02.2014 tarihli ek rapor ile de bu borç dayanağı alış verişe ilişkin BA(bildirim Alış) ve BS(bildirim satış)belgelerinin vergi idaresine verildiğinin tesbit edildiği, üçüncü kişi ve borçlu arasında muvazaalı bir satışa rastlanmadığı belirtilmiştir. Kayıtlar arasında önemli bir tutarsızlık olmadığı ve bir birleri ile örtüştüğü anlaşılmaktadır. Davalı üçüncü kişi şirket 24.04.2013 tarihi itibari ile 549.833,33 TL alacağı için takibe geçmiştir. 31.12.2012 tarihi itibari ile borçludan 514.598,72 TL alacağı olduğundan takip tarihi itibari ile bu miktar bir alacak için takibe geçmesinde bir tutarsızlık bulunmamaktadır.
Davalı şirket ortakları arasında salt organik bağ bulunması, ayrı tüzel kişiliğe sahip şirketler arasındaki tüm işlemlerin muvazaalı olmasını gerektirmediği gibi birbirleri aleyhine takip yapmalarını engelleyici yasal bir düzenlemede bulunmamaktadır. Ayrıca zaten var olan borcu için borçlu şirketin takibe itiraz etmesi de beklenemez.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak iptalini istediği takip konusu alacağın gerçek var olmadığı muvazaalı olduğunu ispatlayamayan davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 15/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.