Esas No: 2021/1292
Karar No: 2021/4294
Karar Tarihi: 25.06.2021
Danıştay 12. Daire 2021/1292 Esas 2021/4294 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1292
Karar No : 2021/4294
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: ...İl Emniyet Müdürlüğünde emniyet amiri olarak görev yapan davacının, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'nun 55. maddesinin 19. fıkrası uyarınca re'sen emekliye sevk edilmesine ilişkin 13/08/2015 tarih ve 2015/3 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararının iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararla; 6638 sayılı Kanun'un 32. maddesi ile 3201 sayılı Kanun'a eklenen geçici 27. maddeyle belli kadrolarda bulunanlar dışındaki birinci sınıf emniyet müdürleri ile ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıf emniyet müdürlerini, emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları taşımaları kaydıyla, resen emekliye sevk etme hususunda davalı idareye takdir yetkisi tanınmış olup, bu yetkinin kullanılması, diğer bir ifade ile emekliye sevk edilecek personelin belirlenmesi hususunda, ''emeklilik ve yaşlılık aylığı bağlanabilme şartlarına haiz olma'' haricinde başkaca sınırlayıcı herhangi bir şarta Kanunda yer verilmediği; Kanunda öngörülen emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları taşıdığı ihtilafsız olan davacının, emniyet hizmetlerinin niteliği ve kadro durumu dikkate alınarak, Kanunun amir hükmünün verdiği yetkiye istinaden, idareye tanınan takdir yetkisi kapsamında re'sen emekliye sevk edildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık görülmediği; öte yandan, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığını iddia ettiği maaş ve diğer özlük haklarının yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemi de yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesince; 3201 sayılı Kanunu'nun 55. maddesinin 19. fıkrası uyarınca, polis amirlerinin emekliye sevk edilmeleri için bulundukları rütbede fiilen 5 yıl görev yaparak terfi edememeleri gerekmekte olup, bunun dışında yargı kararı veya askerlik hizmet süresinin rütbe terfi tarihinde değerlendirilmesi süretiyle terfi tarihinin düzeltilmesi gibi hususlarının, terfi etmemeye ilişkin 5 yıllık süre kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmadığı; davacının 29/06/2012 tarihi itibarıyla emniyet amirliği rütbesine terfi ettiği ve dava konusu işlemin tesis edildiği 12/08/2015 tarihi itibarıyla bir üst rütbeye terfi etmemiş olma bakımından Kanunda öngörülen 5 yıllık süreyi doldurmadığının açık olması karşısında, dava konusu işlemde sebep unsuru bakımından hukuka uyarlık bulunmadığı; öte yandan, Anayasanın 125. maddesi uyarınca idare kendi işlem ve eylemlerinden kaynaklanan zararları tazminle yükümlü olduğundan, hukuka aykırı bulunarak iptal edilen işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı maaş ve diğer özlük haklarının yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, .... İdare Mahkemesi'nce verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararın kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline, tazminat isteminin kabulüne, davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı maaş ve diğer özlük haklarının ödemenin yapılması gereken tarihten itibaren işleycek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince; Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 18/12/2020 tarih ve 2020/62 sayılı "Danıştay Dava Daireleri Arasındaki İş Bölümü Kararı" üzerine Danıştay Beşinci Dairesince devredilen dosya, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
...İl Emniyet Müdürlüğü emrinde emniyet amiri olan davacının, 24/12/2009 tarihli Merkez Değerlendirme Kurulu kararı ile başkomiser rütbesine terfi ettirildiği, 09/03/2012 tarihinde Mahkeme kararı ile (A) Grup Değişikliği nedeniyle bulunduğu rütbedeki kıdem tarihinin 14/04/2008 tarihine çekildiği, 29/06/2012 tarihli Merkez Değerlendirme Kurulu kararı ile emniyet amiri rütbesine terfi ettirildiği, bu rütbedeki kıdeme esas tarihin de 30/06/2011 olduğu, 01/04/2014 tarihinde Mahkeme kararı ile bulunduğu rütbedeki kıdeme esas tarihin 30/06/2010 tarihine çekildiği, 10/05/2014 tarihli Yüksek Değerlendirme Kurulu'nda bir üst rütbeye terfi durumunun görüşüldüğü ve hakkında "terfi etmez" kararı verildiği, 22/06/2015 tarihinde yapılan sözlü sınavda başarısız olması üzerine 13/0/2015 tarih ve 2015/3 sayılı Yüksek Değerlendirme Kurulu kararı ile emekliye sevk edilmesi üzerine anılan işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle ödenilmesi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen davanın açıldığı açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3201 sayılı Yasa'nın 6638 sayılı Kanun ile değiştirilen 55. maddesinin birinci fıkrasında, polis amirlerinin rütbeleri sayılmış, ikinci fıkrasında polis amirlerinin rütbelerde ve meslek derecelerinde zorunlu en az bekleme süreleri gösterilmiş, üçüncü fıkrasında her amir rütbesinde bulunması gereken kadro sayısına esas alınacak oran azami olarak gösterilmiş, dördüncü fıkrasında bu rütbelere terfilerin yetkili kurullarda kıdem sırasına göre görüşüleceği ve maddede öngörülen sınav ve eğitim şartı saklı kalmak üzere liyakata göre yapılacağı belirtilmiş, beşinci fıkrasında kıdem sırasının tespitinde, bulunulan rütbeye terfi tarihinin esas alınacağı, aynı tarihte terfi edenlerden sicil notu yüksek, sicil notlarının eşitliği halinde ödül ve takdirnamesi fazla, ödül ve takdirnamelerin sayıca eşitliği halinde ise, sicil numarası daha küçük olanların diğerlerine göre kıdemli sayılacağı öngörülmüş, onbirinci fıkrasında rütbe terfiinin yetkili kurullarda görüşülebilmesi için gerekli koşullar hükme bağlanmıştır.
Aynı maddenin diğer fıkralarında da, rütbeler, bu rütbelere terfi esasları, terfi ve atama zamanı gibi hususlarda doğrudan Kanun hükümleriyle belirlen çerçeve dahilinde kalmak koşuluyla, liyakat koşullarını belirlemek, üst rütbedeki boş kadro sayısına göre terfileri önermek ya da ikinci meslek derecesindeki görev unvanlarına ataması yapılacak personeli değerlendirmek ve öneride bulunmak üzere Genel Müdürlük Merkez Değerlendirme ve Yüksek Değerlendirme Kurullarının oluşturulması öngörülmüştür.
Anılan maddenin ondokuzuncu fıkrasında ise; "Bulundukları rütbelere terfi ettikleri tarihten itibaren beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edemeyen Emniyet Amirleri ile Dördüncü, Üçüncü ve İkinci Sınıf Emniyet Müdürleri, emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları haiz olmaları kaydıyla, Yüksek Değerlendirme Kurulunun teklifi ve Bakan onayı ile emekliye sevk edilirler" hükmüne yer verilmiş, ve yirmibirinci fıkrasında ; ondokuzuncu fıkra hükümlerine göre emekliliğe sevk edilen emniyet amirlerine, emekliye sevk edildikleri tarihi takip eden ay başından itibaren, en yüksek devlet memuru aylığının %110'u oranında altmış yaşına kadar Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kadrosuzluk tazminatı ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
3201 sayılı Kanun'un yukarıda aktarılan 55. maddesinde değişiklik yapan 6638 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde, "Polis amirlerinin rütbe terfilerinde, tüm çağdaş ülkelerin aksine kıdeme dayalı bir sistem benimsenmiş, liyakat ikinci plana bırakılmıştır. Polis amirleri bulundukları rütbede zorunlu en az bekleme süresini tamamlamaları ve herhangi bir ceza almamaları halinde mesleki yeterliliklerine bakılmaksızın otomatik olarak bir üst rütbeye terfi etmeye başlamışlardır. Bu sistem, ihtiyaç duyulan amir rütbelerinde sayısal azlığa ve ihtiyaç duyulmayan rütbelerde ise aşırı yığılmalara neden olmuştur.
Yapılan düzenleme ile bozulan personel piramidinin görev ve hizmet gereklerine uygun hale getirilmesi amacıyla; her rütbede yer alacak amir sayısı/oranı belirlenmekte, her rütbe terfiinde yazılı ve sözlü sınav şartı getirilmekte ve terfi için öngörülen asgari şartlara sahip personel arasından en kıdemli olanın değil en liyakatli olanın terfi etmesi öngörülmektedir. Ayrıca ihtiyaçtan fazla sayıdaki Birinci, İkinci, Üçüncü, Dördüncü Sınıf Emniyet Müdürlerine ve emniyet amirlerine belli bir miktar ek ödeme yapılmak suretiyle resen emeklilik sistemi getirilmektedir." değerlendirilmesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen Yasa hükümleri ile gerekçesi bir arada değerlendirildiğinde, Yasa'nın amacının, emniyet hizmetlerinin hizmet gereklerine uygun olarak yürütülebilmesi için her bir rütbede ihtiyaç duyulan emniyet amirlerinin azami kadro sayılarının belirlenmesi, bunun sonucunda ihtiyaç fazlası durumunda kalacak olan emniyet amirlerinin emekliye sevki ve azami sayıları Yasa ile belirlenen kadrolara atamalarda liyakat ilkesi çerçevesinde bir değerlendirmeye ve seçmeye imkan sağlanması olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu işlemin dayanağı olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun yukarıda aktarılan 55. maddesinin 19. fıkrasında, ilgili personelin re'sen emekliye sevk edilebilmesi için, bulunulan rütbeye terfi edilen tarihten itibaren, bekleme süresi de dahil olmak üzere beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edememe koşulu getirildiğinden, söz konusu beş yıl içinde kalan yıllardaki rütbe terfi işlemleri ile re'sen emeklilik arasında bir sebep-sonuç ilişkisi bulunmakta olup, re'sen emekliye sevk edilen personelin en az zorunlu bekleme sürelerini doldurdukları tarih itibariyle terfi değerlendirmesine alınıp alınmadığı, terfi ettirilmediği yıllara ilişkin davasının bulunup bulunmadığı ve davaların sonucu önem arz etmektedir.
Ayrıca anılan düzenlemede "bulundukları rütbelere terfi ettikleri tarihten itibaren" ibaresi ile personelin re'sen emekliye sevk edilmesinde bulunulan rütbede fiili olarak çalışmaya başlanılan tarihin değil, bulunulan rütbeye hukuki olarak terfi edilen tarihin esas alınacağı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, kıdeme esas alınan ve üst rütbeye terfiin hak edildiği tarihin geriye çekildiği durumlarda, polis amirlerinin re'sen emekliye sevk koşulları değerlendirilirken, bulundukları rütbelerde kıdemlerine esas alınan tarih dikkate alınacak ve zorunlu en az bekleme süreleri de bu tarihten itibaren hesaplanarak, takip eden yıllarda rütbe terfi değerlendirmesine alınmaları gerekecektir.
Davacı tarafından herhangi bir dava açılmamış olsa bile; 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu Kararı'nın dayanağı olan ve 10/05/2014 tarih ve 28996 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2014/6303 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının, 4. sınıf emniyet müdürlerinin görev unvanı karşılığı olan merkez ve taşra kadrolarının değiştirilmesine ilişkin kısmının Danıştay Onikinci Dairesinin 17/12/2014 tarih ve E:2014/6587 sayılı kararıyla yürütülmesinin durdurulduğu ve Danıştay Onaltıncı Dairesinin 22/03/2016 tarih ve E:2015/11855, K:2016/1747 sayılı kararıyla da iptaline hükmedildiğinden, 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulunca davacı hakkında verilen "terfi etmez" kararının dayanağının ortadan kalktığı ve yeni bir hukuki durumun ortaya çıktığı açık olup, 2014 yılı rütbe terfi dönemine ilişkin olarak hukuka uygun bir şekilde davalı idare tarafından kıdem ve liyakat yönünden yeniden terfi değerlendirilmesine alınıp alınmadığı, alınmış ise bir üst rütbeye terfi ettirilip ettirilmediği, 2014 yılında terfi ettirilmemiş ise bu işleme karşı bir dava açıp açmadığı hususlarının araştırılması gerekmektedir.
Ayrıca; 10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin ilgili maddelerinin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Onaltıncı Dairesinin 23/02/2016 tarih ve E:2015/22524 sayılı kararıyla yürütmenin durdurulmasına ve Danıştay Beşinci Dairesinin 07/02/2019 tarih ve E:2016/21726, K:2019/859 sayılı kararıyla da, aynı gerekçelerle anılan Yönetmelik maddelerinin iptaline karar verildiğinden, davacının rütbe terfi sözlü sınavının başarısız sayılmasına ilişkin işlemin dayanağı ortadan kalkmış olup, davacının yeni yapılacak düzenleme sonrasında yeniden sözlü sınava alınıp alınmadığı, alınmış ve başarısız sayılmış ise bu işlemin iptali istemiyle açılan bir davasının olup olmadığının araştırılması gerekmektedir.
Bu durumda, davacının re'sen emekliye sevki için ön koşul olan, bekleme süresi dahil beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edip edemediğinin değerlendirilebilmesi için, yukarıda belirtilen hususların (2014 ve 2015 yıllarına ilişkin hukuki durumlar) yanı sıra, 2016 yılı "terfi etmez" kararının iptali istemiyle açılan davasının da bulunup bulunmadığı hususu da araştırılarak bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar araştırılmadan davacının re'sen emekliye sevk edilebilmesi için öngörülen 5 yıllık sürenin fiilen terfi ettiği 2013 yılının başlangıç olarak esas alınması gerektiğinden bahisle dava konusu işlemin iptali ve işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına karşı davalı idarelerce yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü, dava konusu işlemin iptaline, tazminat isteminin kabulüne, davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı maaş ve diğer özlük haklarının ödemenin yapılması gereken tarihten itibaren işleycek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi yolundaki temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ...Bölge İdare Mahkemesi .... Dava Dairesine gönderilmesine, (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere) 25/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.