11. Hukuk Dairesi 2019/261 E. , 2019/7293 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 19/10/2017 tarih ve 2016/288 E. - 2017/392 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 25/10/2018 tarih ve 2018/387 E. - 2018/1108 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili,müvekkilinin "MAKAROMA" ibareli 29, 30 ve 32.sınıf ürünleri içeren 2013/97063 ve "MAKAROMA" ibareli 3, 5, 16, 31 ve 43.sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2014/38420 sayılı markaların sahibi olduğunu, davalının 13.01.2015 tarihinde görsel, fonetik, işitsel ve umumî intiba olarak müvekkillerinin MAKAROMA ibareli tanınmış markalarına iltibas ve tecavüz oluşturacak nitelikte 30 ve 43.sınıf ürün ve hizmetleri içeren "MAROMA+ŞEKİL" ibare ve biçimli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2015/2271 kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni"nde ilânı üzerine müvekkilinin tanınmışlık, kötüniyet ve iltibas vakıalarına dayalı olarak başvurunun reddi arzusuyla itirazlarda bulunduğunu, itirazlarının önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından 2016/M-5207 sayılı kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurunun müvekkilinin öteden beri tescilli olarak kullanılan tanınmış markalarının oluşturduğu güven ve itibardan haksız yararlanma amacı güden onlarla iltibasa neden olacak tamamen kötüniyetli bir başvuru olduğunu ileri sürerek hukuka aykırı kurum kararının iptaline ve davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı vekili, MAR ve ROMA ibarelerinin bir araya getirilmesiyle başvuru konusu işaretin oluşturulduğunu, ROMA ibaresi üzerinden davacının tekelinin olmadığını, davacının makarna ticaretiyle ilgilendiğini, ancak bu markayla ürün sunumu yapmadığını, müvekkilinin ise dondurma ürünleri ticareti yaptığını, müvekkilinin davacı markasını görmediğini, MAROMA ibareli işaretin ROMA şehrini çağrıştırması için collessiumla desteklendiğini, işaretin ayrıca kırık Maraş Dondurması külahını simgelediğini, bütünsel olarak başvuru konusu işaretin davacının markaları ile benzer olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun MAKAROMA ibaresinden oluştuğu, davalı başvurusunun konusu olan işaretin "MAROMA+ŞEKİL" ibaresinden oluştuğu, sözcük yanında ROMA şehrinde bulunan colezyum"u tasvir eden bir şeklin de bulunduğu, MAKAROMA ve MAROMA ibareleri arasındaki farkın başvuru konusu işaretteki KA hecesinin bulunmaması olduğu, ancak gerek şekil bulunmasının gerekse bir hece eksikliğinin markaları görsel ve sescil olarak farklılaştırmadığı, "MAROMA+ŞEKİL" ibareli başvuruyla "MAKAROMA" ibareli davacı markalarının görsel ve sescil olarak bıraktığı umumi intiba itibariyle bağlantı kurulabilecek derecede benzer bulundukları, ilk bakışta ve derhal böyle bir algının doğmasının kaçınılmaz olduğu, davacının markaları ile başvurunun 30 ve 43.sınıf ürün ve hizmetleri de içerdiği, davacının 556 sayılı KHK"nın 8.maddesi hükmüne dayanarak davalı başvurusunun tesciline itiraz edebileceği gerekçesi ile davanın kabulü ile TPMK YİDK"nın 2016/M-5207 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli 2015/2271 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili ile davalı Kurum vekili tarafından ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf mahkemesince idda, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının markasının asıl ve ayırt edici unsuru MAKAROMA ibaresinden oluşurken davalının başvurusunun konusu olan işaretin "MAROMA+ŞEKİL" ibaresinden oluştuğu, MAKAROMA ve MAROMA ibareleri arasındaki farkın başvuru konusu işaretteki KA hecesinin bulunmaması olduğu, ancak gerek şekil bulunmasının gerekse bir hece eksikliğinin markaları görsel ve sescil olarak farklı kılmadığı, "MAROMA+ŞEKİL" ibareli başvuruyla "MAKAROMA" ibareli davacı markalarının görsel ve sescil olarak benzer bulunduklarından, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı Kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı Kurum"dan alınmasına 18/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.