6. Ceza Dairesi 2017/2690 E. , 2019/5953 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık ... hakkında, Alaşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 07/05/2002 tarih ve 2002/50-2002/68 Esas/Karar sayılı ilamıyla TCK"nin 495/1, 61. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmiş, verilen kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 28/06/2005 tarih ve 2003/3989-2005/6334 Esas/Karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verildiği, bozma üzerine, dava dosyasında yapılan yargılama neticesinde 27/07/2006 tarih ve 2005/246-2006/224 Esas/Karar sayılı ilamıyla sanığın, 5237 sayılı TCK"nin 148/1, 35/2, 31/3, 62/1 maddeleri gereğince 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, verilen kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 23/06/2011 tarih ve 2009/16248-2011/8751 Esas/Karar sayılı ilamıyla yeniden bozulmasına karar verilmiştir. Tekrar bozma üzerine, dava dosyasında yapılan yargılama neticesinde 18/10/2011 tarih ve 2011/141-237 Esas/Karar sayılı ilamıyla 5237 sayılı TCK"nin 148/1, 150/2, 35/1-2, 31/3, 62/1. maddeleri gereğince 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve kurulan mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına ve SSÇ"nin 3 yıl denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verilmiş, verilen kararın 25/10/2011 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
Sarıgöl Asliye Ceza Mahkemesi"nin 16/03/2017 tarih ve 2016/374 esas sayılı dava dosyasından yapılan ihbar üzerine, sanığın deneme süresi içinde suç işlediği anlaşılıp, Alaşehir Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dava dosyasının yeniden ele alındığı, duruşma açılarak yapılan yargılama sonucunda, 10.05.2017 gün 2017/31 esas, 2017/50 sayılı karar ile, açıklanması geri bırakılan 18.10.2011 günlühükmün açıklandığı, sanık ... savunmanının anılan karara karşı temyiz davası açtığı anlaşılmış olup,Yargıtay Yüksek Ceza Genel Kurulu"nun 01.03.2016 tarih, 2015/3-599 Esas, 2016/99 Karar sayılı ilamında; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin davalarda dava zamanaşımı süresinin ne zaman duracağı ve ne zaman işlemeye başlayacağını tartışmıştır. Anılan kararda; “Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda dava zamanaşımı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihte durmaya başlayıp denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde denetim süresi sonunda, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde ise yeni suçun işlendiği veya denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine aykırı davranıldığı tarihte dava zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar” hükmüne yer verilmiştir.
Sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nin 148, 35/1-2, 31/3, 62. maddelerindeki ceza için belirlenen zamanaşımını düzenleyen aynı Yasanın 66. maddesinde 15 yıllık süre belirlendiği, TCK"nin 66. maddesinin 2. fıkrası uyarınca ise 15-18 yaş grubunda bulunan sanık için bu sürenin 2/3"sinin geçmesiyle kamu davasının düşeceği öngörülmüştür. Yine aynı Kanunun 67. maddesinin son fıkrasında dava zamanaşımının yasada tahdidi olarak öngörülen sebeplerle kesilmesi halinde, zamanaşımı süresi ile ilgili suça ilişkin olarak yasada belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacağı öngörülmüştür. Buna göre sanığın eylemlerine uyan atılı suçların olağan zamanaşımı süresi 10 yıl olup, olağanüstü halde kesintili zamanaşımı süresi 15 yıl olacaktır.
Somut olayımızda; yağma suçunun zamanaşımı süresi TCK"nin 66. maddesinde 15 yıl olarak öngörülmüş olup, aynı maddenin 2. fıkrasına göre 15-18 yaş grubunda olan sanık ... hakkında zamanaşımı süresi, bu sürenin 2/3"si olan 10 yıl olup, olağanüstü hallerde yarısına kadar, yani 15 yıla kadar uzayacaktır. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun yukarıda anılan kararı ışığında; sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleştiği tarih olan 25/10/2011 tarihi ile sanığın ikinci suçu işlediği tarih olan 25/02/2012 tarihi arasında dava zamanaşımı süresinin 4 ay süreyle durduğunun kabulü gerektiğinden, bu sürenin olağanüstü zamanaşımı süresine eklenmesi halinde, sanık hakkında açılmış bulunan kamu davasında olağanüstü zamanaşımı süresinin 01/07/2017 tarihinde, inceleme tarihinden önce dolmuş olması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 02/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.