5. Hukuk Dairesi 2020/9830 E. , 2021/9205 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının reddine dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve davalı ... Belediye Başkanlığı vekilleri tarafından verilen dilekçeler ile istenilmiş; davacılar vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 22/06/2021 günü temyiz eden davacılar vekilinin yüzüne karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden davalı idareler vekillerinin yokluklarında duruşmaya başlanarak davacılar vekilinin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar davacılar ile davalı ... Belediye Başkanlığı vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu ... Mahallesi 4177 ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru olduğu gibi; 4177 ada 7 parsel sayılı taşınmazın asfalt yol yapılarak fiilen el atılan kısmının bedelinin davalı ... Belediye Başkanlığından tahsiline karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu itibarla Osmangazi Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Dava konusu ... Mahallesi 4177 ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların Büyükşehir Belediye Meclisinin 13.07.2006 tarih ve 475 sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli ...ı Koruma amaçlı İmar Planında ...ı alanında kaldığı anlaşılmıştır.
17.01.2013 tarihinde açılan davada gerek 20/8/2016 tarihli 6745/34 maddesi ile mülga olan Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinin 10.fıkrasının 3. cümlesi ile öngörülen; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü, gerekse iptal olan geçici 6. maddenin 10. fıkrasının 3. cümlesi yerine 6745 sayılı yasanın 33. maddesi ile eklenen Kamulaştırma Kanununun EK 1. maddesinin birinci fıkrasının ""Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkanları dahilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her halde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir."" hükmü uyarınca dava konusu taşınmazın fiilen el atılmayan ancak 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ... alanında kalan kısımlara ilişkin davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, davanın usulden reddine karar verilmiş ise de;
Anayasa Mahkemesinin 05/04/2019 tarihinde Resmi Gazete"de yayınlanan 20/12/2018 gün 2016/181 – 2018/111 E/K sayılı kararı ile ""Kamulaştırma Kanununun EK 1. maddesinin "" Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir. "" kısmı iptal edilmiştir.
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır.
Bu itibarla; kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleşmiş olup, bu davaya bakmak Adli Yargının görevi dahilinde olduğu anlaşılmıştır.
Ayrıca; Emsal niteliğindeki Uyuşmazlık Mahkemesinin 11.04.2016 tarih ve 2016/180E-224K. sayılı kararında ""...tek bir imar planı kapsamında yol ve park olarak ayrıldığı ve bu itibarla tek bir taşınmaza tek bir imar planı kapsamında yapılan el atmanın, taşınmazın tamamı için bir bütün olarak ele alınması ve değerlendirilmesi gerektiğinin"" belirtildiği gözetildiğinde, Osmangazi Belediye Başkanlığı tarafından yol yapmak suretiyle fiili el atma ile imar uygulanmasına başlandığı nazara alındığında proje bütünlüğü gereği de adli yargının görevli olduğu aşikardır.
Her ne kadar mahkemece bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de; mahkemelerin görevine ilişkin hususlar kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re"sen gözetileceğinden ve kamu düzenine ilişkin hususlar aleyhe bozma yasağının istisnası olarak kabul edildiğinden, mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı ya da geçmişe etkili yeni bir kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır (9.5.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı). Benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E-2004/19 K. sayılı kararı).
Bu itibarla; yukarıda açıklanan nedenlerle, fiili el atmanın varlığı kabul edilip, adli yargı görevli olduğundan dava konusu taşınmazların 13.07.2006 tarihinde onaylanan imar planında park alanında kalan kısımları için işin esasına girilerek, sorumlu idare tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davaya bakma görevinin idari yargıya ait olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmünün HUMK’nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, aşağıda yazılı kalan harcın davalı ... Belediye Başkanlığı"ndan alınmasına ve taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, temyiz eden davacılar yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 3.050,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 22/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.