17. Hukuk Dairesi 2016/3660 E. , 2019/85 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalı kooperatif ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, kooperatifin edimlerini süresinde yerine getirmediğini, sözleşmede düzenlenen geç teslim nedeniyle kira bedelinin tahsili için girişilen icra takibinin sonuçsuz kaldığını, davalı kooperatifin diğer davalılarla da kat karşılığı inşaat sözleşmeleri imzaladığını, binaların yapıldığını, kooperatifin kendi üyeleri ile arsa sahibi davalılara dairelerin teslim edildiğini ve uzun yıllardır bu dairelerde oturulduğunu, ancak müvekkillerine olan borçların ödenmediğini, kooperatifin alması gereken arsa payını ve dolayısıyla arsa
payına isabet edecek daireleri almadığını, diğer davalıların da kooperatif alacaklılarından mal kaçırma amacına pasif şekilde hizmet ettiklerini, her türlü kullanımı kooperatif ve üyelerine ait olan dairelerin 3. şahısların üzerinde durduğunu, alacaklılardan mal kaçırma amaçlı yasal koruma sağlandığını ve kanuna karşı hile yapıldığını, kısmen kooperatif üzerinde olan bazı arsa paylarının cebri icra yolu ile satışa çıkarıldığını, bu garip ve karmaşık durum nedeniyle kimsenin ihaleye katılmadığını, daire bazlı ihale yapılabilmiş olsa katılımcı sayısının fazla olacağı ve alacaklarına kavuşma imkanı doğacağını, icra müdürlüğünden İİK 94. maddesi gereği yetki belgesi alındığını, İİK.nun 277 vd. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amacın, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini,sağlamak olduğu, davalı kişilerin kendi aralarında yapmış oldukları işlemlerin ya da yapmadıkları işlemlerin, alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik ve devir almama işlemlerinin muvazaalı olduğunu belirterek, ... ilçesi ... mah 16 cilt 1477 sahife 20536 ada 1 parsel, ... ilçesi ... mah 16 cilt 1478 sahife 20536 ada 2 parsel, ... ilçesi ... mah 16 cilt 1480 sahife 20536 ada 4 parsel, ... ilçesi ... mah 16 cilt 1481 sahife 20536 ada 5 parsel, ... ilçesi ... mah 16 cilt 1482 sahife 20536 ada 6 parsel nolu taşınmazlar üzerine üçüncü şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi amacı ile ihtiyati tedbir-(haciz) konulmasını ve muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali ile satılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı kooperatif vekili, iki farklı dava konusu olduğunu, İİK. 94. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil, İİK 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptalinin talep edildiği, davaların birlikte görülmesinin mümkün olmadığını, talep sonucunun netleştirilmesi ve hak düşürücü sürenin tespiti bakımından davanın açıklattırılması gerektiğini, tasarrufun iptali davası için gerekli olan aciz vesikası ve iptali gereken bir tasarruf bulunmadığını, tapu iptal ve tescil davasının da reddi gerektiğini, iptal edilip davacılar adına tescil edilmesi gereken tapu ve muvazaaya dayalı bir tasarrufun sözkonusu olmadığını, ferdileşmeye engel bazı hususların bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ... ve ... vekili, müvekkili ..."nın davacı gibi davalı kooperatif ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, ..."nun ise, ..."nın hissesine düşen bir dairenin arsa payını tapuda devir ve temlik alarak sözleşmeye konu bir daire için ..."nın halefi olduğunu, müvekkillerinin de davacılar gibi geç teslim nedeniyle davalı kooperatiftan alacaklı olduklarını, davacıların davalı borçlu kooperatif tarafından müvekkilleri ve diğer davalılar lehine tasarrufi işlemler yapıldığı iddiasında bulunulmadığını, aksine tasarrufun iptali davasının doğasına aykırı olarak arsa sahipleri ile davalı kooperatif arasında inşaat sözleşmesinden doğan edimlerin davalı arsa sahipleri tarafından yerine getirilmediği iddiası ile alacak hakkına konu olabilecek bu edimler üzerinde haciz ve satış yetkisi istediğini, olayda İİK 277. vd. maddeleri gereğince iptale konu olabilecek bir tasarrufun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ..., ... ve ... vekili, dava dilekçesinde iki farklı talep olduğunu ve tefrik edilmesi gerektiğini, iptali gereken bir tasarruf olmadığını, hak düşürücü sürenin irdelenmesi gerektiğini, ortada bir tasarruf olmadığından iyi niyetli müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilleri ile davalı kooperatif arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 10.05.1996 tarihinde yapıldığını, 2001 yılında teslim edilmesi gereken daire ve dükkanların zamanında teslim edilmediğini, mahkeme kararı ile kooperatifin edimlerini ifa etmediğinin tespit edildiğini ve kira bedelinin tahsili için icra takibine geçildiğini, davacıların dava açmakta hukuki yararlarının bulunmadığını, davacıların kendi imzaladıkları sözleşme gereğince arsa payını kooperatife devretmedikleri, bu şekilde kendi tahsilatlarını da engelledikleri, müvekkillerinin mağduriyetlerinin de devam ettiğini, netice olarak iptali gereken bir tasarruf olmadığı ve tasarrufun iptali davasında müvekkillerinin taraf olamayacağı belirtilerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, gerekçede belirtilen sebeplerle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava ön koşul yokluğu nedeniyle reddedildiğinden AAÜT’nin 7/2. maddesi gereğince kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına (... haricinde) maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru değil, yine davalılardan ... hakkındaki davadan 28.04.2015 tarihli duruşmada feragat edildiği anlaşıldığından hakkındaki dava farklı nedenle reddedilen ve vekille temsil olunan bu davalı lehine ayrı maktu vekalet ücretine hükmedilmemesi bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 4. bendinin silinerek yerine; “Dava ön koşul nedeniyle reddolduğundan 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunan (... dışındaki) davalılara verilmesine," ibaresinin yazılması, yine hüküm fıkrasına 6. bent olarak; “Hakkındaki davadan feragat edilen davalı ... lehine 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak adı geçen davalıya verilmesine” ibaresinin yazılmasına ve bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ..."ya geri verilmesine 14/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.