Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/205
Karar No: 2018/4291
Karar Tarihi: 19.09.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/205 Esas 2018/4291 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/205 E.  ,  2018/4291 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince duruşmalı temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı şirket yetkilisi ... ‘nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın ve şirket yetkilisinin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasındaki 16.01.2006 tarihli bayilik sözleşmesinin ... . Noterliği"nin 29.03.2008 tarihli fesih ihtarnamesi ile feshedilerek 30.000 Avro tazminat ile birlikte karşılıksız kalan çeklerin ödenmesinin bildirildiği halde ödenmemesi üzerine söz konusu alacağın tahsili için taşınmaz maliki ile davalı asıl borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığını ileri sürerek davalı şirketçe takibe yönelik haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamış, 20.12.2011 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde alınan bilirkişi raporlarında davacının alacağının varlığını kanıtlayamadığı, çeklerin vadesi gelmeden davacıya mal iadesi yapıldığından herhangi bir borcu kalmadığı için ödenmediğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen 20.11.2012 tarihli bilirkişi raporuna göre dava konusu ipoteğin taraflar arasındaki sözleşmeden doğacak borçların teminatı için verildiği, iade faturalarına konu mallar teslim alındığı halde davacının defterlerine kaydetmediği, bu kısım mahsup edilmeden dava konusu çeklerin toplam bedeli üzerinden dava konusu takibi yapmış olduğu, davacının alacaklı olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Dairemizin 24/12/2014 tarih 2014/14404 Esas 2014/18631 Karar sayılı ilamı ile “Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibe vaki itirazın İİK"nın 67. maddesi hükmü uyarınca iptali istemine ilişkindir. Davacı yan,dava dilekçesinde davalı bayi ile aralarındaki bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, fesih nedeniyle 30.000 Avro tazminat talebi ile birlikte davalıya verilen mal karşılığı ödenmeyen çeklerden kaynaklanan alacaklarının tahsili amacıyla icra takibinde bulunduğunu ileri sürmüştür. Davalı yan ise çeklerin bayilik ilişkisinin teminatı için tesis edilen ipoteğin fekki için verildiğini ve teminat amaçlı olduğunu, ayrıca karşılıklı anlaşma sonucu bayilik sözleşmesinin sona erdirildiğini, alınan malların 33 adet iade faturası ekinde iade edildiğini, herhangi bir borcun bulunmadığını savunmuştur. Davalı yanın delil olarak dosyaya sunmuş olduğu uyuşmazlık konusu 33 adet iade faturasının her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı alınan bilirkişi raporlarıyla sabittir. Fatura konusu malların iade edildiğini ispat yükü davalıya aittir. Her ne kadar raporlarda 33 adet iade faturasından 17 adedinin arkasında ıslak imza bulunduğu tespit edilmiş ise de faturalar sevk irsaliyesine bağlanmamış olup, bu durumda fatura tebliğ edilmiş olsa dahi malların teslim edildiğine karine teşkil etmez. İade faturaları içeriği malların teslim edildiğinin usulüne uygun delillerle ispatı gerekir. Diğer taraftan çek bir ödeme aracı olup çeklerin teminat amacıyla verildiğinin ispat yükü de davalıya ait olduğundan bu hususun göz önüne alınmaması da doğru görülmemiştir. Ayrıca, taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığı, bu bağlamda fesih haklı ise davacının tazminat talebi de tartışılmamıştır. Bu durumda mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığının tespiti ile sözleşme hükümleri gereğince davacının tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı, tazminat dışındaki alacak kalemi ile ilgili olarak yukarıda belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tarafların ayrıca varsa bu konudaki delilleri sorularak yapılacak inceleme ve toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, iade faturalarının içeriği malların teslim edildiğinin davalı tarafça usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, taraflar arasındaki 01.01.2006 tarihli bayilik sözleşmesinin 15/a maddesine göre davalı bayiinin edimlerini süresinde yerine getirmemesi haklı fesih nedeni olsa da, davacının sözleşmenin 16/c maddesine göre sözleşmenin feshi ya da sona ermesi durumunda kesin hesabı çıkartıp davalı bayinin ödemesi gereken tutarı bildirmek yerine elindeki karşılıksız çekleri, teminat ipoteği belgesini ve şahsi kefaletnameyi takibe koyduğu,davalının kendisine bildirilmeyen kesin borç miktarını ödememesi nedeni ile sözleşmenin feshedilmiş olması haksız fesih olup, devam eden sözleşme süresince ödemelerin zamanında yapılmaması ve ödeme karşılığı verilen çeklerin karşılıksız çıkması durumunda çeklerin yenileri ile değiştirildiği ve vade farkı faturası düzenlendiği ayrıca sözleşmenin 12. maddesinde ödemede temerrüde düşüldüğünde mevcut gecikmelerde aylık gecikme tazminatı ödeneceğinin hükme bağlandığı, bu sözleşme hükmü ve taraflar arasındaki uygulamaya göre davalının borcunu ödememesi dosya kapsamında haklı fesih olmadığı kanaatine varılarak, taraflar arasında 16.01.2006 tarihli bayilik sözleşmesi dışında başkaca bir ticari ilişki bulunmadığı, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin feshinin davacı tarafından haklı nedene dayanmadığı bu nedenle davacının cezai şart talep edemeyeceği,çek bir ödeme aracı olup dava konusu çeklerin teminat amacıyla verildiğinin ispat yükünün de davalıya ait olduğu, dosya kapsamından incelenen taraf kayıtlarından davalı tarafından davacıya verilen ... Bankasına ait 05.02.2008 tarihli 145.00-TL bedelli çekin teminat çeki olduğu, 30.01.2008 tarihli 11.700,00-TL tutarlı ve 30.01.2008 tarihli 15.325,00-TL bedelli çeklerin davalıya iade edilmesi gerekirken davacıda kaldığı ve bu çeklerden dolayı davalının davacıya herhangi bir borcu bulunmadığı,... 12. İcra Müdürlüğünün 2009/35347 E sayılı dosyasından 373.589,10-TL tahsilat yapıldığı, iade konusu malların davacıya teslim edildiği de davalı tarafça kanıtlanamadığından, bozma ilamı sonrası tüm dosya kapsamından alınan denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının 192.584,59-TL alacağı olduğu ve davalıdan 181.004,51-TL fazladan tahsilat yapmış olduğu, davacının davalıya söz konusu borcu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1- Mahkeme hükmü davacı vekiline 15/08/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi, HUMK"un 432.maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 08/09/2017 tarihinde temyiz defterine kaydedilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden , davacı vekilinin temyiz süresi geçtikten sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
    2- Davalının temyiz itirazlarına gelince; mahkemece Dairemiz bozma kararından sonra alınan 06.09.2016 tarihli raporda yapılan inceleme sonuçlarına göre raporun sonuç bölümünün 6. Bendinde; davalı tarafından düzenlenen 33 adet iade faturasının 17 adedinde davacı şirket yetkilisinin bu faturaları teslim aldığı anlamına gelmeyen imzasının bulunduğu ancak, bu faturalarda yazılı malların teslimine ilişkin irsaliye olmamasına rağmen 17 adet faturanın içerdiği ürünlerle ilgili kontrol formunun davacı şirketin 5 yetkilisi tarafından imzalanmış olduğu ve davacı tarafından 17 adet fatura ile ilgili olarak Maliyeye düzeltme belgesi verilerek KDV"sinin ödenmiş olduğu hususlarına ilişkin tespitte bulunduğu, buna göre 17 adet fatura konusu malların davacıya iade edildiğinin kabulü gerektiği bildirilmiş, davacının bu koşullarda davacının davalıdan 348.180,91 TL fazladan tahsilat yapmış olduğu tespitine varıldığı, ayrıca mahkemece 17 adet iade faturasındaki malların davalı tarafından davacıya iade edildiği kabul edilmez ise davacının davalıdan 181.004,51 TL fazla tahsilat yaptığı bildirilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporundaki 2 sonuçtan malların iade edilmemiş olduğu varsayımına dayalı 2. sonuç yeterli gerekçe gösterilmeden kabul edilmiş, 17 adet iade faturasına konu malların davacıya iade edildiğinin kanıtı olan davacı tarafından düzenlenen kontrol formu ve iade faturalarına ilişkin Maliyeye verilen düzeltme beyannamesi ve KDV bedellerinin ödenmesi gibi olgu ve delillerin neden dikkate alınmadığı ve değer verilmediği üzerinde durulup bu konuda gerekli irdeleme yapılmamış ve bilirkişi raporunun sonucunda belirtilen malların iade edildiği varsayımına dayalı beyana neden itibar edilmediği açıklanmamıştır. Yapılan tahkikatın nasıl değerlendirildiğinin gerekçede gösterilmemesi doğru olmayıp bu eksiklik bir bozma sebebidir. Davalı da mahkemenin gerekçesine bu yönden itiraz ettiğinden kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
    Mahkamece yapılacak iş bilirkişilerin raporlarının değerlendirilmesi, açıklığa kavuşmayan bir husus varsa raporda 6. bentte yer alan tespitlerin dayanaklarını gösterecek ek rapor temin edilmesinden ibarettir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin süreden REDDİNE, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 19/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi