Esas No: 2019/2227
Karar No: 2019/5951
Karar Tarihi: 02.12.2019
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2019/2227 Esas 2019/5951 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Yakınan ..."ya karşı nitelikli yağma suçundan sanıklar ..., ..., ... ... ve ...,...’nun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 149/1-c,d, 35/1-2, 53 maddeleri gereğince cezalandırılmaları yönünde yapılan yargılama sonucunda Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesince 24/10/2018 tarihli ve 2018/131 esas, 2018/329 sayılı kararı ile sanıklar ..., ... Tunç ve ... Doğu’nun beraatlerine sanık ...’in ise 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına karar verildiği, sanık ... savunmanınca Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması yönündeki karara yapılan itirazın ALANYA 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/12/2018 günlü ve 2018/1360 Değişik İş sayılı kararı ile reddedilerek kesinleşmesini müteakip sanık savunmanı tarafından 19/12/2018 tarihli dilekçe ile itiraz kanun yoluna başvurması üzerine Adalet Bakanlığının 18.04.2019 gün ve 94660652-105-07-655-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06/05/2019 gün ve KYB/2019/45075 sayılı ihbar yazısı ile soruşturma dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
Anılan Yazıda;
“Değişen suç vasfı itibariyle basit tehdit suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 106/1-2. cümle ve 62/1. maddeleri gereğince 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/10/2018 tarihli ve 2018/131 esas, 2018/329 sayılı kararına karşı sanık müdafii tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/12/2018 tarihli ve 2018/1360 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Sanığın değişen suç vasfı itibariyle mahkumiyetine karar verilen sair tehdit suçunun şikayete tabi olup uzlaştırma kapsamında bulunduğunun anlaşılması karşısında, somut dosya kapsamına göre, kovuşturma aşamasında karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 253. maddesi gereğince taraflara uzlaştırma teklif edilmediği gibi 5271 sayılı Kanunun 231/5. maddesinde uzlaşma hükümlerinin saklı tutulması nedeniyle uzlaştırmaya tabi suçlarda öncelikle uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, merciince yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi gereğince Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/12/2018 tarihli ve 2018/1360 değişik iş sayılı kararının bozulması ” Dairemizden istenilmiştir.
TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A
Yağma; bir başkasının, kendisinin veya yakınının hayatına, vücuduna veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da mal varlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak bir malın alınması veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılması olup;
Bu suçun en başta gelen özelliği malın cebir şiddet veya tehdit ile alınmasıdır. Yani zilyedin elindeki malın alınması veya malın fail tarafından zaptına sükut etmesinin zorunlu kılınmasıdır.
5237 sayılı TCK"nın 148. maddesinin 1. fıkrasında yağma suçunun temel şekli, 2. fıkrasında senet yağması, 3. fıkrasında cebir karinesine yer verilip;
Aynı Kanunun 149. maddesinde ise nitelikli halleri düzenlenirken, suçun bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla işlenmesi halinde failin daha az ceza ile cezalandırılması için “Daha az cezayı gerektiren hâl” başlığı altında TCK"nin 150. maddesi 1. fıkrasında; “Kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması halinde, ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır” şeklinde düzenlenmiştir. Hukuki ilişkiye dayanan bir alacağın tahsili amacıyla tehdit veya cebir kullanılması halinde eylem yağma suçunu oluşturmakla birlikte bu özel düzenleme nedeni ile fail kasten yaralama ve/veya tehdit suçundan cezalandırılacaktır. Bir başka anlatımla burada failin saikine önem verilmiştir. Bu maddenin uygulanabilmesi için fail ile mağdur arasında alacak hakkı doğuran herhangi bir hukuki ilişki bulunmalı, bunun da kanunda belirtilen şekil şartlarına uygun kurulmuş olması değil, hukuk düzenince kabul edilebilir meşru bir ilişki olması yeterlidir.
Alacağın tahsili amacıyla gerçekleşen yağma eylemindeki alacak ile orantılı olması da gerekir. Hukuki ilişkinin tarafı olmayan kişi ile bu anlamda ele alınamaz.
Tehdit suçu ise aynı Yasanın 106. maddesinde anlamını bulmuştur.
"Madde 106- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir. "Basit ve/veya nitelikli yağma veya daha az cezayı gerektiren yağma suçunda tehdit ortak bir kavramdır. Tehdit ile oluşturulmak istenen tehlike boyutu her olayın özelliğine göre yargıç tarafından takdir edilir. Anılan yağma suçlarında tehditte mağdurun korkması değil tehdit nedeni ile sanığın isteğine boyun eğmesi aranacaktır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ilkeleri 5271 sayılı CMK"nin 231. Maddesinde düzenlenmiştir. CMK"nin 231. maddesine göre verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı başvurulabilecek olağan kanun yolu itiraz olup, kimler tarafından ve ne şekilde yapılacağı kanunda düzenlenmiştir.
İtiraz usulü ve inceleme merciileri başlıklı CMK"nin 268. maddesine göre; kararına itiraz edilen hakim ya da mahkeme itirazı haklı görürse düzeltilmesini aykırı durumda hemen ve nihayet 3 gün içinde CMK"nin 268/3. maddesinde ayrıntısı düzenlenmiş olan incelemeye yetkili merciine göndermesi gerekir.
İtiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, mercii gerekli görürse Cumhuriyet Savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bu dinleme duruşma şeklinde yapılmayacaktır.
Yargılama makamı temyizden farklı olarak gerekiyorsa hukuki sorun yanında maddi sorunu da ele alabileceğinden lüzumu gördüğü soruşturma işleminin yapılmasını isteyebilir. İtiraz konusunu incelerken mercii sadece dosya ile bağlı değildir. Kendisi de araştırma yapabilecektir.
İtiraz incelemesi; kararı hem maddi hem de hukuki yönden ele alınması ile bunun hukuka uygunluğunun denetlenmesi de gerektirir. Bir başka ifade ile itiraz yasa yolunda bir karara temel teşkil eden deliller ve maddi olgular ile bunu doğuran hukuki durum birlikte değerlendirilir. Bu bağlamda itiraz olağan bir kanun yoludur ve kararın hem maddi hem de hukuki yönden tek tek incelenmesi gerekir. CMK"nin 271/4. maddesindeki "Merciin itiraz üzerine verdiği kararları kesindir." hükmü uyarınca; mercii tarafından itiraz başvurusu üzerine "İtiraz konusu" hakkında verilen karar kesin olur.
Uzlaşma ise farklı bir müessese olup, 5271 sayılı CMK"nin 253. maddesinde düzenlenmiştir.
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle yapılan değişiklik ile uzlaşma kapsamındaki suçların sayısı artırılmış, TCK"nin 106. maddesinin 1.fıkrasında düzenlenen tehdit, aynı Kanun 141 ve 157. maddelerindeki suçlarda uzlaşma kapsamına alınmıştır.
Anayasanın 38. maddesi TCK"nin 20. maddesinde ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesine göre suç işlediği ileri sürülenlerin göz ardı edilerek, ceza sorumluluğu açısından birbirinden farklı düşünülmesi gerekir.
Bir kısım için uzlaşmanın gerçekleşmemesinin, diğer sanık ve/veya sanıklara yaymak, bu yönden ceza sorumluluğu ve diğer ceza hukuku ilkelerine aykırı olacağı her zaman dikkate alınmalıdır.
Birden çok failin bulması halinde uzlaşmanın ne şekilde yapılacağı ise CMK"nin 255. maddesinde; "Aralarında iştirak iradesi olsun veya olmasın birden çok kişi tarafından işlenen suçlarda ancak uzlaşan kişi uzlaşmadan yararlanır" şeklinde düzenlenmiştir.
Uzlaşma kapsamında olmayan bir suç ile ilgili açılan kamu davasının yürütülen yargılaması sonucunda, suçun değişen hukuki niteliğinde hukuki bir yanılgı yoksa uzlaşma kurumu şüpheli ve/veya fail için değerlendirilecektir. Yanılgılı bir uygulama varsa bu halde ise uzlaşma kurumu fail ve/veya şüpheli lehine işletilmesini sağlamayacaktır. HAGB kararı ile uzlaşma farklı kurumlardır. Hukuki koşulların bulunması halinde öncelikle sanık lehine olduğunda kuşku bulunmayan uzlaşma işlemi yapılacak, anılan işlemin sonuçsuz kalması halinde HAGB uygulama imkanı olup olmadığı değerlendirilecektir. Kanunun düzenleniş amacının gözardı edilmesi bu hakkı ortadan kaldıramayacaktır.
Yukarıda açıklanan bu iki müessesenin amacı mağdurun, mağduriyetinin giderilmesi suretiyle toplumsal barışın sağlanıp, bu şekilde şüpheli ve/veya sanığın topluma kazandırılmasıdır. Bu yönü ile CMK"de mağdurun haklarını güvence altına alan onarıcı adalet kurumları olup, içerikleri hem hukuki hem de maddi meseleyi kapsamaktadır.
Somut Dosyamıza gelince;
18.03.2018 gün 2018/149 sayılı iddianame ile; ... işletme sahibi mağdur ...’nun kardeşi ..."dan alacağını tahsil edemeyen şüpheli ...’nun "Kardeşinin bana borcu var" dediği, müştekinin borç benim değil ödemem deyince şüpheli ...’in "Ben bunu senden almasını bilirim" dediği, müştekinin telefon ile Jandarma"ya ihbarda bulunduğu, şüpheli ..."in telefon ile birilerini aradığı, bu sırada tanık ..."ın odaya girdiği ... ....’nun ayağa kalkarak müştekiye “Bunun bedelini ödeyeceksin” dediği, şüpheliler ..., ..., ... ..."un ofise geldikleri, şüpheli ... ...."un müştekiye “Ben suç duyurusunda bulundum, Siz kardeşiniz ile organize iş yapıyorsunuz bu borçtan kefilim var beni rahat uyutmuyorlar, sen de rahat uyumayacaksın, bindiğin araba ve hanımının bindiği araba gözüme batıyor benim canım yandıkça ben de can yakacağım bu işi kendi yöntemimizle çözeceğiz” şüpheli ...’ın müştekiye “Bu parayı almadan sana rahat yok Jandarma çağırarak bu işi çözemezsin” dediği, şüpheli ...’in de müştekiye “Senin kardeşin benim canımı yaktı, ya bu ülkeyi terk et ya da seni de burda yaşatmayız, sana burada iş yaptırmayız, ailenle burada rahat dolaşamazsın, bu borcu ödeyeceksin biz seni burada rahat bırakmayız” dediği... şüphelilerin eylemlerinin bir bütün halinde birden fazla kişi ile işyerinde yağmaya teşebbüs niteliğinde olduğu TCK"nin 149/1-c-d, 35/1-2. maddeleri uyarınca cezalardırılmaları istemi ile açılan kamu davasını yürüten Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/07/2018 günlü duruşmada “Sanıklar..., ... ve ... yönünden eylemin TCK"nin 106/1-2. cümle kapsamında kalması ihtimaline binaen uzlaşma işlemi yapılması için dosyanın uzlaşma bürosuna gönderilmesine” dair ara karar verdiği, 27/09/2018 tarihli uzlaşma raporu başlıklı belgede ise “Müşteki ..."nun uzlaşma teklifini kabul etmediğinden uzlaşma sağlanamamıştır” şeklinde açıklamaya yer verildiği
Sanık ...; aşamalardaki savunmasında....daha önceden tanıdığım .... isimli arkadaşımı arayarak mağdur ...’nun emlak dükkanında olduğunu alacak verecek meselesinden anlaşamadıklarını anlaşmayı temin için kendilerini çağırdığını, bu nedenle mağdurun iş yerine geldiklerini, şahsı tehdit etmediklerini, ...’nun herkese borcu olduğunu, mağdurun kardeşinin borcu olup kendisinin vekalet sahibi olduğundan olaydan sonra da konuştuklarını, ancak suç işlemediğini ileri sürdüğü, mahkeme tarafından sanık ... ile ilgili uzlaşma ile ilgili hiçbir faaliyette bulunulmadığı,Sanık ..."in aşamalardaki beyanlarında; ...’nun milleti dolandırdığını, kendisinin de bu şahıstan alacaklı olduğunu, olay günü ..."i aradığını, yemeğe gel dediğini, buluştuklarında "... senin için şahibeli ticaret yapıyor diyor, ayrıca ..."ın alacağı için herkes geldi o niye gelmedi diye soruyor." dediğini, Olay günü mağdurun arabasını işyerinin önünde görüp gittiğini, konuşma sırasında “... ile eskiden ortaktınız şimdi gene ortaksınız” “... bana ... ile ortak muz bahçemiz var paranı öderim, ödeyemezsem buranın bir yıllık hasılatını veririm” şeklinde konuşarak mağdur ...’ın birden patladığını, tartışma çıktığını, bu sırada “Sana öyle bir şey yapacağım ki bir daha buradan içeriye giremeyeceksin” dedikten sonra Jandarmayı aradığını, tefecilikten yargılandığı için sanık..."i aradığını, “Senin tanıdığın gel aramızı bul” dediğini onun da... ve ... ile birlikte geldiğini, ..."a “Sen hem suçlu hem de güçlüsün” dediğini, 5-10 dakika sonra jandarmanın geldiğini, Jandarmanın biz alacak verecek işine bakmıyoruz dediğinde, mağdurun “... beni tehdit etti” şeklinde yanıt vermesi üzerine Jandarmanın da şikayetçi ol dediğini, karakola gidince de bu sefer diğer arkadaşların da ismini verip “Onlar da tehdit etti” diye bildirimde bulunduğunu öğrendiğini, suçu işlemediğini ileri sürüp,
Sanık... aşamalardaki beyanında; mağdur ... ve kardeşi ...’ı eskiden beri tanıdğını kendisinin de ...’dan 30.000 TL alacaklı olup dava açtığını, müşteki ..."nun “... ile arasındaki sorunu çözeceğini” belirtip ...’ın kendisine verdiği vekaletin de bir fotokopisini de verip rahat olmasını bununla tüm işleri yürütebileceğini belirttiğini, olay günü de kafede sanıklar ... ve ... ile birlikte iken...’in telefon ile konuştuğunu sonra ... ile kapıya doğru yürüdüklerini “Nereye” diye sorduğunda “... ile ... arasında tartışma olmuş, ... jandarma çağırmış eski arkadaşın sen de gelebilirsin” demesi ile onlarla gittiğini, orada taraflar arasında sitemli bir konuşma olduğunu, kendisinin karışmadığını belirttiği,
Tanık ... aşamalarda; kendisine ait işi konuşmak için müştekinin iş yerine gittiğini, bu sırada gelen ...’in özel konuşma talebi üzerine odadan çıktığını içeriden sesler yükselince hayırdır diye içeri girdiğini, ...’in “Senin kardeşin bizi mağdur etti sen bunu çözmelisin hem vekaletin var hem büyüğüsün kültürümüzde aile büyüğü olan böyle işleri çözer sen ödeme yapmalısın” dediğini, ...’ın “Kardeşim ile iş yaparken bana sormadınız ben ödemem” demesi üzerine ...’in de “Ödeyeceksin” diye konuşmayı sürdürdüğünü, ...’ın da “Beni tehdit mi ediyorsun” dediğini ve jandarmayı aradığını, jandarma gelmeden bu üç sanığın geldiğini, bunları daha önce de ...’ın yanında gördüğünü beyan ettiği,Alanya .... Noterliğinin ... nolu rehin sözleşmelerinde; rehin vereni... organizasyon Tur. Ve Tic. Ltd. Şti vekili ..., rehin alan ... .... 75.000-87.000-73.000 liralık borçlar için ...,..., plaka sayılı araçların rehin verildiğine dair belge ile ... adına 30/09/2018 günlü ve 60.000 TL"lik ödemeye ilişkin EFT dekontu bulunduğu anlaşılmıştır.Mevcut dosya ve delilleri inceleyen Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesi 24/10/2018 gün 2018/131 esas, 2018/329 karar sayılı kararı ile; “Sanık ...’in kendisinden talep ettiği paranın ödenmesi için" ya bu işi çözeceksin ya da burayı terk edeceksin dediğinin sabit olduğu, bu sözün yağma suçunun unsuru niteliğinde olan malvarlığı, vücut veya cinsel dokunulmazlığına karşı tehdit niteliğinde değil sair kötülük anlamında olduğu ve sair tehdit kapsamında kaldığı, kovuşturma evresinde katılanın uzlaşmaya yanaşmamış olması nazara alınarak sanık ... hakkında TCK"nin 106/1-2. cümleden alt hadden ceza tayini ile mahkumiyet, suçu sabit olmayan diğer sanıklar için yeterli delil bulunmadığından CMK"nin 223/2-e maddesi uyarınca beraat kararı verilmiştir” denilip hüküm fıkrasında; “Sanığın nitelikli yağma suçundan cezalandırılması talep edilmiş ise de; sanığın yağmaya konu edilen sözleri sair kötülük edeceğinden bahisle tehdit suçuna vücut verdiği hukuki alacağın tahsili için bu sözleri sarf ettiğini ve yine bu sözlerin yağma suçuna elverişsiz olması nazara alınarak TCK"nin 106/1-2. cümle uyarınca 1 ay TCK"nin 62. maddesinden 25 gün hapis cezası, 53. madde ile hak yoksunluğuna hükmedip, CMK"nin 231/5. maddesi ile Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, CMK"nin 231/8. maddesi uyarınca 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına” dair verdiği karara karşı, sanık ... savunmanı tarafından 30/10/2018 günlü dilekçe ile sanık yönünden dosyanın uzlaşmaya gönderilmediği, suç sabit olmadığından beraat kararı verilmesi gerektiği şeklinde açıklamalara yer vererek itirazda bulunulduğu, itiraza konu kararı veren Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/11/2018 günlü red kararı sonrası,
İtirazı inceleyen Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/1360 D. İş sayılı kararı ile “... somut olayda CMK"nin 231/5-6. maddesinde yazılı suça ve sanık ..."e ilişkin objektif uygulama koşullarının bulunduğu, suçun sübutu ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı herhangi bir husus bulunmadığı anlaşıldığından sanık ... müdafii tarafından yapılan itirazının reddine” karar verdiği,
İtrazı inceleyen Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesi açılan kamu davasının yürütülen yargılaması sırasında ileri sürülen iddia savunma ve tüm delillere göre; itiraza konu kararı veren mahkemenin sanığın suç teşkil eden eyleminin ve/veya eksik bir incelemenin bulunup bulunmadığı ve/veya huhuki nitelendirmede herhangi bir yanılgı veya duraksamalı bir halin olup olmadığını itiraz içeriği ile bağdaşık ele alıp hem hukuki hem de maddi meseleyi kapsayacak şekilde yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerin öngördüğü normlar dairesinde inceleyip, suçun hukuki nitelendirmesinin yerinde olduğunun belirlenmesi halinde uygulanan norm kurala göre sanık ... hakkında bu kere CMK"nin 253- 255. maddelerinde düzenlenen uzlaşma kurumunun fail yönünden işletilip işletilmeyeceğini değerlendirip, bu yönde kanuna aykırılık hali saptanması durumunda, bunun da ortadan kaldırılması gerektiği düşünülmeden, Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/12/2018 gün ve 2018/1360 D. İş sayılı red kararı bu yönü ile kanuna aykırı bulunduğundan, Kanun Yararına Bozma istemine dayanak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı ile incelenen dosya içeriği ve açıklanan gerekçeye göre, bu bağlamda yerinde görüldüğünden, Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/12/2018 gün ve 2018/1360 D. İş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nin 309/4-b maddesi uyarınca BOZULMASINA, işlemlerin mahkemesince yerine getirilmesine, 02/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.